ABD'den Skandal yaptırım açıklaması... Listede 9 Türk var
Türkiye ile ABD ilişkileri büyük çıkmaza girmiş durumda. Türkiye'de yargılanan ABD'li pastör Brunson'un serbest bırakılması talebi 'bağımsız yargı' gerekçesiyle reddedilince çılgına dönen ABD yönetimi, iki Türk bakana yaptırım kararı aldı. ABD Senatosu da Türkiye'ye F-35 savaş uçaklarında yaptırım uygulanmasına ilişkin kararı onayladı. Türkiye şimdi mütekabil bir karşılık vermeye hazırlanıyor
02.08.2018 00:00:00
Türkiye'de ev hapsinde bulunan terör örgütleri FETÖ ve PKK adına suç işlediği ve casusluk yaptığı iddiasıyla hakkında 35 yıl hapis cezası istenen ABD vatandaşı Pastör Andrew Brunson'un serbest bırakılmaması gerekçesiyle Washington'un, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'e yaptırım uygulama kararı alması gündeme bomba gibi düştü.
Kararı duyuran Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders, "ABD Başkanı'nın talimatı doğrultusunda ABD Hazine Bakanlığı, ikisi de Pastör Brunson'ın gözaltına alınması ve tutuklanmasında önemli rol oynayan içişleri ve adalet bakanlarına yaptırım uygulamaktadır" şeklinde konuştu.
Bu kararın ardından Türkiye'ye bir şok da ABD Senatosu'ndan geldi. Senato, daha önce komisyondan geçen Türkiye'ye F-35 savaş uçaklarında yaptırım uygulanmasına ilişkin kararı onayladı. Senatonun kararının yürürlüğe girmesi için ABD Başkanı Donald Trump'ın onaylaması gerekiyor.
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Beyaz Saray'ın ABD'li Papaz Andrew Brunson'un tutukluluğu nedeniyle yaptırım kararını duyurmasının ardından yaptığı açıklamada, "Yaptırımlar Brunson serbest kalana kadar sürecek" ifadesini kullandı.
ABD sadece Brunson'u değil gözaltında bulunan diğer Türkiye vatandaşı ABD konsolosluk çalışanlarının da serbest bırakılmasını talep ediyor.
Amerikan elçiliğinde görev yapmış Hamza Ulucay, Metin Topuz ve Nazmi Mete Cantürk de FETÖ gerekçesiyle Türkiye'de yargılanan ABD bağlantılı diğer isimler.
Durum çok ciddi
ABD'nin yaptırım kararlarının Türkiye'ye ekonomik maliyeti de büyük olacak. Zira kararın ardından Çarşamba günü Dolar 5 TL'yi aştı.
Dolar 5.08 TL seviyelerinde işlem gördü. ABD yaptırımlarının İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'e kadar uzanması durumun ne kadar ciddi olduğunu ortaya koyuyor. Ancak iki bakanı kapsaması ve Türkiye'ye yönelik genel bir yaptırım özelliği taşımıyor olması, bu yaptırımların ekonomiye etkisinin sınırlı kalacağını gösteriyor.
Anlaşıldığı kadarıyla ABD, tarafı yaptırım kararlarından ABD'li pastör Brunson serbest kalana kadar geri adım atmayacak. ABD'nin bu küstah tavırları karşısında Türkiye'nin boyun eğmesini beklemek mümkün değil. Bu durumda yargı sürecinini tamamlanmasını beklemekten başka çare görünmüyor. Yargı süreci ne kadar erken tamamlanırsa ilişkilerin akıbeti de o zaman net olarak ortaya çıkacak.
Zira mahkeme Brunson'u serbest kalmasına hükmederse Türkiye-ABD ilişkileri normalleşme sürecine girebilir. Ancak aksi bir karar çıkması halinde ilişkilerin daha da gerileceği kesin. Ancak Türkiye ile ABD arasında görüşmelerin pozitif bir şekilde perde arkasında devam etiğini dile getiren diplomatik kaynaklar, kısa vadede olumlu sonuçların ortaya çıkabileceğini düşünüyor.
