Bir haftadan beri Türk basını, çeşitli yaklaşımlarla misyonerliği ve misyonerlerin Türkiye'deki çalışmalarını irdeliyorlar.
Kimileri olayı milli bir bakışla ele alıp "basın mantığı" ile irdeliyor, bilgi veriyor, konuyu ve yönetimi uyarıyor. Yeni Mesaj gazetesinde yazar Ali Rıza Bayzan bu konuda son derece güzel bir örnek.
Kimileri olayı hafife alıp adeta engellemek istiyor. Sakarya müftüsünün karşı çalışmasının "misyoner savaşı" yaftasını vurdukları gibi.
Kimileri de özellikle 163. maddenin Özal tarafından kaldırılmasının bu işlere sebep teşkil ettiğini söylüyor.
Bu üç yaklaşımı daha geniş olarak değerlendirirsek şu tablo ortaya çıkar.
Misyonerlik Türkiye için çok ciddi bir tehlikedir, "dinler arası diyalog" ve benzeri projeler bu işin merkezi durumundadır. Fethullah Gülen, bu işe açıkça alet olmuş, pek çok insanımızın yanılmasına vesile olmuştur.
Özellikle deprem ve sıkıntılı bölgeler üs olarak seçilmiştir. Mesela Trabzon'un Sürmene ilçesinden bazı gençler Yunanistan'a götürülüyor. Bir Yunan hayranı olarak geri dönüyorlar.
Deprem bölgelerimizden olan Sakarya ilimizde de ciddi misyonerlik projeleri uygulanıyor.
Yaşları 10-12 arasında olan 100 kadar çocuğun kaçırıldığı iddia ediliyor.
Sakarya iline İnciller gönderildiği ve gençlere dağıtıldığı da önemli bir haber. Fethullah Gülen taraftarı gençlerin, gelen misyonerlere yardım ettikleri, onları bölgede gezdirdikleri de gelen haberler arasında.
İzmir başta olmak üzere, İstanbul, Bursa, Ankara misyonerlerin en çok faaliyet yaptıkları bölgeler.
Durum çok vahim. MGK durumu gündemine taşıdı. Başta Sakarya olmak üzere, tüm deprem bölgesi mercek altına alındı.
Evet tablo kısaca bu. Yeni Mesaj gazetesi başta Ali Rıza Bayzan bey olmak üzere pekçok yazar durumu ciddiyetle takip ediyorlar. Halkı ve yönetimi hem bilgilendiriyor ve hem de uyarıyorlar. Kendilerine teşekkür ediyoruz. İşte örnek Emniyet Müdürümüz, Sakarya Emniyet Müdürü Sn. Muammer Öz ve Sakarya müftümüz Sn. Ahmet Şark, harekete geçerek tepkilerini koydular.
Bir kısım medya müftülüğün timi olarak, eğitilen elemanları gösteriyor "misyoner savaş" gibi, ucuz bir tanımla ile manşetlerinden veriyorlar. Belli ki onlar, onların dostudur. Fakat değerli halkımız kendi dostunu çok iyi tanımaktadır.
Bir başka grup medyaya gelince, onlar Türk Ceza Kanununun 163. maddesinin kaldırılmasına karşı çıkıyor ve problemin bundan kaynaklandığını söylüyorlar.
Bu yaklaşım doğru değildir. Pire için yorgan yakılmaz. Zira misyonerlik dini olmaktan çok siyasi bir yaklaşımdır. Bu nedenle, misyonerleri engellemek için yeterince hukuki mevzuat vardır. 163. maddeyle hiç bağlantı kurulmamalıdır.
Bu konuda takılan yazar çizerleri yeniden hesap yapmaya çağırıyoruz.
Lütfen olaylar basit ideolojilere göre değerlendirilmesin. 163 madde faşizan bir madde idi. Merhum Özal'ın Türk toplumuna yaptığı en büyük iyilik hiç şüphesiz bu maddeyi kaldırmak olmuştur.
Çözümü doğru yerlerde aramak gerekir. Türk hukuk mevzuatı olaya yeterince müdahale imkanı vermektedir. Şayet diyelim ki bir eksiklik varsa, sayın yasama kurumumuz, özellikle misyonerliği önleyici yasalar çıkartabilir. Yoksa, sapla samanı karıştırmak pire için yorgan yakmak mantıklı değildir.
