Bakan Mehmet Şimşek: 'Ekonomimiz en kötüyü geride bıraktık' açıklamasını yaptı ve milletin anlamadığı birçok rakamlar, veriler açıkladı.
'En kötüyü geride bıraktık' sözlerini, 2018'den hatırladığımız için Sayın Şimşek'in açıklamalarını 'demek ki daha kötüsü geliyor' şeklinde anlıyoruz.
Dur, dur! Hemen sanal rakamlara sarılma, yüzdelik kıyaslamalar yapma. Halka bak!
Ben 'daha kötüsü gelecek' iddiama, çocukları şahit gösteriyorum. Ülkemiz nüfusunun yaklaşık 25 milyonu 18 yaş altında.
2020 yılında 593 bin, 2021 yılında 607 bin, 2022 yılında 707 bin, 2023 yılında 853 bin, 2024 yılında ise 970 bin çocuk okulda değil sanayide, tekstilde, merdiven altı işletmelerde, çöp toplama, ayıklama işlerinde çalışıyor.
Neden okula gitmeyip de çalışıyorlar? Çalışma hayatı cazip geldiği için mi? Tabiki hayır! Aileler geçinemiyor. Haliyle çocuklar, okula değil çalışmaya gidiyor.
Diğer taraftan yıllara ve rakamlara dikkat ettiniz mi? Her yıl çalışan çocuk sayısı artıyor. Demek ki milletin ekonomisi kötüden daha kötüye gidiyor.
Milletin fakirleştiğinin itirafı da geldi
Geçen yıl Kömür, barınma, gıda yardımı isteyenler geçen yıl 4 milyon 947 bin kişi oldu. Son 4 yılda ise 34 milyon 3 bin 818 kişi arayarak yardım istedi.
Bu ne demektir? Tek parti iktidarında insanımız temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor, demektir.
Belçika doğumlu aynı zamanda Belçika vatandaşı olan Aile ve Sosyal Hizmet Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise bu vahim tabloyu farklı yorumluyor. Nasıl mı?
"Yararlanıcı sayısı artışı, yoksulluğun artmasından ziyade, daha fazla vatandaşımıza daha fazla yardım çeşidiyle ulaşan sosyal devlet uygulamalarının yaygınlaşmasından kaynaklanıyor" dedi.
Kimler yardım alabiliyor?
Sosyal güvencesi olmayan ve hane içinde kişi başına düşen aylık geliri net asgari ücretin 1/3'ünden (2025 yılı için 7.368,22 TL) az olan vatandaşlarımıza yapılan yardımlardır. %40 ve üstü engelli raporu olan vatandaşlar faydalanabilmektedir.
Bu tablo aynı zamanda ülkemizdeki asgari ücreti açlık sınırı altında olduğunu itirafıdır.
Bakan Mehmet Şimşek ne demişti? 'Ekonomimiz en kötüyü geride bıraktık'. Demek ki daha kötü günler geliyor.
Rakamlarda kötü
Toplanan günlük vergi miktarı yaklaşık 25,8 milyar TL.
Merkezi Yönetim brüt borç stoku 2018'deki 1 trilyon TL. 2025 Nisan itibarıyla yaklaşık 10,7 trilyon TL seviyesinde.
2018'de faiz ödemeleri 70 milyar TL iken,
2023'te 600 milyar TL,
2024'te 1,2 trilyon TL,
2025'in ilk 4 ayında 684 milyar TL oldu.
2025 İlk Çeyrek: 2025'in ilk çeyreğinde toplam 117 milyar TL anapara ödenirken, buna karşılık 346,4 milyar TL faiz ödendi.
Bu, her 4 liralık borç ödemesinin yaklaşık 3 lirasının faize gittiğini gösteriyor.
Sayın Bakan ne diyordu? 'En kötüyü geride bıraktık'. Daha kötüsü geliyor…
Daha kötüsü de var
KOBİ'lerin bankacılık sektörüne olan borçları nisanda önceki aya göre 201 milyar lira daha artarak 5 trilyon 33 milyar liraya yükseldi.
Tarım sektörünün bankalara olan kredi borçları nisan ayında 38.4 milyar lira artarak ilk kez 1 trilyon 9 milyar liraya çıktı.
Vatandaşların bankalar ve finans kuruluşlarına olan bireysel kredi ve kredi kartı borçları 30 Mayıs itibarı ile 4 trilyon 684 milyar liraya yükseldi.
