12 yıldızlı AB'nin 12 utanç duvarı!
ABD Başkanı Trump'ı sığınmacı politikası nedeniyle sert bir şekilde eleştiren ve kendilerinin duvar örmediğini iddia eden Avrupa Birliği, 12 ayrı dikenli tel duvar ve yasaklarla kendini savaş, zulüm ve yoksulluktan kaçan sığınmacılara karşı "korumaya" almış durumda.
14.02.2017 00:00:00
ABD Başkanı Donald Trump'ın Meksika sınırına duvar inşa edeceğini açıklaması ve 7 İslam ülkesinin vatandaşlarına vize yasağı getirmesi üzerine Brüksel'den "sert eleştiriler" yükseldi. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Trump'ın kararının ardından yaptığı ilk açıklamada, "Hiç kimse doğum yeri, dini veya etnik kökeni dolayısıyla haklarından mahrum bırakılamaz. Biz buyuz, kimliğimiz bu. Biz duvarlar yıkıldığı zaman kutlama yaparız." demiş ve Trump'a "Duvar örerseniz kendinizi hapishanede bulursunuz" uyarısında bulunmuştu.
Libya ile sığınmacılara karşı 3 Şubat'ta anlaşma imzaladıktan 3 gün sonra bir kez daha kameralar karşısına geçen Mogherini, bu kez "Bizim yöntemimiz, bunu net bir şekilde ifade etmek isterim, sığınmacı akışını yönetmek. Bu bir duvar değil, insanları dışarıda tutmak değil. Başka tür bir yöntem, yönetmesi oldukça karmaşık olan bir konuyu, insan haklarını ve suç örgütleri ile mücadeleyi önceleyerek yönetmeyi amaçlayan Avrupa yöntemi" diyerek kendilerini savundu.
Brüksel'de Trump'a yönelik öfke, Avrupa Parlamentosunda (AP) özel bir oturum düzenlemeye kadar vardı. Libya ile yapılan anlaşmadan tam da bir gün önce, siyasi grupların liderleri, Trump'ı "saf ayrımcı" olmakla suçladı.
Yok birbirlerinden farkları!
Her ne kadar AB veya AP yetkilileri, Trump'ı eleştirse de kendi uygulamaları da hiç farklı değil. AB Yüksek Temsilcisi Mogherini'nin örmediklerini iddia ettikleri duvarlar, Avrupa'yı savaş, zulüm ve yoksulluktan kaçanlara karşı çoktan kapatmış durumda.
İspanya'da 2, Macaristan'da 3, Bulgaristan, Yunanistan, Fransa, Avusturya, Slovenya, Estonya ile AB üyesi olmayan Makedonya'da da birer duvar bulunuyor.
İlk duvar 24 yıl önce İspanya'da yapıldı
AB'nin ilk duvarı, 1993'te İspanya'nın Afrika'daki toprağı olan Septe'nin (Ceuta) etrafına çekildi. 1993'te örülen 8.4 km uzunluğunda, 3 metre yüksekliğinde ve dikenli tel örgülerden oluşan ilk duvar, 2005 yılında sınırı geçmeye çalışan çok sayıda mültecinin ölmesi üzerine değiştirildi.
Çitlerin boyu 6 metreye yükseltilirken duvarın uzunluğu da 11 kilometreye ulaştı. AB tarafından finanse edilen ve toplam 33 milyon avroya mal olan duvar boyunca yerleştirilen kamera ve sensörlerle güvenlik çok üst seviyede tutuluyor. Duvarın yapılmasından bu yana birçok mülteci sınırı geçmeye çalışırken hayatını kaybetti veya ciddi olarak yaralandı.
Septe'nin 400 kilometre doğusunda yer alan Melilla sınırındaki ikinci duvar da yine mültecilere karşı AB tarafından inşa edildi. Duvarı sınır boyunca Faslı güvenlik güçleri koruyor. Buna rağmen bölgedeki ormanlık alanda gizlenen ve çoğunluğu Sahra Altı ülkelerinden olmak üzere farklı milletlerden göçmenler, sınırı ilkel yöntemlerle aşmaya çalışıyor.
