ABD'nin Irak'a yapacağı muhtemel saldırı için Türkiye'den talep ettiği şeyler belli oldu.
Tüm üstlerin, limanların, hava sahamızın açılmasından tutun da, tüm Güneydoğu sınırına kadar yüz bini aşkın ABD askeri yerleştirmeye olur vermeye kadar.
ABD öyle taleplerde bulunuyor ki sanki işgal edeceği ülke Irak değilmiş de Türkiye'ymiş şüphesi uyanıyor.
Hele hele bunca isteklerinin arasında Türk askerinin sınırlı sayısının dışında istememesi ve uğrayacağımız zararın karşılanması noktasında somut bir vaatte bulunmaması ise, başka kuşkuları davet ediyor.
Bütün bunlar, ABD'nin Türkiye'ye stratejik bir müttefikten çok bir trampler, atlama taşı gibi baktığını gösteriyor.
Onun için bazı atlantik ötesinden beslenen savaş tamtamcılarının, "aman ABD'nin her dediğine evet demesek savaş sonrasında pazarlık masasında yer alamayız" söylemlerine kimse kanmamalı.
Çünkü ABD'nin savaş sonrası pazarlık masasına dahil etmek istediği güç Türkiye değil Mesut Barzani'dir. Onun için adamın burnu kalktı. Hasta numaralarına yatarak Türkiye'ye gelmeyerek bizi muhatap almıyor.
Türkiye, savaş sonrasında söz sahibi olmak istiyordu ise bu Kürt liderlerini İngiliz-Amerikan siyasetçilerinin koynuna terk etmemeliydi.
Hükümet, şimdilik ABD'nin isteklerine ne evet ne hayır diyerek zaman kazanmaya çalışıyor.
Ancak bu manevra, yarın olsun bakarız tembelliğine iterse yarın daha zorda kalabiliriz.
Hükümet, ABD senaryosuna Türkiye'yi alet etmemek için bölgeyle ilgili ciddi bir vizyon ortaya koymalıdır. BM deneticiler raporunun 27 Ocak'ta sunulmasına kadar geçecek süreyi çok iyi değerlendirmelidir.
Başbakan Gül, yapacağı diplomatik gezide Araplara "ne olur savaşa siz de katılın mı diyecek yoksa ne olur ABD'ye karşı dik durun yoksa bu savaş sizi de bizi de yakar" mı diyecek.
ABD'nin "Türkiye destek olmasa da biz saldıracağız" blöfüne gülüp geçmelidir.
Ne Almanya ne Rusya; bu savaşı Türkiye durdurabilir. Durdurmalıdır.
Tüm üstlerin, limanların, hava sahamızın açılmasından tutun da, tüm Güneydoğu sınırına kadar yüz bini aşkın ABD askeri yerleştirmeye olur vermeye kadar.
ABD öyle taleplerde bulunuyor ki sanki işgal edeceği ülke Irak değilmiş de Türkiye'ymiş şüphesi uyanıyor.
Hele hele bunca isteklerinin arasında Türk askerinin sınırlı sayısının dışında istememesi ve uğrayacağımız zararın karşılanması noktasında somut bir vaatte bulunmaması ise, başka kuşkuları davet ediyor.
Bütün bunlar, ABD'nin Türkiye'ye stratejik bir müttefikten çok bir trampler, atlama taşı gibi baktığını gösteriyor.
Onun için bazı atlantik ötesinden beslenen savaş tamtamcılarının, "aman ABD'nin her dediğine evet demesek savaş sonrasında pazarlık masasında yer alamayız" söylemlerine kimse kanmamalı.
Çünkü ABD'nin savaş sonrası pazarlık masasına dahil etmek istediği güç Türkiye değil Mesut Barzani'dir. Onun için adamın burnu kalktı. Hasta numaralarına yatarak Türkiye'ye gelmeyerek bizi muhatap almıyor.
Türkiye, savaş sonrasında söz sahibi olmak istiyordu ise bu Kürt liderlerini İngiliz-Amerikan siyasetçilerinin koynuna terk etmemeliydi.
Hükümet, şimdilik ABD'nin isteklerine ne evet ne hayır diyerek zaman kazanmaya çalışıyor.
Ancak bu manevra, yarın olsun bakarız tembelliğine iterse yarın daha zorda kalabiliriz.
Hükümet, ABD senaryosuna Türkiye'yi alet etmemek için bölgeyle ilgili ciddi bir vizyon ortaya koymalıdır. BM deneticiler raporunun 27 Ocak'ta sunulmasına kadar geçecek süreyi çok iyi değerlendirmelidir.
Başbakan Gül, yapacağı diplomatik gezide Araplara "ne olur savaşa siz de katılın mı diyecek yoksa ne olur ABD'ye karşı dik durun yoksa bu savaş sizi de bizi de yakar" mı diyecek.
ABD'nin "Türkiye destek olmasa da biz saldıracağız" blöfüne gülüp geçmelidir.
Ne Almanya ne Rusya; bu savaşı Türkiye durdurabilir. Durdurmalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014