logo
27 TEMMUZ 2025

23 Nisan arefesi

21.04.2016 00:00:00
İki gün sonra 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı...
İleri Demokrat Yeni Türkiye'nin, "açılım"cıları bir devlet teâmülünü daha rafa kaldırarak resmî resepsiyon yapmayacaklarmış!
Şühedânın, millet bayram etsin diye canlarını feda ettiklerinin farkında değiller demek ki!
Yapmasınlar, yapmayabilirler!
"Her 10 Kasım'da sap gibi durmaya ne gerek var?" dediklerini de duyduk, biliyoruz ama onlar kabul etmiyor diye; ne 10 Kasım'larda milyonlarca vatandaşın, Muhteşem Türk Atatürk'ü ziyaretleri kesilir, ne de onlar istemiyor diye Milli Bayramları kutlamaktan vazgeçilir...
Bayram, Türk Milletinin bayramıdır, kutlayacağız ve bugünden kutlu olsun...
Bu bayram, TBMM'nin açılışının birinci yılından itibaren yani 1922'den beri kutlanmaktadır. Bu bayram, 1 Kasım 1922'de saltanatın kaldırılmasıyla önce 1 Kasım olarak kabul edilen sonra 1935'te Hakimiyeti Milliye bayramıyla birleştirilmesiyle her yıl 23 Nisan'da kutlanmaya başlandı. 
23 Nisan Çocuk Bayramının, ilki bizzat Atatürk'ün himayesinde 1927'de kutlandı. Kadınlara seçme-seçilme hakkı verilmesinde Avrupa'dan onlarca yıl önde olan Türkiye Cumhuriyeti, milletin geleceği olan çocuklara özgü bir bayram kutlamakta da Atatürk sayesinde dünyada tektir.
Saltanatın kaldırıldığı ve o günün bayram ilan edildiği 1 Kasım 1922'yi unutanlara hatırlatmak, inkarcıların gözlerine sokmak elbette her Türk Vatandaşının görevidir. 
Bu Kutlu Günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde yapılan tarihi celselerden alıntılarla hatırlatmaya çalışacağım.
O gün, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, çok önemli bir söylev yapar.
Saltanatın kaldırılıp Hakimiyet-i Milliyenin ilan edildiği "1 Teşrinisâni 1922" gününü Atatürk, o tarihi nutkunda şöyle ifade eder; "Son Peygamber olan Muhammed Mustafa Sallallahü aleyhi ve sellem 1394 sene evvel rumi nisan içinde ve Rebiülevvel ayının on ikinci Pazartesi gecesi sabaha doğru tan yeri ağarırken doğdu, gün doğmadan! Bugün, o gündür. Filhakika arabî tarihlerinde bu akşam yevm-i vilâdetin (Sultanın doğum gününün) tamam sene-i devriyesine (tam yıl-dönümüne) tesadüf ediyor. İnşallah bu hayırlı tesadüftür." (Nutuk Cilt 3, s.1241)
Saltanatı kaldırıp ve Cumhuriyeti ilan ederek yönetim ve egemenliği millete teslim edeceği günü, Hz. Peygamber'in Doğum Günü'ne denk getiren bir Müslümana, "kâfir" diye iftira eden kâfirler var maalesef!..
