Bu günlerde ABD Kamuoyunda yeni bir rapor tartışılıyor. Rapor, Ortadoğu’da yaşanan olaylardan dolayı İran’la yapılacak bir savaşın maliyeti hakkında yayınlandı. Rapora göre, bir Amerikan saldırısı, İran’ın nükleer programı üzerinde en çok dört yıl gecikmeye neden olabilir. Daha kapsamlı (İran’ın nükleer programını tamamen sona erdirecek veya rejimi yıkacak) bir girişimse bütün bölgeye yayılabilecek ve yıllar sürebilecek bir çatışmaya yol açabilir.
The Iran Project tarafından hazırlanan rapor yalnızca bir analiz olmasıyla değil, iki siyasi partiden otuzdan fazla ulusal güvenlik uzmanının imzalaması yönünden de çarpıcı. Ayrıca bu isimler arasında eski güvenlik danışmanları Brent Scowcroft ile Zbigniew Brzezinski, eski Dışişleri Bakanlığı müsteşarı Thomas Pickering ve emekli General Anthony Zinni de bulunuyor.
Buna rağmen İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, önleyici bir saldırı için Başkan Obama’nın gözünü korkutmaya çalışıyor. Netanyahu 11 Eylül’de ABD yönetimine askeri harekât için bir kırmızıçizgi belirlemesini istemiş, bunu reddedenlerin “İsrail’e kırmızı ışık yakmaya hakları olmadığını” söylemişti. Yapılan açıklamalar, Obama’nın Netanyahu’yu telefonla aradığı ve talebi şimdilik ertelemek istediği yönünde.
İsrail Bölgede kendi çıkarlarına uyan tüm karar ve eylemleri Amerikalılarca hızlı bir şekilde gerçekleşmesini istiyor. Bu konuda da Amerika’daki Yahudi lobileri bunu bir seçim kozu olarak kullanıyor. 14 Eylül’deki bir röportajda Netanyahu, İran’ın nükleer programına karşı harekete geçmek için İsrail’in tümüyle ABD’ye güvenemeyeceğini ifade etti.
Netanyahu’nun ABD başkanını açıkça köşeye sıkıştırmaya çalışması ve Washington hakkında soru işaretleri uyandırması Senato içinde de bazı sıkıntılara yol açıyor. Zaten Chicago Küresel İlişkiler Konseyi’nin yeni bir anketine göre Amerikalıların yüzde 70’i İran’a yönelik tek yanlı bir saldırıya karşı; yüzde 59 da İsrail’in İran’ı bombalaması ve bir savaş çıkması halinde ABD’nin yardıma gitmemesi gerektiğini düşünüyor.
İran, konuyu bir egemenlik ve bilimsel bir program ekseninde değerlendirdiği için nükleer programını sürdürüyor. İsrail bu programı nükleer silahlanma olarak algıladığı için kendisi için bir tehdit olarak görüyor. Seçim döneminde askeri bir müdahaleye girmek istemeyen Obama yönetimi zaman kazanmaya çalışıyor. Obama yönetimi İsrail’i, İran’ın gerçek bir silah üretmesine en az bir yıl olduğunu ve teşebbüs etmesi halinde de bunu zamanında öğrenip müdahale edebileceklerini savunarak rahatlatmaya çalışıyor.
İsrail bir yanda ABD’ye baskı uyguluyor, öte yandan da Arap Baharı süreciyle kendine yandaş liderler toplamaya çalışıyor. Batılı Devletlerin Suriye’de muhaliflere verdiği destek ve Esat yönetiminin devrilmesine yönelik yaptıkları çalışmalar, İsrail’i İran’a saldırı konusunda daha da iştahlandırıyor. Türkiye’nin, özelde de Erdoğan Hükümeti’nin Suriyeli muhaliflere verdiği desteğin anlamlı bir okuması da, İsrail’in İran üzerinde saldırgan emellerine daha da uygun bir zemin hazırlama çabalarına destek olmaktır.
The Iran Project tarafından hazırlanan rapor yalnızca bir analiz olmasıyla değil, iki siyasi partiden otuzdan fazla ulusal güvenlik uzmanının imzalaması yönünden de çarpıcı. Ayrıca bu isimler arasında eski güvenlik danışmanları Brent Scowcroft ile Zbigniew Brzezinski, eski Dışişleri Bakanlığı müsteşarı Thomas Pickering ve emekli General Anthony Zinni de bulunuyor.