NATO üyeliği sorgulanıyor
NATO tarihinde ittifakın dominant aktörü ABD'nin ittifakın bir başka üyesine bu denli ağır yaptırımlar uyguladığı görülmüş değil. Bu bağlamda
ABD'nin NATO üyesi Türkiye'ye radikal yaptırım kararları alması, Türkiye'de NATO üyeliğinin şimdiden tartışılmasına neden oldu bile. Bu tartışmaların şiddetini NATO'dan gelecek açıklamalar da ekleyecek. NATO'nun açıklamalarında ABD'ye destek vermesi Türkiye'deki tartışmaları daha da körükleyebilir. Zaten NTO karşıtlığının yüksek seyrettiği Türkiye'de son gelişmeler NATO karşıtı cepheyi daha da büyütecek gibi görünüyor.
Bu durum sadece Türkiye'den böyle görülmüyor. Yurt dışında da Türkiye'nin NATO üyeliği sorgulanıyor.
Moskova Devlet Üniversitesi Tarih ve Politika Enstitüsü Başkan Yardımcısı ve Rus siyaset bilimci Vladimir Şapovalov da ABD'nin Türk bakanlara yaptırım uygulamasının ardından, baskı uygulama politikasının uzun vadede Türkiye'yi NATO'dan ayrılmaya yönlendirebileceğini söyledi.
ABD'nin İçişleri Bakanı Soylu ile Adalet Bakanı Gül'e yaptırım uygulama kararı almasını değerlendiren Şapovalov, "Bu olayın ABD için negatif etkileri muazzam olacak. ABD'nin modern uluslararası ilişkiler sisteminde ilk kez müttefiki olan bir ülkenin bakanlarına yaptırım uygulaması söz konusu. Daha absürt bir durum hayal etmek zor. Yaptırımlar hiçbir şekilde pozisyonların yakınlaşmasını sağlamıyor. Aksine Türkiye gibi bir ülkeye baskı uygulamak, Ankara'nın Washington'dan daha fazla uzaklaşmasına yol açar. Böyle devam ederse, uzun vadede Türkiye'nin NATO'dan çekilme ihtimali de var" dedi.
Türkiye'nin cevabı İncirlik olabilir
ABD'nin küstah yaklaşımlarına ve skandal olarak değerlendirilen yaptırım kararlarına Türkiye'nin cevabının ne olacağı merak ediliyor. Bu bağlamda Ankara, ABD'nin canını yakacak bir hamle yapmak istiyorsa mutlaka İncirlik Üssü'nü kapatmayı gündeme alması gerekiyor.
Böyle bir gündem ABD'nin karşısındaki Türkiye'nin bir müstemleke ülke olmadığını anlamasına da yardımcı olacaktır.
ABD tarafında da Türkiye'nin en etkili hamlesinin İncirlik Üssü'nü kapatmak olduğunu görüşü hakim. Washington merkezli düşünce kuruluşu Bipartizan Policy Center'ın ulusal güvenlik programı kıdemli analisti Nicholas Danforth, Türk bakanlara yaptırım getirilmesinin ardından, Türkiye'nin İncirlik Üssü'nün kapatabileceğini, Washington'ın buna hazırlıklı olması gerektiği görüşünü dile getirdi.
ABD'nin Türkiye'ye dönük adeta ekonomik bir savaş başlatmasının Ankara'da tansiyonu yükseltiği bir dönemde, ABD Avrupa Kuvvetleri ve NATO Müttefik Kuvvetler Harekat Komutanı Orgeneral Curtis Michael Scaparrotti, temaslarda bulunmak için Türkiye'ye geldi.
Önce Adana'daki İncirlik Üssü'ne incelemelerde bulunan Scaparrotti, daha sonra İzmir'e geçti.
ABD'nin yaptırım listesinde 9 Türk var
ABD Türkiye'den gerçek ya da tüzel kişilere ilk kez yaptırım uygulamıyor. ABD Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi'nin (The Office of Foreign Assets Control-OFAC) yaptırım listesinde toplamda 7 Türk vatandaşı ile Türkiye'de kayıtlı 12 şirket bulunuyor.
Son olarak Mayıs 2018'de bir Türk ve dört Türk şirketi 'İran'a yönelik yaptırımları deldikleri gerekçesiyle' yaptırım listesine alınmışlardı.
