Kraldan daha fazla kralcı olmak elbette kötü bir ahlâktır. Ne yazık ki ülkemizde bazı kafalar bu hal üzre bulunuyor. kullandıkları medya vasıtaları ile kamuoyunu etkilemeye kalkıyorlar. ABD Irak'a müdahele edecekmiş, bu müdahale haklıymış, Türkiye gizlice ABD'ye destek sözü vermiş vs...
İşte en büyük askerimizi olan Sn. Kıvrıkoğlu konuya açıklık getiriyor. Kıvrıkoğlu, on yıl önceki bahanelerin kimseyi tatmin etmeyeceğini, ABD'nin Irak'a yapacağı, bir müdahaleyi ne Arapların ne İran'ın ve ne de Rusya'nın kabul etmeyeceğini ifade ediyor.
Irak'ın güneyinde bulunan Şiilerin, İran'a yaklaşması da kuzeyde müstakil bir Kürt devletinin kurulması da, Türkiye tarafından kabul edilemez. 1991'de vakî olan müdahale, Türkiye'ye ciddi zararlar getirmiştir.
Türk kamuoyu elbette doğrunun yanındadır. İlk olarak düşünülecek çıkar, Türkiye'nin çıkarlarıdır. Merhum Özal 91 müdahelesinde ABD lehine tavır koymakla, Türkiye'yi zarara uğratmıştır. Irak bir dost ülke olmalı iken, ipler gerilmiş, sınır ticareti durmuş, petrol taşımacılığı sona ermiştir. O günlerde Habur'dan Irak'a gitmiştik.
Yollarda kilometrelerce uzunlukta Türk tankerleri petrol çekiyordu. Hatta bize uyarıda bulunuldu; rampa yerlerden çıkıp-inerken dikkatlı olun. Tankerlerin üzerinden akan petrol yolları tehlikeli hale getirmiştir diye.
Ancak ABD'nin güzel hatırı için vanayı kapadık, tankerleri men ettik. Ticaret durdu. Kamyonunu satan vatandaş maalesef, büyük ölçüde anarşiye destek verdi. Güneydoğu olayları o günden sonra daha tehkileli bir boyut kazanmıştır.
Türkiye ABD ile olan dostluğunu da bozmamalı. Fakat İran, Irak, Suriye gibi manevi ortak değerlerimiz olan ülkelerle iyi politikalar geliştirmeliyiz.
Aksi halde, bu ülkelerle olan olumlu münasebetlerimiz zararlı boyutlara gelir. Diğer İslam ülkeleri de aleyhimize politikalar takip eder. Mesela çok zengin bir ülke olan Suudi Arabistan'da hiçbir Türk ürünü satılmamaktadır. Pazar tamemen batının elindedir.
Irak'ın kuzeyinde kurulacak bağımsız bir Kürt devleti Türkiye, İran, Irak ve Suriye için tehdit oluşturur. Hem Irak'ın toprak bütünlüğü zarar görür hem de ülkemiz içi bir fitne ocağı haline gelir.
O halde ABD ile dostuz demek yetmemektedir. ABD'nin politikalarına en azından gümrük uygulamak gerekir.
Kimin hatırı için olursa olsun, Afganistan örneğini bir başka coğrafyaya taşımak asla tasvip edilemez. Şayet herşeye rağmen ABD Irak'a saldırırsa, Türkiye bu saldırıya güç vermemelidir. İncirlik dahil hiçbir üssünü kullandırmamalıdır. Kaldı ki mevcut iktidardan bu sonucu beklemek biraz hayal olacaktır.
Ancak Sn. Kıvrıkoğlu'nun da ifade ettiği gibi, askerimiz bu konularda son derece soğukkanlıdır ve istikamet sahibidir.
Umarız ki, Türkiye'nin koyacağı etkin bir tavır, ABD için caydırıcı olur.
İşte en büyük askerimizi olan Sn. Kıvrıkoğlu konuya açıklık getiriyor. Kıvrıkoğlu, on yıl önceki bahanelerin kimseyi tatmin etmeyeceğini, ABD'nin Irak'a yapacağı, bir müdahaleyi ne Arapların ne İran'ın ve ne de Rusya'nın kabul etmeyeceğini ifade ediyor.
Irak'ın güneyinde bulunan Şiilerin, İran'a yaklaşması da kuzeyde müstakil bir Kürt devletinin kurulması da, Türkiye tarafından kabul edilemez. 1991'de vakî olan müdahale, Türkiye'ye ciddi zararlar getirmiştir.
Türk kamuoyu elbette doğrunun yanındadır. İlk olarak düşünülecek çıkar, Türkiye'nin çıkarlarıdır. Merhum Özal 91 müdahelesinde ABD lehine tavır koymakla, Türkiye'yi zarara uğratmıştır. Irak bir dost ülke olmalı iken, ipler gerilmiş, sınır ticareti durmuş, petrol taşımacılığı sona ermiştir. O günlerde Habur'dan Irak'a gitmiştik.
Yollarda kilometrelerce uzunlukta Türk tankerleri petrol çekiyordu. Hatta bize uyarıda bulunuldu; rampa yerlerden çıkıp-inerken dikkatlı olun. Tankerlerin üzerinden akan petrol yolları tehlikeli hale getirmiştir diye.
Ancak ABD'nin güzel hatırı için vanayı kapadık, tankerleri men ettik. Ticaret durdu. Kamyonunu satan vatandaş maalesef, büyük ölçüde anarşiye destek verdi. Güneydoğu olayları o günden sonra daha tehkileli bir boyut kazanmıştır.
Türkiye ABD ile olan dostluğunu da bozmamalı. Fakat İran, Irak, Suriye gibi manevi ortak değerlerimiz olan ülkelerle iyi politikalar geliştirmeliyiz.
Aksi halde, bu ülkelerle olan olumlu münasebetlerimiz zararlı boyutlara gelir. Diğer İslam ülkeleri de aleyhimize politikalar takip eder. Mesela çok zengin bir ülke olan Suudi Arabistan'da hiçbir Türk ürünü satılmamaktadır. Pazar tamemen batının elindedir.
Irak'ın kuzeyinde kurulacak bağımsız bir Kürt devleti Türkiye, İran, Irak ve Suriye için tehdit oluşturur. Hem Irak'ın toprak bütünlüğü zarar görür hem de ülkemiz içi bir fitne ocağı haline gelir.
O halde ABD ile dostuz demek yetmemektedir. ABD'nin politikalarına en azından gümrük uygulamak gerekir.
Kimin hatırı için olursa olsun, Afganistan örneğini bir başka coğrafyaya taşımak asla tasvip edilemez. Şayet herşeye rağmen ABD Irak'a saldırırsa, Türkiye bu saldırıya güç vermemelidir. İncirlik dahil hiçbir üssünü kullandırmamalıdır. Kaldı ki mevcut iktidardan bu sonucu beklemek biraz hayal olacaktır.
Ancak Sn. Kıvrıkoğlu'nun da ifade ettiği gibi, askerimiz bu konularda son derece soğukkanlıdır ve istikamet sahibidir.
Umarız ki, Türkiye'nin koyacağı etkin bir tavır, ABD için caydırıcı olur.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Baki Bektaş / diğer yazıları
- Gerçek hayat ahiret hayatıdır / 09.09.2003
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002