Aynı durum, Türkiye-Bulgaristan ve Türkiye-Yunanistan sınırları için de geçerli. Türkiye ve Yunanistan sınırında 2012'den bu yana yüksek dikenli teller bulunuyor. Bulgaristan, sığınmacılara karşı 2013'te ördüğü 30 kilometrelik dikenli tel duvarını, geçen sene 146 kilometreye çıkardı.
Makedonya sınırına da dikenli tel örgü!
Yunanistan'ın Makedonya sınırında da dikenli teller bulunuyor. AB üyesi olmayan Makedonya, Batı Avrupa ülkelerine ulaşmaya çalışan sığınmacıların geçişlerini önlemek amacıyla Yunanistan sınırına ilk kez 29 Kasım 2015 tarihinde tel örgü çekti. Sığınmacıların geçiş güzergahındaki diğer bir AB ülkesi olan Macaristan da, dikenli tel duvarını 2015'te inşa etmeye başladı.
Sığınmacı akışını durdurmak için 175 kilometrelik Macaristan-Sırbistan sınırına 3 metre yükseklikte jiletli tel örgü çeken Macaristan, sınır bölgelerinde olağanüstü hal ilan ederek, yasa dışı geçişler için uygulanan cezaları artırma yoluna gitti.
300 kilometrelik Macar-Hırvat sınırının 120 kilometrelik bölümüne de jiletli tel örgü çekildi. 3 Nisan 2016'da, Sırbistan sınırındaki Kelebia'ya da jiletli tel örgü çekilmeye başlandı.
AB sınırları duvarlarla çizilmiş durumda
Sığınmacıları ülkelerine sokmamak için sınırlarına duvar inşa eden ya da dikenli tel örgü çeken AB ülkeleri bunlarla sınırlı değil. Sığınmacıların, daha iyi bir yaşam umuduyla Batı Avrupa'ya geçmek için kullandığı rota üzerinde bulunan ülkelerden Slovenya da 2015'in Kasım ayında Hırvatistan sınırına 150 kilometre uzunluğunda tel örgü çekti.
Avusturya hükümeti ise Slovenya ile sınırına 4 kilometrelik tel örgü çekti. Sığınmacılara karşı duvar örülen bir diğer ülke de Fransa. AB üyesi ülkelerden Estonya da Rusya ile sınırına dikenli tellerle koruma kararı aldı.
Sembolik duvarlar da var!
AB, fiili duvarların yanı sıra komşu ülkelerle yaptığı ve sembolik duvar sayılabilecek anlaşmalarla sığınmacıların geçişini önlemeye çalışıyor. Brüksel, bu kapsamda fiilen dondurdukları Türkiye'nin üyelik sürecini "yeniden canlandırma" kararı aldı, Türk vatandaşları için vize sözü verdi.
Akışı azaltan AB, diğer ülkelerle anlaşmalar imzalamaya başladı. AB, Afganistan hükümeti ile geçen yıl imzaladığı anlaşma sayesinde, maddi yardım karşılığında sığınmacı Afganları, halen savaşın sürdüğü ülkelerine iade etmenin yolunu açtı.
AB, 80 bin Afganı geri göndermeyi planlıyor. AB, Ekim 2016'da sığınmacı sayısını azaltmak için Nijerya ile geri kabul anlaşması görüşmelerine başlandığını açıkladı. AB'nin anlaşma imzaladığı son ülke ise Libya oldu.
AB, tam da Trump'ı eleştirdikleri günlerde 200 milyon avroluk yardım ve Libya sahil güvenlik birimlerinin eğitimi yoluyla, İtalya ve Malta'ya olan sığınmacı akışını durdurmayı planlıyor.
Sığınmacılar ölüme terk edildi!
Batı Avrupa ülkelerine giden Balkan güzergahını kapatan AB, sığınmacıları soğuktan öldükleri Yunanistan'daki adalara ya da Sırbistan'da olduğu gibi her türlü imkandan mahrum terk edilmiş depolara mahkum etti.
Brüksel'in yanı sıra üye ülkeler de sığınmacılara karşı başlattıkları uygulamalarla kendi "duvarlarını" ördü. Danimarka, geçen yıl gelen sığınmacıların belli bir miktardaki parasına el koymaya başladı.
Belçika, mahkeme kararlarına rağmen Suriyeli bir aileye vize vermedi. Fransa'da Calais'deki kampta kalan sığınmacılar polis müdahalesiyle diğer kamplara taşınırken, Paris'teki sığınmacılara karşı sık sık operasyon düzenlendi.