Adalet Bakanı Gül ve İçişleri Bakanı Soylu'nun eklenmesiyle listedeki gerçek kişi sayısı 9'a yükselmiş durumda. Ancak iki bakanın yaptırım listesine alınma gerekçesi listedeki diğer şahıslardan farklı olarak 'Pastör Andrew Brunson'ın tutuklanmasında ve hapiste tutulmasında oynadıkları rol' olarak gösteriliyor.
Kararı duyuran Beyaz Saray Sözcüsü Sarah Sanders, "ABD Başkanı'nın talimatı doğrultusunda ABD Hazine Bakanlığı, ikisi de Pastör Brunson'ın gözaltına alınması ve tutuklanmasında önemli rol oynayan içişleri ve adalet bakanlarına yaptırım uygulamaktadır" şeklinde konuştu.
Bu kararın ardından Türkiye'ye bir şok da ABD Senatosu'ndan geldi. Senato, daha önce komisyondan geçen Türkiye'ye F-35 savaş uçaklarında yaptırım uygulanmasına ilişkin kararı onayladı. Senatonun kararının yürürlüğe girmesi için ABD Başkanı Donald Trump'ın onaylaması gerekiyor.
ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, Beyaz Saray'ın ABD'li Papaz Andrew Brunson'un tutukluluğu nedeniyle yaptırım kararını duyurmasının ardından yaptığı açıklamada, "Yaptırımlar Brunson serbest kalana kadar sürecek" ifadesini kullandı.
ABD sadece Brunson'u değil gözaltında bulunan diğer Türkiye vatandaşı ABD konsolosluk çalışanlarının da serbest bırakılmasını talep ediyor.
Amerikan elçiliğinde görev yapmış Hamza Ulucay, Metin Topuz ve Nazmi Mete Cantürk de FETÖ gerekçesiyle Türkiye'de yargılanan ABD bağlantılı diğer isimler.
Durum çok ciddi
ABD'nin yaptırım kararlarının Türkiye'ye ekonomik maliyeti de büyük olacak. Zira kararın ardından Çarşamba günü Dolar 5 TL'yi aştı.
Dolar 5.08 TL seviyelerinde işlem gördü. ABD yaptırımlarının İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'e kadar uzanması durumun ne kadar ciddi olduğunu ortaya koyuyor. Ancak iki bakanı kapsaması ve Türkiye'ye yönelik genel bir yaptırım özelliği taşımıyor olması, bu yaptırımların ekonomiye etkisinin sınırlı kalacağını gösteriyor.
Anlaşıldığı kadarıyla ABD, tarafı yaptırım kararlarından ABD'li pastör Brunson serbest kalana kadar geri adım atmayacak. ABD'nin bu küstah tavırları karşısında Türkiye'nin boyun eğmesini beklemek mümkün değil. Bu durumda yargı sürecinini tamamlanmasını beklemekten başka çare görünmüyor. Yargı süreci ne kadar erken tamamlanırsa ilişkilerin akıbeti de o zaman net olarak ortaya çıkacak.
Zira mahkeme Brunson'u serbest kalmasına hükmederse Türkiye-ABD ilişkileri normalleşme sürecine girebilir. Ancak aksi bir karar çıkması halinde ilişkilerin daha da gerileceği kesin. Ancak Türkiye ile ABD arasında görüşmelerin pozitif bir şekilde perde arkasında devam etiğini dile getiren diplomatik kaynaklar, kısa vadede olumlu sonuçların ortaya çıkabileceğini düşünüyor.
NATO üyeliği sorgulanıyor
NATO tarihinde ittifakın dominant aktörü ABD'nin ittifakın bir başka üyesine bu denli ağır yaptırımlar uyguladığı görülmüş değil. Bu bağlamda
ABD'nin NATO üyesi Türkiye'ye radikal yaptırım kararları alması, Türkiye'de NATO üyeliğinin şimdiden tartışılmasına neden oldu bile. Bu tartışmaların şiddetini NATO'dan gelecek açıklamalar da ekleyecek. NATO'nun açıklamalarında ABD'ye destek vermesi Türkiye'deki tartışmaları daha da körükleyebilir. Zaten NTO karşıtlığının yüksek seyrettiği Türkiye'de son gelişmeler NATO karşıtı cepheyi daha da büyütecek gibi görünüyor.