İcra dairelerine gelen dosya sayısının 1 yılda 1 milyon 519 bin artarak 23.6 milyona yükseldi.
Sayın Bakan ne diyordu? 'En kötüyü geride bıraktık'. Daha kötüsü geliyor…
Gezen hükümet
Tek parti iktidarının hafızalarda kalacak icraatlarından birisi de çok gezmeleridir. Sayın Erdoğan, bakanları, vekilleri hep geziyor.
Sayın Aile Bakanımız bile son iki yılda 31 ülkeye ziyaret yapmış (gezmiş).
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Aile Bakanını geçmek üzere. Diyanet İşleri Başkanı ise Dışişleri Bakanından daha çok yurt dışı gezisi yapmış.
Halkın tabiri ile 'uçaklar su yakmıyor'. Hangi kaynak ile geziyorlar? Milletten toplanan paralarla (vergilerle).
Neden geziyorlar?
Ülkemiz sanayide, teknolojide, tarımda, enerjide kendi ihtiyacından fazlasını üretiyor ve hükümetimiz Pazar arayışları için geziyor, cevabı çok iyi olurdu.
Ama maalesef sanayide, teknolojide, tarımda, enerjide ithalatçıyız.
Yok, eğer ülkemiz, bölgemiz ve dünya barışı için geziyor, desek! O da değil. Baksanıza her tarafımız kan gölü ve iktidarımız terör örgütü ile barış görüşmesi yapıyor. O zaman bu kadar çok neden geziyorlar? Cevap sizde?
'En kötüyü geride bıraktık' sözlerini, 2018'den hatırladığımız için Sayın Şimşek'in açıklamalarını 'demek ki daha kötüsü geliyor' şeklinde anlıyoruz.
Dur, dur! Hemen sanal rakamlara sarılma, yüzdelik kıyaslamalar yapma. Halka bak!
Ben 'daha kötüsü gelecek' iddiama, çocukları şahit gösteriyorum. Ülkemiz nüfusunun yaklaşık 25 milyonu 18 yaş altında.
2020 yılında 593 bin, 2021 yılında 607 bin, 2022 yılında 707 bin, 2023 yılında 853 bin, 2024 yılında ise 970 bin çocuk okulda değil sanayide, tekstilde, merdiven altı işletmelerde, çöp toplama, ayıklama işlerinde çalışıyor.
Neden okula gitmeyip de çalışıyorlar? Çalışma hayatı cazip geldiği için mi? Tabiki hayır! Aileler geçinemiyor. Haliyle çocuklar, okula değil çalışmaya gidiyor.
Diğer taraftan yıllara ve rakamlara dikkat ettiniz mi? Her yıl çalışan çocuk sayısı artıyor. Demek ki milletin ekonomisi kötüden daha kötüye gidiyor.
Milletin fakirleştiğinin itirafı da geldi
Geçen yıl Kömür, barınma, gıda yardımı isteyenler geçen yıl 4 milyon 947 bin kişi oldu. Son 4 yılda ise 34 milyon 3 bin 818 kişi arayarak yardım istedi.
Bu ne demektir? Tek parti iktidarında insanımız temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor, demektir.
Belçika doğumlu aynı zamanda Belçika vatandaşı olan Aile ve Sosyal Hizmet Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ise bu vahim tabloyu farklı yorumluyor. Nasıl mı?
"Yararlanıcı sayısı artışı, yoksulluğun artmasından ziyade, daha fazla vatandaşımıza daha fazla yardım çeşidiyle ulaşan sosyal devlet uygulamalarının yaygınlaşmasından kaynaklanıyor" dedi.
Kimler yardım alabiliyor?
Sosyal güvencesi olmayan ve hane içinde kişi başına düşen aylık geliri net asgari ücretin 1/3'ünden (2025 yılı için 7.368,22 TL) az olan vatandaşlarımıza yapılan yardımlardır. %40 ve üstü engelli raporu olan vatandaşlar faydalanabilmektedir.
Bu tablo aynı zamanda ülkemizdeki asgari ücreti açlık sınırı altında olduğunu itirafıdır.
Bakan Mehmet Şimşek ne demişti? 'Ekonomimiz en kötüyü geride bıraktık'. Demek ki daha kötü günler geliyor.
Rakamlarda kötü
Toplanan günlük vergi miktarı yaklaşık 25,8 milyar TL.
