Dört yıl kadar önce "Endülüs'ten Türkiye'ye" isimli bir yazı kaleme almıştım. Bu yazımda Kastilya Kralı Ferdinand ile Endülüs hükümdarı Ebu Abdullah arasındaki ilişkileri dile getirmiştim. Kısaca özetlersem; Ferdinand, Ebu Abdullah'a destek vererek Endülüs'e hükümdar olmasını sağlarken, Abdullah'ın hükümdar olduğunda Hıristiyanlara karşı kullanabileceği argümanları yine Abdullah'a tek tek yıktırır. Neticede Abdullah Gırnata' ya Hıristiyanların desteğiyle hükümdar olduğunda Ferdinand, Endülüs'e son darbeyi vurmaya hazırlanır. Gırnata hükümdarı Abdullah, kendisine yıllardır sürekli destek veren Hıristiyan Kral Ferdinand'ı bir anda düşman olarak karşısında bulunca çok şaşırır.Abdullah'ın düşündüğü bütün çareler boşa çıkar ve eski dostu yeni düşmanı Ferdinand'ı durdurmaya muktedir olamaz. Gırnata halkı ve kalan askerler sonuna kadar dövüşmek isterler ama hükümdar Abdullah, düşmanı Ferdinand'dan aldığı bazı garantilere güvenerek şehri İspanyollara teslim eder. Haçlılar Gırnata'ya girip söz verdiklerinin aksine katliamlara, yakmaya ve yıkmaya başlayınca aile efradıyla bir tepenin üstünden Gırnata'yı seyreden hükümdar Abdullah ağlamaya başlar. Burada yanına gelen annesi Ebu Abdullah'a, Batılı devlet ve liderlerle Endülüs hükümdarı Abdullah'ın Kastilya Kralı Ferdinand'la kurduğu dostluğa benzer ilişkiler kuran günümüz siyasilerinin de kulağına küpe olacak şu tarihi sözleri söyler:"Şimdi kadın gibi ağlayacağına, orada erkek gibi ölseydin!" İsrail'in Gazze'deki vahşi katliamı engellemek için adeta kılını kıpırdatmayan siyasilerin Türkiye'ye gelen Filistinli yaralıları ziyaret ederken onlarca kamera önünde gözyaşları döktüklerini görünce Endülüs'ün ve Endülüs hükümdarı Abdullah'ın başına gelenleri hatırladım.Günümüz Türkiyesi Endülüs'e çok benzerlikler gösteriyor. Hele de son yıllardaki siyasi anlayışların attıkları adımlar, Endülüs'ün yaşadığı kaderi Türkiye'ye hızla yakınlaştırıyor. Önce Irak'a ve Afganistan'a sonra Lübnan'a şimdi de Filistin'e vahşet uygulanırken seyirci kalanlar acaba yarın aynı akıbetin kendilerine de geleceğini hiç düşünmüyorlar mı? Düşünmüyorlar?Bundan eminim, çünkü düşünselerdi bu yaptıklarından vazgeçer ve her ne pahasına olursa olsun katledilen, soykırıma tabi tutulan Filistin'in yanında olurlardı.BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş geçtiğimiz Pazar günü İstanbul'da düzenlenen Filistin Sempozyumunda, "Bugün Filistin'e oynanan oyun, yarın Türkiye'ye de oynanacaktır" uyarısında bulunmuştu.Bu öngörülü uyarıları dikkate almayanlar ve Gazze'yi sahipsiz bırakanlara nihayetinde Ebu Abdullah gibi ağlamaktan başka seçenek kalmayacaktır?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024