Bu durum sadece Türkiye'den böyle görülmüyor. Yurt dışında da Türkiye'nin NATO üyeliği sorgulanıyor.
Moskova Devlet Üniversitesi Tarih ve Politika Enstitüsü Başkan Yardımcısı ve Rus siyaset bilimci Vladimir Şapovalov da ABD'nin Türk bakanlara yaptırım uygulamasının ardından, baskı uygulama politikasının uzun vadede Türkiye'yi NATO'dan ayrılmaya yönlendirebileceğini söyledi.
ABD'nin İçişleri Bakanı Soylu ile Adalet Bakanı Gül'e yaptırım uygulama kararı almasını değerlendiren Şapovalov, "Bu olayın ABD için negatif etkileri muazzam olacak. ABD'nin modern uluslararası ilişkiler sisteminde ilk kez müttefiki olan bir ülkenin bakanlarına yaptırım uygulaması söz konusu. Daha absürt bir durum hayal etmek zor. Yaptırımlar hiçbir şekilde pozisyonların yakınlaşmasını sağlamıyor. Aksine Türkiye gibi bir ülkeye baskı uygulamak, Ankara'nın Washington'dan daha fazla uzaklaşmasına yol açar. Böyle devam ederse, uzun vadede Türkiye'nin NATO'dan çekilme ihtimali de var" dedi.
Türkiye'nin cevabı İncirlik olabilir
ABD'nin küstah yaklaşımlarına ve skandal olarak değerlendirilen yaptırım kararlarına Türkiye'nin cevabının ne olacağı merak ediliyor. Bu bağlamda Ankara, ABD'nin canını yakacak bir hamle yapmak istiyorsa mutlaka İncirlik Üssü'nü kapatmayı gündeme alması gerekiyor.
Böyle bir gündem ABD'nin karşısındaki Türkiye'nin bir müstemleke ülke olmadığını anlamasına da yardımcı olacaktır.
ABD tarafında da Türkiye'nin en etkili hamlesinin İncirlik Üssü'nü kapatmak olduğunu görüşü hakim. Washington merkezli düşünce kuruluşu Bipartizan Policy Center'ın ulusal güvenlik programı kıdemli analisti Nicholas Danforth, Türk bakanlara yaptırım getirilmesinin ardından, Türkiye'nin İncirlik Üssü'nün kapatabileceğini, Washington'ın buna hazırlıklı olması gerektiği görüşünü dile getirdi.
ABD'nin Türkiye'ye dönük adeta ekonomik bir savaş başlatmasının Ankara'da tansiyonu yükseltiği bir dönemde, ABD Avrupa Kuvvetleri ve NATO Müttefik Kuvvetler Harekat Komutanı Orgeneral Curtis Michael Scaparrotti, temaslarda bulunmak için Türkiye'ye geldi.
Önce Adana'daki İncirlik Üssü'ne incelemelerde bulunan Scaparrotti, daha sonra İzmir'e geçti.
ABD'nin yaptırım listesinde 9 Türk var
ABD Türkiye'den gerçek ya da tüzel kişilere ilk kez yaptırım uygulamıyor. ABD Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi'nin (The Office of Foreign Assets Control-OFAC) yaptırım listesinde toplamda 7 Türk vatandaşı ile Türkiye'de kayıtlı 12 şirket bulunuyor.
Son olarak Mayıs 2018'de bir Türk ve dört Türk şirketi 'İran'a yönelik yaptırımları deldikleri gerekçesiyle' yaptırım listesine alınmışlardı.
Adalet Bakanı Gül ve İçişleri Bakanı Soylu'nun eklenmesiyle listedeki gerçek kişi sayısı 9'a yükselmiş durumda. Ancak iki bakanın yaptırım listesine alınma gerekçesi listedeki diğer şahıslardan farklı olarak 'Pastör Andrew Brunson'ın tutuklanmasında ve hapiste tutulmasında oynadıkları rol' olarak gösteriliyor.