Merkezi Yönetim brüt borç stoku 2018'deki 1 trilyon TL. 2025 Nisan itibarıyla yaklaşık 10,7 trilyon TL seviyesinde.
2018'de faiz ödemeleri 70 milyar TL iken,
2023'te 600 milyar TL,
2024'te 1,2 trilyon TL,
2025'in ilk 4 ayında 684 milyar TL oldu.
2025 İlk Çeyrek: 2025'in ilk çeyreğinde toplam 117 milyar TL anapara ödenirken, buna karşılık 346,4 milyar TL faiz ödendi.
Bu, her 4 liralık borç ödemesinin yaklaşık 3 lirasının faize gittiğini gösteriyor.
Sayın Bakan ne diyordu? 'En kötüyü geride bıraktık'. Daha kötüsü geliyor…
Daha kötüsü de var
KOBİ'lerin bankacılık sektörüne olan borçları nisanda önceki aya göre 201 milyar lira daha artarak 5 trilyon 33 milyar liraya yükseldi.
Tarım sektörünün bankalara olan kredi borçları nisan ayında 38.4 milyar lira artarak ilk kez 1 trilyon 9 milyar liraya çıktı.
Vatandaşların bankalar ve finans kuruluşlarına olan bireysel kredi ve kredi kartı borçları 30 Mayıs itibarı ile 4 trilyon 684 milyar liraya yükseldi.
İcra dairelerine gelen dosya sayısının 1 yılda 1 milyon 519 bin artarak 23.6 milyona yükseldi.
Sayın Bakan ne diyordu? 'En kötüyü geride bıraktık'. Daha kötüsü geliyor…
Gezen hükümet
Tek parti iktidarının hafızalarda kalacak icraatlarından birisi de çok gezmeleridir. Sayın Erdoğan, bakanları, vekilleri hep geziyor.
Sayın Aile Bakanımız bile son iki yılda 31 ülkeye ziyaret yapmış (gezmiş).
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Aile Bakanını geçmek üzere. Diyanet İşleri Başkanı ise Dışişleri Bakanından daha çok yurt dışı gezisi yapmış.
Halkın tabiri ile 'uçaklar su yakmıyor'. Hangi kaynak ile geziyorlar? Milletten toplanan paralarla (vergilerle).
Neden geziyorlar?
Ülkemiz sanayide, teknolojide, tarımda, enerjide kendi ihtiyacından fazlasını üretiyor ve hükümetimiz Pazar arayışları için geziyor, cevabı çok iyi olurdu.
Ama maalesef sanayide, teknolojide, tarımda, enerjide ithalatçıyız.
Yok, eğer ülkemiz, bölgemiz ve dünya barışı için geziyor, desek! O da değil. Baksanıza her tarafımız kan gölü ve iktidarımız terör örgütü ile barış görüşmesi yapıyor. O zaman bu kadar çok neden geziyorlar? Cevap sizde?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Allah'ın dininde renkten renge girip kaypaklık etmeyin / 20.06.2025
- Bizim ünlülerin vicdanı yok mu? / 19.06.2025
- MOSSAD’ın Afganlı ajanları ve Türkiye / 18.06.2025
- İran, İsrail ve biz / 16.06.2025
- Bugün İslam Dini ‘kemale’ erdi / 15.06.2025
- İran uyanacak ve uyandıracak mı? / 14.06.2025
- Bakan Şimşek’ten korkutan açıklama: ‘En kötüyü geride bıraktık’ / 13.06.2025
- Gerçekler ve yalanlar / 12.06.2025
- MHP’de gömlek değiştirdi / 11.06.2025
- Mafya dönemi bitti organize suçlar dönemi başladı / 09.06.2025
- Bizim ünlülerin vicdanı yok mu? / 19.06.2025
- MOSSAD’ın Afganlı ajanları ve Türkiye / 18.06.2025
- İran, İsrail ve biz / 16.06.2025
- Bugün İslam Dini ‘kemale’ erdi / 15.06.2025
- İran uyanacak ve uyandıracak mı? / 14.06.2025
- Bakan Şimşek’ten korkutan açıklama: ‘En kötüyü geride bıraktık’ / 13.06.2025
- Gerçekler ve yalanlar / 12.06.2025
- MHP’de gömlek değiştirdi / 11.06.2025
- Mafya dönemi bitti organize suçlar dönemi başladı / 09.06.2025