İtalya'da ise parmak izi alınması sırasında polisin, sığınmacılara işkence ettiği insan hakları kuruluşlarının raporlarına yansıdı. Tüm bunları yeterli görmeyen AB ülkeleri son olarak, 12 Şubat'ta sona erdirmesi gereken sınır kontrollerini 3 ay daha uzattı.
Sınır kontrollerinin, 24 Eylül'de Almanya'da yapılacak genel seçime kadar her 3 ayda bir uzatılması bekleniyor.
Libya ile sığınmacılara karşı 3 Şubat'ta anlaşma imzaladıktan 3 gün sonra bir kez daha kameralar karşısına geçen Mogherini, bu kez "Bizim yöntemimiz, bunu net bir şekilde ifade etmek isterim, sığınmacı akışını yönetmek. Bu bir duvar değil, insanları dışarıda tutmak değil. Başka tür bir yöntem, yönetmesi oldukça karmaşık olan bir konuyu, insan haklarını ve suç örgütleri ile mücadeleyi önceleyerek yönetmeyi amaçlayan Avrupa yöntemi" diyerek kendilerini savundu.
Brüksel'de Trump'a yönelik öfke, Avrupa Parlamentosunda (AP) özel bir oturum düzenlemeye kadar vardı. Libya ile yapılan anlaşmadan tam da bir gün önce, siyasi grupların liderleri, Trump'ı "saf ayrımcı" olmakla suçladı.
Yok birbirlerinden farkları!
Her ne kadar AB veya AP yetkilileri, Trump'ı eleştirse de kendi uygulamaları da hiç farklı değil. AB Yüksek Temsilcisi Mogherini'nin örmediklerini iddia ettikleri duvarlar, Avrupa'yı savaş, zulüm ve yoksulluktan kaçanlara karşı çoktan kapatmış durumda.
İspanya'da 2, Macaristan'da 3, Bulgaristan, Yunanistan, Fransa, Avusturya, Slovenya, Estonya ile AB üyesi olmayan Makedonya'da da birer duvar bulunuyor.
İlk duvar 24 yıl önce İspanya'da yapıldı
AB'nin ilk duvarı, 1993'te İspanya'nın Afrika'daki toprağı olan Septe'nin (Ceuta) etrafına çekildi. 1993'te örülen 8.4 km uzunluğunda, 3 metre yüksekliğinde ve dikenli tel örgülerden oluşan ilk duvar, 2005 yılında sınırı geçmeye çalışan çok sayıda mültecinin ölmesi üzerine değiştirildi.
Çitlerin boyu 6 metreye yükseltilirken duvarın uzunluğu da 11 kilometreye ulaştı. AB tarafından finanse edilen ve toplam 33 milyon avroya mal olan duvar boyunca yerleştirilen kamera ve sensörlerle güvenlik çok üst seviyede tutuluyor. Duvarın yapılmasından bu yana birçok mülteci sınırı geçmeye çalışırken hayatını kaybetti veya ciddi olarak yaralandı.
Septe'nin 400 kilometre doğusunda yer alan Melilla sınırındaki ikinci duvar da yine mültecilere karşı AB tarafından inşa edildi. Duvarı sınır boyunca Faslı güvenlik güçleri koruyor. Buna rağmen bölgedeki ormanlık alanda gizlenen ve çoğunluğu Sahra Altı ülkelerinden olmak üzere farklı milletlerden göçmenler, sınırı ilkel yöntemlerle aşmaya çalışıyor.
Aynı durum, Türkiye-Bulgaristan ve Türkiye-Yunanistan sınırları için de geçerli. Türkiye ve Yunanistan sınırında 2012'den bu yana yüksek dikenli teller bulunuyor. Bulgaristan, sığınmacılara karşı 2013'te ördüğü 30 kilometrelik dikenli tel duvarını, geçen sene 146 kilometreye çıkardı.
Makedonya sınırına da dikenli tel örgü!
Yunanistan'ın Makedonya sınırında da dikenli teller bulunuyor. AB üyesi olmayan Makedonya, Batı Avrupa ülkelerine ulaşmaya çalışan sığınmacıların geçişlerini önlemek amacıyla Yunanistan sınırına ilk kez 29 Kasım 2015 tarihinde tel örgü çekti. Sığınmacıların geçiş güzergahındaki diğer bir AB ülkesi olan Macaristan da, dikenli tel duvarını 2015'te inşa etmeye başladı.
