Yolsuzluk sadece fakir Asya ve Afrika ülkelerinde sorun değil. AB üyesi Çek Cumhuriyeti'nde "Kim daha fazla rüşvet verirse işleri o kadar iyi yürür" anlayışı, Çeklerin günlük hayatının bir parçası olmuş durumda
Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün (Transparency International) hazırladığı son yolsuzluk raporuna gör Çek Cumhuriyeti, yolsuzluğa en uzak ülkeler listesinde 53. sırada bulunuyor. Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'ın kenar mahallelerinde, iki ayakkabı mağazası işleten Yiri Kubaçek'in öfkesi hâlâ dinmemiş. Çünkü geçtiğimiz yıl bir dükkân da şehir merkezinde açmak istemiş. Ama bu planı yasal olmayan nedenlerden suya düşmüş. Kubaçek, bunun nedenini şöyle anlatıyor: "Çünkü bu ülkede her şey rüşvetle dönüyor. Sadece boş dükkânları göstermek için yönetim benden 50 bin kron peşin almak istedi. Ben bu oyuna gelmedim. Yolsuzluk, bizde her yeri sarmış durumda. En tepeden en alttakine kadar herkesi.'' Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nin Çek Cumhuriyeti'ndeki temsilcisi David Ondraçka, "Kim yolsuzluk yaparsa amacına ulaşıyor" diyor. Ondraçka, devlet daireleri ile en büyük sorunu da en alt tabakadaki halkın yaşadığını söylüyor. Ve buna şöyle bir örnek veriyor: "Yolsuzluk olaylarına sık sık tıbbî kurumlar ve doktorlar da bile rastlanıyor. Örneğin bazı önemli ameliyatlarda bekleme sırasındaysanız... Ayrıca kamu ihaleleri, siparişler de şeffaf yürümüyor. Burada işler tanıdık veya akrabalara veriliyor. Yani her şey yolsuzluk ve kayırma sayesinde yürüyor.''
Başbakan'ın imajı yara alıyor
Devlet içinde el açıp dilenenleri ise bizzat devlet memurları ile rüşvetçi polisler oluşturuyor. Yolsuzluklar sadece küçük ölçekli de dönmüyor. Zira Çek basınında her hafta, yeni bir politik skandal manşetleri işgal ediyor. Oysa geçtiğimiz yaz iktidara gelen sağ muhafazakâr hükümet, yolsuzluğun kökünü kazıma sözünü vermişti. Başbakan Petr Neças, iktidara gelir gelmez yolsuzlukla mücadelenin hükümet programının ilk sırasında yer aldığını şu sözlerle açıklamıştı: "Hiçbir şey saklanmayacak, hiçbir şey hasır altı edilmeyecek, halktan hiçbir şey gizlenmeyecek. Ülkemizin politik sisteme olan güveni ancak buna bağlı. Yolsuzluk bizim için kabul edilemez bir şeydir. Herkesin bunun sorumluluğunu taşımasını istiyorum." Ancak hâlihazırda bir herhangi bir icraat söz konusu değil. Tahminlere göre yaklaşık her 5 kamusal ihaleden biri masa altından yürütülüyor. Bunun ulusal ekonomiye olan zararı ciddi boyutlarda. Yıllık yaklaşık 3.5 milyar euro kayıp söz konusu. Kim siyasette veya iş hayatında başarılı olmak istiyorsa bu çirkin oyunu oynamak zorunda. Hatta siyasi partiler bile kaynağı belli olmayan kanallardan finanse ediliyor.
Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün (Transparency International) hazırladığı son yolsuzluk raporuna gör Çek Cumhuriyeti, yolsuzluğa en uzak ülkeler listesinde 53. sırada bulunuyor. Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'ın kenar mahallelerinde, iki ayakkabı mağazası işleten Yiri Kubaçek'in öfkesi hâlâ dinmemiş. Çünkü geçtiğimiz yıl bir dükkân da şehir merkezinde açmak istemiş. Ama bu planı yasal olmayan nedenlerden suya düşmüş. Kubaçek, bunun nedenini şöyle anlatıyor: "Çünkü bu ülkede her şey rüşvetle dönüyor. Sadece boş dükkânları göstermek için yönetim benden 50 bin kron peşin almak istedi. Ben bu oyuna gelmedim. Yolsuzluk, bizde her yeri sarmış durumda. En tepeden en alttakine kadar herkesi.'' Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nin Çek Cumhuriyeti'ndeki temsilcisi David Ondraçka, "Kim yolsuzluk yaparsa amacına ulaşıyor" diyor. Ondraçka, devlet daireleri ile en büyük sorunu da en alt tabakadaki halkın yaşadığını söylüyor. Ve buna şöyle bir örnek veriyor: "Yolsuzluk olaylarına sık sık tıbbî kurumlar ve doktorlar da bile rastlanıyor. Örneğin bazı önemli ameliyatlarda bekleme sırasındaysanız... Ayrıca kamu ihaleleri, siparişler de şeffaf yürümüyor. Burada işler tanıdık veya akrabalara veriliyor. Yani her şey yolsuzluk ve kayırma sayesinde yürüyor.''
Başbakan'ın imajı yara alıyor
Devlet içinde el açıp dilenenleri ise bizzat devlet memurları ile rüşvetçi polisler oluşturuyor. Yolsuzluklar sadece küçük ölçekli de dönmüyor. Zira Çek basınında her hafta, yeni bir politik skandal manşetleri işgal ediyor. Oysa geçtiğimiz yaz iktidara gelen sağ muhafazakâr hükümet, yolsuzluğun kökünü kazıma sözünü vermişti. Başbakan Petr Neças, iktidara gelir gelmez yolsuzlukla mücadelenin hükümet programının ilk sırasında yer aldığını şu sözlerle açıklamıştı: "Hiçbir şey saklanmayacak, hiçbir şey hasır altı edilmeyecek, halktan hiçbir şey gizlenmeyecek. Ülkemizin politik sisteme olan güveni ancak buna bağlı. Yolsuzluk bizim için kabul edilemez bir şeydir. Herkesin bunun sorumluluğunu taşımasını istiyorum." Ancak hâlihazırda bir herhangi bir icraat söz konusu değil. Tahminlere göre yaklaşık her 5 kamusal ihaleden biri masa altından yürütülüyor. Bunun ulusal ekonomiye olan zararı ciddi boyutlarda. Yıllık yaklaşık 3.5 milyar euro kayıp söz konusu. Kim siyasette veya iş hayatında başarılı olmak istiyorsa bu çirkin oyunu oynamak zorunda. Hatta siyasi partiler bile kaynağı belli olmayan kanallardan finanse ediliyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.