Kimileri olayı milli bir bakışla ele alıp "basın mantığı" ile irdeliyor, bilgi veriyor, konuyu ve yönetimi uyarıyor. Yeni Mesaj gazetesinde yazar Ali Rıza Bayzan bu konuda son derece güzel bir örnek.
Kimileri olayı hafife alıp adeta engellemek istiyor. Sakarya müftüsünün karşı çalışmasının "misyoner savaşı" yaftasını vurdukları gibi.
Kimileri de özellikle 163. maddenin Özal tarafından kaldırılmasının bu işlere sebep teşkil ettiğini söylüyor.
Bu üç yaklaşımı daha geniş olarak değerlendirirsek şu tablo ortaya çıkar.
Misyonerlik Türkiye için çok ciddi bir tehlikedir, "dinler arası diyalog" ve benzeri projeler bu işin merkezi durumundadır. Fethullah Gülen, bu işe açıkça alet olmuş, pek çok insanımızın yanılmasına vesile olmuştur.
Özellikle deprem ve sıkıntılı bölgeler üs olarak seçilmiştir. Mesela Trabzon'un Sürmene ilçesinden bazı gençler Yunanistan'a götürülüyor. Bir Yunan hayranı olarak geri dönüyorlar.
Deprem bölgelerimizden olan Sakarya ilimizde de ciddi misyonerlik projeleri uygulanıyor.
Yaşları 10-12 arasında olan 100 kadar çocuğun kaçırıldığı iddia ediliyor.
Sakarya iline İnciller gönderildiği ve gençlere dağıtıldığı da önemli bir haber. Fethullah Gülen taraftarı gençlerin, gelen misyonerlere yardım ettikleri, onları bölgede gezdirdikleri de gelen haberler arasında.
İzmir başta olmak üzere, İstanbul, Bursa, Ankara misyonerlerin en çok faaliyet yaptıkları bölgeler.
Durum çok vahim. MGK durumu gündemine taşıdı. Başta Sakarya olmak üzere, tüm deprem bölgesi mercek altına alındı.
Evet tablo kısaca bu. Yeni Mesaj gazetesi başta Ali Rıza Bayzan bey olmak üzere pekçok yazar durumu ciddiyetle takip ediyorlar. Halkı ve yönetimi hem bilgilendiriyor ve hem de uyarıyorlar. Kendilerine teşekkür ediyoruz. İşte örnek Emniyet Müdürümüz, Sakarya Emniyet Müdürü Sn. Muammer Öz ve Sakarya müftümüz Sn. Ahmet Şark, harekete geçerek tepkilerini koydular.
Bir kısım medya müftülüğün timi olarak, eğitilen elemanları gösteriyor "misyoner savaş" gibi, ucuz bir tanımla ile manşetlerinden veriyorlar. Belli ki onlar, onların dostudur. Fakat değerli halkımız kendi dostunu çok iyi tanımaktadır.
Bir başka grup medyaya gelince, onlar Türk Ceza Kanununun 163. maddesinin kaldırılmasına karşı çıkıyor ve problemin bundan kaynaklandığını söylüyorlar.
Bu yaklaşım doğru değildir. Pire için yorgan yakılmaz. Zira misyonerlik dini olmaktan çok siyasi bir yaklaşımdır. Bu nedenle, misyonerleri engellemek için yeterince hukuki mevzuat vardır. 163. maddeyle hiç bağlantı kurulmamalıdır.
Bu konuda takılan yazar çizerleri yeniden hesap yapmaya çağırıyoruz.
Lütfen olaylar basit ideolojilere göre değerlendirilmesin. 163 madde faşizan bir madde idi. Merhum Özal'ın Türk toplumuna yaptığı en büyük iyilik hiç şüphesiz bu maddeyi kaldırmak olmuştur.
Çözümü doğru yerlerde aramak gerekir. Türk hukuk mevzuatı olaya yeterince müdahale imkanı vermektedir. Şayet diyelim ki bir eksiklik varsa, sayın yasama kurumumuz, özellikle misyonerliği önleyici yasalar çıkartabilir. Yoksa, sapla samanı karıştırmak pire için yorgan yakmak mantıklı değildir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Baki Bektaş / diğer yazıları
- Gerçek hayat ahiret hayatıdır / 09.09.2003
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002