Buna rağmen İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, önleyici bir saldırı için Başkan Obama’nın gözünü korkutmaya çalışıyor. Netanyahu 11 Eylül’de ABD yönetimine askeri harekât için bir kırmızıçizgi belirlemesini istemiş, bunu reddedenlerin “İsrail’e kırmızı ışık yakmaya hakları olmadığını” söylemişti. Yapılan açıklamalar, Obama’nın Netanyahu’yu telefonla aradığı ve talebi şimdilik ertelemek istediği yönünde.
İsrail Bölgede kendi çıkarlarına uyan tüm karar ve eylemleri Amerikalılarca hızlı bir şekilde gerçekleşmesini istiyor. Bu konuda da Amerika’daki Yahudi lobileri bunu bir seçim kozu olarak kullanıyor. 14 Eylül’deki bir röportajda Netanyahu, İran’ın nükleer programına karşı harekete geçmek için İsrail’in tümüyle ABD’ye güvenemeyeceğini ifade etti.
Netanyahu’nun ABD başkanını açıkça köşeye sıkıştırmaya çalışması ve Washington hakkında soru işaretleri uyandırması Senato içinde de bazı sıkıntılara yol açıyor. Zaten Chicago Küresel İlişkiler Konseyi’nin yeni bir anketine göre Amerikalıların yüzde 70’i İran’a yönelik tek yanlı bir saldırıya karşı; yüzde 59 da İsrail’in İran’ı bombalaması ve bir savaş çıkması halinde ABD’nin yardıma gitmemesi gerektiğini düşünüyor.
İran, konuyu bir egemenlik ve bilimsel bir program ekseninde değerlendirdiği için nükleer programını sürdürüyor. İsrail bu programı nükleer silahlanma olarak algıladığı için kendisi için bir tehdit olarak görüyor. Seçim döneminde askeri bir müdahaleye girmek istemeyen Obama yönetimi zaman kazanmaya çalışıyor. Obama yönetimi İsrail’i, İran’ın gerçek bir silah üretmesine en az bir yıl olduğunu ve teşebbüs etmesi halinde de bunu zamanında öğrenip müdahale edebileceklerini savunarak rahatlatmaya çalışıyor.
İsrail bir yanda ABD’ye baskı uyguluyor, öte yandan da Arap Baharı süreciyle kendine yandaş liderler toplamaya çalışıyor. Batılı Devletlerin Suriye’de muhaliflere verdiği destek ve Esat yönetiminin devrilmesine yönelik yaptıkları çalışmalar, İsrail’i İran’a saldırı konusunda daha da iştahlandırıyor. Türkiye’nin, özelde de Erdoğan Hükümeti’nin Suriyeli muhaliflere verdiği desteğin anlamlı bir okuması da, İsrail’in İran üzerinde saldırgan emellerine daha da uygun bir zemin hazırlama çabalarına destek olmaktır.
Hakan Rona / diğer yazıları
- Güneydoğu'ya huzur ancak MEM'le gelir / 09.04.2013
- Kerry'nin ziyaretinin anlamı ne? / 06.04.2013
- Milli olmayan ekonomi, şirketleri iflasa sürüklüyor / 05.04.2013
- Milli çizgiden uzaklaşan Türk dış politikası / 07.03.2013
- Moskova'nın orta yerinde baharı yaşadık / 05.03.2013
- Milli Kahramanlarımız programlarına sosyal bir okuma / 19.02.2013
- Güneydoğu Asya ekonomileri ve Milli Ekonomi Modeli / 28.12.2012
- Tam bağımsız devlet, hür millet ve adalet / 27.12.2012
- Arap dünyasının Truva atı: “Müslüman Kardeşler” / 17.10.2012
- Amerikan askeri ne amaçla Türkiye’de / 14.10.2012
- Kerry'nin ziyaretinin anlamı ne? / 06.04.2013
- Milli olmayan ekonomi, şirketleri iflasa sürüklüyor / 05.04.2013
- Milli çizgiden uzaklaşan Türk dış politikası / 07.03.2013
- Moskova'nın orta yerinde baharı yaşadık / 05.03.2013
- Milli Kahramanlarımız programlarına sosyal bir okuma / 19.02.2013
- Güneydoğu Asya ekonomileri ve Milli Ekonomi Modeli / 28.12.2012
- Tam bağımsız devlet, hür millet ve adalet / 27.12.2012
- Arap dünyasının Truva atı: “Müslüman Kardeşler” / 17.10.2012
- Amerikan askeri ne amaçla Türkiye’de / 14.10.2012