Ey Hak ve Hakikat yolcusu! Ey Hak ve Hakikat yolcusu! Sana zulmedene iyilikle, hidayetle duâ et. Allah'ı yegâne murâkıp olarak tanı.Helal yemeğe bak. Bilmediğin şeyleri, Allah için ilim tahsil eden Zatlardan sor. Allah'a karşı daima haya üzere bulun. Sohbetin Allah ile olsun. Başkasıyla da Allah sohbetiyle sohbette bulun. Her sabah kendi mali gücüne göre sadaka ver. Akşamladığın zaman o gün ölen müslümanların hepsi için duâ ve istiğfarda bulun.Akşam namazını kıldığında tefekküre dal ve ondan sonra ebvâbîn (hayır kapıları) namazı kıl. Sabah ve akşam yedi defa: "Allahümme ecirnâ minennâri" (Allah'ım, bizleri ateşinden koru) duâsını oku.Ve yine sabah ve akşam üçer defa "Eûzü billahi's Semî'il Alîmi mineş-şeytânir-racîm" diyerek Haşr Suresi'nin "Hûvallâhü-llezî?" diye başlayan son üç ayetini tilâvet et.Allah yegâne muvaffak kılandır.* * *Ey Aziz,Cenâb-ı Hakk'ın azîz kıldığı ve birçok ilahî nimetlere erme şerefine nail eylediği kimse?Bilesin ki?- "Allahu Teala, dilediğine hidayet eder ve Zat- Nur'una ulaştırır." (24/35)Yukarıdaki cümle bir Âyet-i Kerîme meâlidir. Bir feyz kaynağıdır. O feyz bulutlarından rahmet şimşekleri çaktığını düşün? Neler olacağını tahmin eyle ve:- "Allah rahmetini dilediğine tahsis eder." (3/74)Meâlindeki yüce kelâmın yapacağı inayet sayesinde vuslat rüzgarlarının daima başında döndüğünü de düşün? Anlamaya çalış? Şimdi neler olabileceğini anlatacağız, dinle?Işte o zaman; kalb sahasında ünsiyet (dostluk) reyhanları kokmaya başlar? Ve o reyhanlar, bir cennet bahçesi gibi, boylandıkça boylanır ve etrafa kokular saçmaya başlar? Ve o bahçede:"Ey Yusuf'a olan hasretim." (12/84)Nağmeleri ile şevk bülbülleri ötmeye başlar? Ve sırlar aleminde, iştiyak şuleleri parıldamaya başlar?Artık efkar kuşları, azamet fezasında kanatlanır? Ve çevikliğin son haddiyle uçmaya başlarlar.Bunlara marifet hali ve marifet âlemi adı verilir? Bu âlem uçsuz bucaksız vadilerle doludur. Orada; üstün akla sahip olanlar dahi yolunu bulup devam edemez? Şaşırır? Sonra orada öyle korkulu haller tecelli eder ki?Bir bakarsın, yüce bir heybet eli kalkmış, başında bekliyor? Tepene ha indi; ha inecek? Bu manzara karşısında, kavrayışın temelinden sarsılır?Sonra bakarsın ki, başka bir âlem başlamış? Perdelerin ötesinden sesler yükseliyor? Hem de heybetli sesler? O'na kulak mı dayanır ki? Ve derin manasını sezende yürek mi kalır ki? Tahayyül et:- "Gerçek manasıyla Allah'ı takdir edemediler?" (6/91)Meâlindeki yüce manaya hangi kulak dayanır? Bu yumuşatılmış mana, ya doğrudan doğruya, seni muhatab alsaydı; ne yapardın o zaman?? O anda can vermez miydin??
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.