AB hınzırlığı

Domuz denince bir tiksinti bir iğrençlik oturuverir belleklerimize. Bir kimseye hakaret etmek için “domuz” derler genelde. Hülasa her türlü necaseti yiyen çok pis bir hayvan domuz. Domuz eti Avrupa Birliği sürecinde çok anılır ve midemizi çok bulandırır oldu sevgili okurlar.
Geçtiğimiz günlerde Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yayımlanan “Canlı Hayvan Ticareti Yapan Satıcıların Çalışma ve Denetlenmesi ile İlgili Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliği”nde domuz, diğer ticareti yapılan hayvanlar kapsamında tutuldu. Sığır cinsi hayvanlar, koyun ve keçi ile birlikte “domuz” da artık sıradan bir kesimlik hayvan statüsünde… Görüyorsunuz bu Avrupa Birliği yalanı nelere kadirmiş…
İnsana necaseti bile -affedersiniz- temiz gösterebiliyor.
Ne efsunlu şeymiş bu AB...
Dünün Hıristiyan Haçlı kulübü -birilerinin deyimine göre- bugün özgürlükçü, saygılı dindar bir kulüp…
Daha da öte bir medeniyet projesi…
Burada yerinizi almazsanız domuz eti yiyemezsiniz.
Allah Allah ne günlere geldik görür müsünüz sevgili okurlar…              
Müslüman olan bu milletin dini hassasiyetleri dikkate almadan yalnızca AB uyumu gözetilerek gel sen domuzu kasaplık et statüsüne sok…
Bakanlığın yayınladığı “Canlı Hayvan Ticareti Yapan Satıcıların Çalışma Ve Denetlenmesi İle İlgili Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” başlıklı düzenlemesinde sığır, koyun ve domuz etlerinin aynı mekânda satılabilmesine izin vermekte. Bunun için tek ayracın sığır için (S) koyun ve keçi türü için (K) ve domuz için (D)’nin işletme ruhsatında yer alması öngörülüyor. Bu ayraç tüketici tarafından hiçbir zaman görülmez ve bilinmezdir. Bu düzenlemede de öngörüldüğü üzere sadece denetmenler için yapılan bir düzenlemedir.
Toplumunda tüketilmeyen tam tersi adı bile zikredilince insanların nefretini çeken bu necis hayvan domuzun diğer hayvanlar statüsünde tutularak, işleme tabi tutulması akıl ve gönüllerin dumura uğramasının bir neticesi olsa gerek. Allah kimseyi şaşırtmasın ve hınzırlaştırmasın… Derlediğimiz aşağıdaki yazı bazılarına da kapak olsun:
“Domuz, her türlü necaseti yiyen çok pis bir hayvandır. Zararlı olduğu için yalnız Türkler değil, Avrupalılar da, bir kimseye hakaret etmek için “domuz” derler.
Tevrat’ta domuz eti yasak edildiği için, bugünkü Yahudiler bile domuz eti yemezler.
Bugün tıp, insana en çok zarar veren ve hastalık bulaştıran etin domuz eti olduğunu tespit etmiştir.
Domuz eti yiyenlerde [safra kesesi iltihabı, apandisit, bağırsak iltihabı, çeşitli çıbanlar, mafsal kireçlenmeleri, damar sertliği, romatizma, grip, tansiyon yüksekliği, kalp anjini, enfarktüs gibi] çeşitli hastalıkların görüldüğü meydana çıkmıştır.
Domuz etinde bulunan büyüme hormonunun kansere sebebiyet verdiği açığa çıkmıştır. Domuz eti ile geçen trişinoz hastalığının bugün bile tedavisi yoktur.
Domuz şeridi [tenya], mide ve bağırsak yolu ile kana geçerek, göz, beyin gibi önemli organlarda ağır hastalıklara, hatta ölüme sebep olmaktadır.
Domuz eti yiyenlerde, kıskançlık hislerinin dumura uğradığı, namusunu kıskanmadığı tespit edilmiştir.
Domuz yağı, E vitaminini yok eder. E vitamininin noksanlığında erkeklerde kısırlık, kadınlarda çocuk düşürme hastalığı ortaya çıkar.
Domuz eti ve yağı yiyenlerde karakter değişikliğinin ortaya çıktığı da tespit edilmiştir.
Domuzun daha başka zararları da tespit edilse, yine de (Mutlaka bu veya şu sebepten dolayı domuz haram edilmiştir) denilemez. Fakat hiç zararı tespit edilmese de dinimiz yasak ettiği için, domuz etini yemek haramdır.”