Yine aynı günkü tarihî nutkunda Atatürk'ün hilâfetle ilgili sözlerine de bakalım; "Şimdi Efendiler! Makam-ı Hilâfet mahfûz olarak (Hilâfet Makamı korunmuş olarak) onun yanında, hakimiyet ve Saltanat-ı Milliye makamı (Egemenlik ve Milletin Hakimiyeti Makamı) -ki, Türkiye Büyük Millet Meclisidir- elbette yan-yana durur ve elbette Melikşah'ın makamı karşısında âciz ve nâçiz bir makam sahibi olmaktan daha âli (yüce) bir tarzda bulunur; çünkü ... bütün Türkiye halkı, bütün kuvasile (bütün gücü ile) o makam-ı hilafetin istinadgâhı (dayanağı) olmayı doğrudan doğruya yalnız vicdâni ve dinî bir vazife olarak taahhüt ve tekeffül ediyor." (Nutuk Cilt 3, s.1247)
Günümüz kâfirlerinin kâfir diye iftira ettikleri Gazi Mustafa Kemal'in; "Ben İslâmi alanda da vukuf sahibiyim, İslam tarihini çok iyi bilirim. Kur'ân'ı da bilirim, Dinimizi de... Müslümanlığı çok dikkatle inceledim, Hazreti Peygamber'in hayatını okudum. Dört ciltlik tarih hazırlanırken Dört Halife Dönemi'ni ben yazdım. Benim bu yönüm dinci ve inkarcı yobazlar tarafından hep gizlenmiştir. Evet doğru, bir ibadet Müslümanı değildim, ancak bir Cihat Müslümanı idim" sözlerini de hatırlatmak için yeri geldikçe elbette önlerine koyacağız!
Müfterîleri ifriralarıyla başbaşa bırakıp 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı arefesinde Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Başbakanı'na arzuhâlim var. Sesimi duyurmaya çalışacağım:
Sayın Cumhurbaşkanı!
Evvelâ Bayramınız kutlu olsun! 
Size hiç oy vermedim, vermeyeceğim de ama 80 milyon nüfusun olduğu gibi benim de -sistem gereği- Cumhurbaşkanım'sınız!
Sayın Başbakan!
Sizin Bayramınız da kutlu olsun!
Size de hiç oy vermedim ve vermeyeceğim ama Siz de -sistem gereği- benim de Başbakanım'sınız!
Yani Size oy verenler kadar, oy vermeyenlerin de can ve mal güvenliğimizden sorumlusunuz!
Farkında mısınız, ülkemizde asayişsizlik kol geziyor!
Sokaklarda; kap-kaççılar, gaspçılar, magandalar tarafından öldürülüyoruz!
Maden ocaklarında, can güvenliği önlemleri alınmamış olduğu için üç yüzer-üç yüzer ölüyoruz!
İş kazalarında her gün üçer-beşer ölüyoruz!
Türkiye'nin Başkenti'nin kalbinde, dünya şehri İstanbul'da Taksim'de bombalanarak öldürülüyoruz!
Kadınlarımız; eşleri, sevgilileri, psikopat tutkunları tarafından öldürülüyor!
Bozuk gıdalardan zehirlenerek ölüyoruz!
Hastanelerde yanlış teşhiş veya yanlış tedaviler yüzünden ölüyoruz!
Güvenlik Güçlerimizi ve Mehmetçiklerimizi, İleri demokrasi ve Açılım adlı süreçte şımaran, kontrolden çıkan, kuduz bölücü teröristler Şehid ediyor!
Nasıl istikrarla öldü/rül/ğümüzün farkında mısınız?
Albert Camus; "Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülke insanlarının nasıl öldüğüne bakın" diyor!
Yukarıda özetlediklerim, gözümüz önünde cereyan edenler, görmeyip duyduklarımız da var!
Şimdi, bizi ve ülkemizi merak edenler, bu ölüş şeklimize bakarak bizi nasıl tanıyacaklar? 
Biz bu sıfat ve tanımlamalara layık mıyız?
Siz, özel koruduğunuz aileniz-yakınlarınız ve yüzlerce özel koruma ile sadece kendi can ve mal güvenliğinizi sağlamakla mı mükellefsiniz?
Ya biz ne olacağız?
Allah'a sığınıp yaşamaya gayretten başka bir şey yapamıyoruz, ya bizi kim koruyacak?
