Irak savaşı öncesinde BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasında, Irak'ın kitle imha silahları bulunduğuna dair ellerinde güçlü kanıtlar olduğunu açıklayan o dönemin ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, giderayak İran ile ilgili nükleer silah iddialarını gündeme getirmişti. Powell'in İran ile ilgili açıklamaları savaş öncesinde Irakla ilgili yaptığı açıklamaların aynısıydı.Ne yazık ki Irak'ı yerle bir eden ABD "Irak'ta kitle imha silahı yokmuş, yanıldık" diyerek, sanki çok basit bir olayı anlatırcasına bir açıklama yaptı. Peki, kim hesap sordu? Kime hesap verdi? Hiç kimse, hiç kimseye?ABD, işkence ve akıl almaz yöntemlerle Irak'a barışı(!), demokrasiyi(!) getirdi. ABD sergilediği tavır ve katlettiği sivillerle aynı barışı Vietnam'a da getirmişti. Bir ABD'li gazeteci olan ve New Yorker dergisinde çalışan Seymour Hersh "İsrail'in önemli miktarda nükleer silah depoladığını" yazmıştı. İsrail'de nükleer silah olduğu apaçık ortadadır. İran'da nükleer silah olduğu ise senaryodan ibarettir. Ortaya çıkan sonuç Madem ABD demokrasi, barış için uğraşıyor, her nükleer silah olan ülkeye barış getirme bahanesi ile saldırıyor, bu şartlarda İsrail'e de demokrasi ve barışı getirmesi gerekmiyor mu?Dünyanın birçok ülkesine barış getireceğim senaryoları ile o ülkenin insanlarını katleden ABD, Tayip Erdoğan'ın eş başkanı olduğu Büyük Ortadoğu Projesi'ni (BOP) hayata geçirmekteki büyük engellerinden birisi olan İran'a saldırmak için "İran'da kitle imha silahı var" senaryolarını çizmekteydi. Bir anda kendi istihbaratları tarafından yayınlanan bir raporla tam aksini söylemeye başladılar. Bu raporla İran'da nükleer silahın olmadığı yönünde bir sonuç çıkardılar.Bush'un ortaya attığı son İran senaryosu için aralarında CIA, FBI ve NSA'nın da olduğu 16 istihbarat teşkilatının hazırladığı İran raporunda bakın ne diyor; Amerikan istihbaratının İran raporu: "İran'ın nükleer silah programı yok. Program barışçıdır" demektedir.ABD'nin 16 istihbarat teşkilatı tarafından yayınlanan rapor, adeta bir günah çıkarma oldu. Raporda şu ifadeler yer aldı: * İran, nükleer silah programını uluslararası baskılar sonucunda 2003 yılının sonbaharında durdurdu. * İki yıl önceki düşüncemiz, İran'ın nükleer silah yapmaya kararlı olduğu yönündeydi. Ancak durumun farklı olduğu görülüyor. Silah yapma konusunda eskisi gibi kararlı değil. * İran isterse 2010-2015 yılları arasında nükleer silah yapma kapasitesine sahip olabilir. Ancak kısa vadede bir tehlike yok demektedirler. Haber ajansları da devrede; Reuters ve AP ajansları, raporu uzmanlara değerlendirdiğinde, ortaya çıkan ortak kanı, "Bush-Cheney ikilisi ile İran'ı, varlığına karşı en büyük tehdit olarak gören İsrail yönetiminin, İran'ı vurma planı suya düştü'' şeklinde olmuştur. Reuters ajansı haberi, "İsrail'in kanatları kırıldı" şeklinde verdi. Bence bu açıklamalar yön değiştirmeye çalışan ABD'nin senaryonun bir parçasıdır. ABD'nin Büyük Ortadoğu hayali devam etmektedir. İsrail önünde de İran çok büyük bir güçtür. Bu senaryolar daha çok değişir. Ama ne ABD ne de İsrail İran'a saldırmaktan vazgeçer. Sadece yön değiştirme taktikleri uygulamaktadırlar.Şu gerçeğinde altını çizmek gerekiyor. İran'dan ABD'ye ne ki, karışıyor. Dediğim gibi nükleer silah olduğunu açık ve seçik söyleyen ülkeler var. Onlara neden sesini çıkaramıyor? Rusya bunu açık ve seçik söyleyenlerdendir. ABD madem sözde nükleer silah yapan ve bulunduran ülkelere bütün dünyayı hiçe sayarak saldırıyor, öyleyse; nükleer silahlı İsrail ve Rusya ya da saldırsın da niyetinin dünya barışına katkıda bulunmak olduğunu anlayalım! Bir varmış, bir yokmuş oyunu oynanmıyor. Bir ülkeye saldırıdan bahsediliyor. Bir ülkenin masum insanlarının katledilmesinden bahsediliyor. Bu kıstas neye göre belirleniyor. Sanki çelik çomak oynar gibi çok basit kelimelerle geçiştirilmeye çalışılıyor. ABD yarın, "Yanılmışız İran'da nükleer silah varmış, saldıracağız" derse? Hiç şaşırmayın. Çünkü; Kendisi yazıp kendisi oynuyor. Irak senaryolarının aynısı çizilirken bir anda ne oldu da farklı bir senaryo çizilmeye başlandı. ABD yön saptırmaya çalıştığı kanısındayım. Bekleyelim görelim?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İsmail Çetin / diğer yazıları
- Ülkemiz Milli Ekonomi Modeli’nin net çözüm sunduğu sorunlarla boğuşuyor / 03.05.2025
- Geç kalmadan İsmail Kartal gelmeli / 24.10.2024
- Alevilik yol, Bektaşilik tariki medeniyettir / 16.10.2024
- Atatürk’ümüzü de, dinimizi de rahat bırakın / 05.09.2024
- İmam Hüseyin Hak adına Kerbela’ya gitmiştir / 18.07.2024
- Fenerbahçe’miz kazandı / 11.06.2024
- Ülkemizin manevi başkenti Hacıbektaş’tır / 26.12.2023
- Asgari ücret zammından taraflar mutsuz oluyor! / 24.12.2023
- Dinci ve Kemalist aynı kapıya çıkar / 14.12.2023
- Türk Devletleri Ehl-i Beyt nefesiyle kurulmuş, yörüngeden çıkınca yıkılmıştır / 12.12.2023
- Geç kalmadan İsmail Kartal gelmeli / 24.10.2024
- Alevilik yol, Bektaşilik tariki medeniyettir / 16.10.2024
- Atatürk’ümüzü de, dinimizi de rahat bırakın / 05.09.2024
- İmam Hüseyin Hak adına Kerbela’ya gitmiştir / 18.07.2024
- Fenerbahçe’miz kazandı / 11.06.2024
- Ülkemizin manevi başkenti Hacıbektaş’tır / 26.12.2023
- Asgari ücret zammından taraflar mutsuz oluyor! / 24.12.2023
- Dinci ve Kemalist aynı kapıya çıkar / 14.12.2023
- Türk Devletleri Ehl-i Beyt nefesiyle kurulmuş, yörüngeden çıkınca yıkılmıştır / 12.12.2023