AFAD hazır değil miydi?
Kahramanmaraş ve çevresindeki 9 ili yıkan depremlerin üstünden 48 saati aşkın bir zaman geçmesine karşın arama kurtarma çalışmalarının özellikle ilk iki günde yetersiz olduğuna yönelik eleştiriler gözleri devlet kurumlarına ve AFAD'a çevirdi. Uzmnalar AFAD'ın böyle bir felakete hazırlıklı olomadığını belirtiyor
08.02.2023 16:01:00





Türkiye hafta başında meydana gelen iki ayrı depremin etkisiyle derinden sarsılırken, depremlerin üstünden 48 saati aşkın bir zaman geçmesine karşın arama kurtarma çalışmalarının yetersiz olduğuna yönelik eleştiriler gözleri devlet kurumlarına ve Afet ve Acil Durum Yönetim Başkanlığı'na (AFAD) çevirdi. İçişleri Bakanlığı'na bağlı olarak çalışan AFAD, afetlerle ilgili görev yapan İçişleri'ne bağlı Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'na bağlı Afet İşleri Genel Müdürlüğü ve Başbakanlık'a bağlı Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü'nün kapatılması ve tüm bu kurumların tek bir çatı altında toplanmasıyla 2009'da kuruldu. AFAD'ın görevleri arasında, afetlerin önlenmesi ve zararlarının azaltılması, afetlere müdahale edilmesi ve afet sonrasındaki iyileştirme çalışmalarının süratle tamamlanması amacıyla gerekli faaliyetlerin planlanması ve koordine edilmesi ve etkin uygulanması için tüm kurum ve kuruluşlar arasında iş birliği sağlanması gibi maddeler yer alıyor. Ancak Kahramanmaraş ve çevresinde yaşanan depremlerin ardından yıkımın çok fazla olduğu illere geç ulaşıldığı, arama kurtarma çalışmalarının yeterli olmadığı ve enkaz altında hala hayatta kalanlar için zamanın giderek daraldığı gibi çok sayıda nedenle AFAD ve devlet kurumları eleştirilerin odağında.
Peki önceliğini "kriz yönetiminden" "risk yönetimine" verdiğini belirten AFAD, bu kadar yüksek şiddette ve geniş bir alanı etkileyen depreme yeterli ölçüde hazır mıydı? Gazi Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Samet Arslan, iki depremin etki alanının çok fazla olduğuna ve yaklaşık 13-14 milyon insanı etkilediğine dikkat çekerek, şunları söylüyor: "Maalesef depremin etki alanı o kadar büyük ki bizim AFAD'ın bu işe yetişmesine imkan yok. Mehmetçik, polis, jandarma ve sivil arama kurtarma ekipleri yardım ediyor ama alan müthiş derecede büyük. Türkiye'deki bütün ekiplerin şu anda oraya yönlendirildiğini biliyorum ama bu sadece insanla ilgili de değil. Her binanın tepesine bir vinç koymanız gerekiyor, bu toplam yaklaşık 6-7 bin vinç yapar."
AFAD'dan yapılan açıklamalara göre bölgede AFAD, PAK, Jandarma, DAK, Millî Savunma Bakanlığı, UMKE, İtfaiye, Milli Eğitim Bakanlığı, Güven, STK ve gönüllüler, güvenlik, yerel destek ekiplerinden görevlendirilen personel ile uluslararası arama kurtarma ekiplerinden oluşan toplam arama ve kurtarma personeli sayısı 60 bini aşmış durumda. Afet bölgesine sevk edilen ekskavatör, çekici, vinç, dozer, kamyon, arazöz, treyler, greyder, vidanjör vb. iş makineleri olmak üzere toplam araç sayısı ise 5 bine yaklaştı. Ancak arama kurtarma çalışmaları için ilk 24 ila 48 saatin çok kritik olduğuna işaret eden uzmanlar, AFAD'ı özellikle depremin ilk günü ve akşamında sahada yeteri kadar bulunmamakla eleştiriyor. Afet Uzmanı Dr. Kubilay Kaptan, arama kurtarma çalışmalarının afet sonrası yapılacak işlerin sadece bir tanesi olduğunu, bunun dışında barınma, gıda, ısınma, sağlık, hamile yaşlı ve engellilerin korunması gibi çok sayıda yapılması gereken başlık bulunduğunu belirterek, şunları söyledi: "Arama kurtarma çalışması da maalesef başlangıçta afetin büyüklüğü anlaşılmadığı için ve aynı zamanda bölgede ve ülke genelinde hazır durumda olunmadığı için son derece yavaş başladı. Hatta hiç başlayamadı bile. Ancak vatandaşların kendi imkanlarıyla bir şeyler yapılmaya çalışıldı. Yavaş yavaş afetin büyüklüğü ortaya çıktıkça ufak çapta arama kurtarma çalışmaları başladı. Son derece kıymetli saatler maalesef kaybedildi." Kaptan, en kötü senaryonun yani kış şartlarında iki art arda depremin gerçekleştiğini kabul ettiğini söyleyerek, "Çok fazla yer etkilendi ama zaten deprem gerçeği budur. Afete dönüşmesi olayı budur. Türkiye'de beklenen büyük deprem dediğimiz devamlı dediğimiz büyük bölge depremleri budur" dedi.