Sığınmacı akışını durdurmak için 175 kilometrelik Macaristan-Sırbistan sınırına 3 metre yükseklikte jiletli tel örgü çeken Macaristan, sınır bölgelerinde olağanüstü hal ilan ederek, yasa dışı geçişler için uygulanan cezaları artırma yoluna gitti.
300 kilometrelik Macar-Hırvat sınırının 120 kilometrelik bölümüne de jiletli tel örgü çekildi. 3 Nisan 2016'da, Sırbistan sınırındaki Kelebia'ya da jiletli tel örgü çekilmeye başlandı.
AB sınırları duvarlarla çizilmiş durumda
Sığınmacıları ülkelerine sokmamak için sınırlarına duvar inşa eden ya da dikenli tel örgü çeken AB ülkeleri bunlarla sınırlı değil. Sığınmacıların, daha iyi bir yaşam umuduyla Batı Avrupa'ya geçmek için kullandığı rota üzerinde bulunan ülkelerden Slovenya da 2015'in Kasım ayında Hırvatistan sınırına 150 kilometre uzunluğunda tel örgü çekti.
Avusturya hükümeti ise Slovenya ile sınırına 4 kilometrelik tel örgü çekti. Sığınmacılara karşı duvar örülen bir diğer ülke de Fransa. AB üyesi ülkelerden Estonya da Rusya ile sınırına dikenli tellerle koruma kararı aldı.
Sembolik duvarlar da var!
AB, fiili duvarların yanı sıra komşu ülkelerle yaptığı ve sembolik duvar sayılabilecek anlaşmalarla sığınmacıların geçişini önlemeye çalışıyor. Brüksel, bu kapsamda fiilen dondurdukları Türkiye'nin üyelik sürecini "yeniden canlandırma" kararı aldı, Türk vatandaşları için vize sözü verdi.
Akışı azaltan AB, diğer ülkelerle anlaşmalar imzalamaya başladı. AB, Afganistan hükümeti ile geçen yıl imzaladığı anlaşma sayesinde, maddi yardım karşılığında sığınmacı Afganları, halen savaşın sürdüğü ülkelerine iade etmenin yolunu açtı.
AB, 80 bin Afganı geri göndermeyi planlıyor. AB, Ekim 2016'da sığınmacı sayısını azaltmak için Nijerya ile geri kabul anlaşması görüşmelerine başlandığını açıkladı. AB'nin anlaşma imzaladığı son ülke ise Libya oldu.
AB, tam da Trump'ı eleştirdikleri günlerde 200 milyon avroluk yardım ve Libya sahil güvenlik birimlerinin eğitimi yoluyla, İtalya ve Malta'ya olan sığınmacı akışını durdurmayı planlıyor.
Sığınmacılar ölüme terk edildi!
Batı Avrupa ülkelerine giden Balkan güzergahını kapatan AB, sığınmacıları soğuktan öldükleri Yunanistan'daki adalara ya da Sırbistan'da olduğu gibi her türlü imkandan mahrum terk edilmiş depolara mahkum etti.
Brüksel'in yanı sıra üye ülkeler de sığınmacılara karşı başlattıkları uygulamalarla kendi "duvarlarını" ördü. Danimarka, geçen yıl gelen sığınmacıların belli bir miktardaki parasına el koymaya başladı.
Belçika, mahkeme kararlarına rağmen Suriyeli bir aileye vize vermedi. Fransa'da Calais'deki kampta kalan sığınmacılar polis müdahalesiyle diğer kamplara taşınırken, Paris'teki sığınmacılara karşı sık sık operasyon düzenlendi.
İtalya'da ise parmak izi alınması sırasında polisin, sığınmacılara işkence ettiği insan hakları kuruluşlarının raporlarına yansıdı. Tüm bunları yeterli görmeyen AB ülkeleri son olarak, 12 Şubat'ta sona erdirmesi gereken sınır kontrollerini 3 ay daha uzattı.
Sınır kontrollerinin, 24 Eylül'de Almanya'da yapılacak genel seçime kadar her 3 ayda bir uzatılması bekleniyor.