AB istemekten vazgeçti! AKP vermekten vazgeçmedi!

Başmüzakereci Babacan ve Dışişleri Bakanı Gül, "AB müktesebatına uyum programı" adını verdikleri yol haritasını kamuoyuna açıkladılar.İki şey dikkatimi çekti.İlki, hükümet yetkililerinin daha önce yapmadıkları böyle toplantılar yapmaya başlamaları.Diğeri ise basın toplantısında hiçbir AB yetkilisinin bulunmamasıydı.Platonik bir müzakere sizin anlayacağınız.Hükümet kendi kendine gelin güvey oluyor da diyebiliriz.Bakan Gül'ün, programın Türkiye'nin kendi inisiyatifiyle hazırlanmış bir çalışma olduğuna işaret etmesi de bunu doğrular nitelikte.AB Türkiye'den bir şeyler istemekten vazgeçti. Ama hükümet vermekten vazgeçmedi.Müzakerelerin niçin tıkandığını lütfen hatırlayınız.Türkiye'ye Rumları Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanıma baskısı yapılıyordu. AB, AKP hükümetine attığın imzaya sadık kal diyordu. Hükümet ise yaklaşan seçimleri sağ salim bir atlatalım gerisi kolay, diyerek AB'den zaman talep ediyordu. Mesele zamanlama meselesiydi. Aslında ortada bir müzakerenin olmadığını Başmüzakereci Ali Babacan 2005 yılının Temmuz ayında yaptığı aşağıdaki konuşmasında açıkça ifade etmişti."Aslında müzakere dediğimiz konu içerikle ilgili değil. Müktesebat neyse Türkiye er geç uyacak. O anlamda bir müzakere yok. 'Avrupa bu işi böyle yapıyor ama ben farklı yapmak istiyorum' diye bir şey yok. Çünkü bunu baştan, bu işe girerken kabul ettik. Müzakereler daha çok işin zamanlaması konusunda. Yani diyelim Türkiye enerji sisteminin Avrupa'ya entegre olması ne kadar zaman alır, ne kadar süreye ihtiyacımız olur, bunları müzakere edeceğiz. Süre için olabilir. '3 yıldan önce yapamayız' deriz, onlar 'yaparsınız' der. Ama 'Bunu yapmayız, az yaparız' gibi bir şey söz konusu değil. 'Türkiye'nin özel koşulları var' filan diyemeyiz." AB'nin istediği her şeyi milletin hazmedeceğinden emin oldukları an vakit kaybetmeden yerine getirecekler, hiç şüpheniz olmasın.Oysa Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt, AB'nin isteklerinin tam olarak uygulanmasının Türkiye'yi parçalanmaya götüreceğini birkaç gün önce ifade etmişti. Henüz Büyükanıt'ın sözlerinin yankısı kulaklardan silinmeden hükümetten AB'ye devam açıklaması geldi. Baş müzakereci Ali Babacan, "bu uğurda neredeyse Anayasanın 3'te birini değiştirdik ve bundan sonra da reformlara devam edeceğiz" dedi. AKP hükümeti bütün uyarılara rağmen burnunun dikine gidecek. Bu yaptıklarının hesabının sorulmayacağını mı sanıyorlar? Bu bağlamda hükümetin en yetkili adamları çıkıp 2007 ila 2013 yılları arasında uygulanacak olan AB planlarını açıklıyorlar.Yani demek istiyorlar ki, tıkanan müzakerelerin önünü açacağız.Ne zaman?Seçimlerden hemen sonra.Nasıl?Rumlara Kıbrıs'ı tamamen vererek tabii.Keşke Kıbrıs'la bitse. Kıbrıs ne ilk olacak ne de son.AB'nin Türkiye'de ne yapmak istediğini en iyi şekilde İngiliz Guardian gazetesinde 2005 yılında yer alan bir yazı ortaya koyuyordu.Guardian gazetesi, "ABD'nin Irak'ta rejim değişikliği için silahla mücadele ettiğini, Hummer cipleri ve helikopterlerini gönderdiğini, AB'nin ise Türkiye'de bunu gerçekleştirmek için 80 bin sayfalık AB kural ve yasalarını gönderdiğini" yazmıştı.Türkiye Irak'tan çok önce işgal edilmiş efendim. Haberiniz var mı?