Yeterli ölçüde hazırlık yoktu
Peki önceliğini "kriz yönetiminden" "risk yönetimine" verdiğini belirten AFAD, bu kadar yüksek şiddette ve geniş bir alanı etkileyen depreme yeterli ölçüde hazır mıydı? Gazi Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Samet Arslan, iki depremin etki alanının çok fazla olduğuna ve yaklaşık 13-14 milyon insanı etkilediğine dikkat çekerek, şunları söylüyor: "Maalesef depremin etki alanı o kadar büyük ki bizim AFAD'ın bu işe yetişmesine imkan yok. Mehmetçik, polis, jandarma ve sivil arama kurtarma ekipleri yardım ediyor ama alan müthiş derecede büyük. Türkiye'deki bütün ekiplerin şu anda oraya yönlendirildiğini biliyorum ama bu sadece insanla ilgili de değil. Her binanın tepesine bir vinç koymanız gerekiyor, bu toplam yaklaşık 6-7 bin vinç yapar."
'En kritik saatler kaybedildi'
AFAD'dan yapılan açıklamalara göre bölgede AFAD, PAK, Jandarma, DAK, Millî Savunma Bakanlığı, UMKE, İtfaiye, Milli Eğitim Bakanlığı, Güven, STK ve gönüllüler, güvenlik, yerel destek ekiplerinden görevlendirilen personel ile uluslararası arama kurtarma ekiplerinden oluşan toplam arama ve kurtarma personeli sayısı 60 bini aşmış durumda. Afet bölgesine sevk edilen ekskavatör, çekici, vinç, dozer, kamyon, arazöz, treyler, greyder, vidanjör vb. iş makineleri olmak üzere toplam araç sayısı ise 5 bine yaklaştı. Ancak arama kurtarma çalışmaları için ilk 24 ila 48 saatin çok kritik olduğuna işaret eden uzmanlar, AFAD'ı özellikle depremin ilk günü ve akşamında sahada yeteri kadar bulunmamakla eleştiriyor. Afet Uzmanı Dr. Kubilay Kaptan, arama kurtarma çalışmalarının afet sonrası yapılacak işlerin sadece bir tanesi olduğunu, bunun dışında barınma, gıda, ısınma, sağlık, hamile yaşlı ve engellilerin korunması gibi çok sayıda yapılması gereken başlık bulunduğunu belirterek, şunları söyledi: "Arama kurtarma çalışması da maalesef başlangıçta afetin büyüklüğü anlaşılmadığı için ve aynı zamanda bölgede ve ülke genelinde hazır durumda olunmadığı için son derece yavaş başladı. Hatta hiç başlayamadı bile. Ancak vatandaşların kendi imkanlarıyla bir şeyler yapılmaya çalışıldı. Yavaş yavaş afetin büyüklüğü ortaya çıktıkça ufak çapta arama kurtarma çalışmaları başladı. Son derece kıymetli saatler maalesef kaybedildi." Kaptan, en kötü senaryonun yani kış şartlarında iki art arda depremin gerçekleştiğini kabul ettiğini söyleyerek, "Çok fazla yer etkilendi ama zaten deprem gerçeği budur. Afete dönüşmesi olayı budur. Türkiye'de beklenen büyük deprem dediğimiz devamlı dediğimiz büyük bölge depremleri budur" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.