Bin yıl önce Kutadgu Bilig'de aktarılan, halkın Hakan'a söylediği; "Yasalarına uyarız ama adil olursa.. Vergimizi öderiz ama gümüşün ayârını düşürmezsen.. Dostunu dost, düşmanını düşman belleriz ama can ve mal güvenliğimizi sağlarsan..." tarihi müşavere, sizin için bir şey ifade etmiyor mu?
Günümüz Ulû-l emr makamında siz yok musunuz?
İmanımız ve inancımız gereği elbette Allah'a sığınıyoruz ama dünyevi hayatımızın asayiş ve düzeninden siz sorumlu değil misiniz?
Sizi, önce Allah'a sonra da Ulû-l Emr olarak size şikâyetten başka bir yolumuz var mı, varsa tebliğ eder misiniz lütfen?
Çünkü millet olarak artık canımız çok yanıyor, suskunluğumuz bu yüzden...
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Mustafa Aslan / diğer yazıları
'Apo, PKK figüran. Senaryoyu ABD yazdı'
Prof. Dr. Haydar Baş öngörüsü yine sosyal medyayı sallıyor
Ebediyete uğurlandı
Sıcakta eğitim kurbanı olan askerlere veda
Daha sıcak olacak
Tropikal gece sıcakları geliyor
Numan Kurtulmuş tarih verdi
O komisyon Ağustos başında kuruluyor
Antalya turist rekoru kırdı
Tüm zamanların üzerine çıktı
İsrail artık açlıktan öldürüyor
Gazze'de 85'i çocuk 127 Müslüman daha açlıktan öldü
İsrail katliam sahasına kimseyi sokmuyor
Gazze’ye yardım götüren Hanzala gemisine müdahale etti
Tablo çok acı
İşte Bursa'da yanan bölge
Bursa'daki orman yangını şehir merkezinden böyle görüntülendi
Şimdi de Bursa
Orman yangını rekoru
Bahçeli açılım komisyonu üyelerini açıkladı
'YPG/PYD'nin süreci ağırdan alması çirkeflik'
İşte son sayı
Gazze'de açlıktan ölenlerin sayısı hızla artıyor
Türkiye sıcak hava dalgasının merkezinde
Dünyada bu yaz sıcaklık rekorları alt üst!
Aç karnına zulmü belgeliyorlar
Gazze'deki meslektaşlarımız da aç kaldı
Yağ fiyatları fırlayacak mı?
Aşırı sıcaklar ayçiçeğini vurdu
'Apo, PKK figüran. Senaryoyu ABD yazdı'
Prof. Dr. Haydar Baş öngörüsü yine sosyal medyayı sallıyor
Ebediyete uğurlandı
Sıcakta eğitim kurbanı olan askerlere veda
Daha sıcak olacak
Tropikal gece sıcakları geliyor
Numan Kurtulmuş tarih verdi
O komisyon Ağustos başında kuruluyor
Antalya turist rekoru kırdı
Tüm zamanların üzerine çıktı
İsrail artık açlıktan öldürüyor
Gazze'de 85'i çocuk 127 Müslüman daha açlıktan öldü
İsrail katliam sahasına kimseyi sokmuyor
Gazze’ye yardım götüren Hanzala gemisine müdahale etti
Tablo çok acı
İşte Bursa'da yanan bölge
Bursa'daki orman yangını şehir merkezinden böyle görüntülendi
Şimdi de Bursa
Orman yangını rekoru
Bahçeli açılım komisyonu üyelerini açıkladı
'YPG/PYD'nin süreci ağırdan alması çirkeflik'
İşte son sayı
Gazze'de açlıktan ölenlerin sayısı hızla artıyor
Türkiye sıcak hava dalgasının merkezinde
Dünyada bu yaz sıcaklık rekorları alt üst!
Aç karnına zulmü belgeliyorlar
Gazze'deki meslektaşlarımız da aç kaldı
Yağ fiyatları fırlayacak mı?
Aşırı sıcaklar ayçiçeğini vurdu
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.