Yazıma başlarken kullandığım başlık şöyleydi; AKP'nin derdi "Başörtüsü" değil, "AB Örtüsü"Sonra değiştirdim.İlk attığım başlığa uygun olarak yazımı şu şekilde devam ettirdim.Evet evet yanlış okumadınız, AKP'nin derdi % 35 reyini aldığı Müslüman kesimin başını örtebilmesi ya da örtememesi değil. AKP'nin en büyük derdi son AİHM'nin verdiği "başörtmek bir insan hakkı değil" kararı sonrası Müslüman Türk insanında oluşabilecek AB düşmanlığı.Daha önce meydana gelmiş onlarca olaya rağmen hala AB'yi bir "lütf-ü ilahî" gibi görenlerin bu son karar sonrası bu düşüncelerinden vazgeçmeleri korkusudur AKP'yi saran.Ne önemi var?Hiiiiç.Ama en azından toplumun yüzde şu kadarı AB'ye girmemizi savunuyor yalanını savunamayacaklar.Ne önemi var?Hiiiiç.Sanki aynı kesim şu ana kadar imanıyla doğru orantılı bir duruş mu sergiledi? Yooo. Bir Müslüman'ın, hatta ondan da öte İslamî hassasiyet sahibi bir cemaatin kalkıp da temelleri Hıristiyanlık esaslarına oturtulmuş AB'ye Türkiye'nin üye olmasını "Allah'ın büyük bir lütfü" diye ilan etmesinden daha büyük bir nasipsizlik tahayyül bile edemiyorum."Başörtüsünü teferruat" ilan edenlerin AİHM'nin bu kararından rahatsızlık duymamasını anlayışla karşılarım.Bir başka "puşt gribi" daha var.HaniTaş devri,Tunç devri ve puşt devri vardı ya.Onun gibi,Duş gribi,Kış gribi ve puşt gribi.Efendim hükümet yapacak ama bırakmıyorlar.Yalanını sevsinler senin!Bu hükümet, akla hayale gelmedik her şeyi yaparken, satarken, atarken, kaş çatarken, yek, dû, se, cihar, penç atarken bir engelle karşılaşmıyor da Müslüman'ın başörtüsü meselesini çözerken mi birilerinin engeliyle karşılaşıyor.Bir avuç azınlığın iddiası olan "Ermeni soykırımı" yalanını -hukuka rağmen- üniversiteye sokan hükümet mutlak çoğunluğun örtüsünü suç olmaktan çıkaramamışsa, çıkartıp da bir insanlık hakkı olduğuna birilerini inandıramamışsa bu hükümeti çoğunlukla iktidar eden çoğunluk kına yaksın.Azınlık-çoğunluk tabiri benden önce AB ek protokolüne aittir.Hacıefendiye de birkaç lafım var.Hani şu ellerini semaya açıp da "Ey Rebbum! Nasip bize şu AB'ye girmeyi. Girelum da bol bol dinine hizmet edelum. Dinuni rahat rahat yaşayalım AB sayesinde" diye dua eden hacıefendiye sözüm.Allah böylesi bir duayı asla kabul etmez hacıefendi unutma.Şunu da unutma!Himmetine sığındığın haçlıya göre sen bu inancında ısrar ettiğin sürece "insan" bile değilsin.Onun için senin hakların "insan hakkı" sınıfına girmez.Bunu anlaman için tarihi çevir yeter.Göktürkleri Uygurlar Oğuzlar PeçeneklerSattı vatanın her karışını...Şimdi senin bir buçuk metre örtüne tahammül edemeyen Batılı, diğer örtülerine mi tahammül edecek?Peh peh peh, inanan ebleh.Şurası da çok komik, hatta trajikomik.Başörtüsünü savunan hacıefendi de AB'yi tek kurtuluş kapısı görüyor.Başörtüsüne karşı olan da AB'yi tek kurtuluş kapısı görüyor.Tam kalite Müslüman olmayı da, Müslümanlığın baskıcı(!) durumundan kurtulmayı da AB'ye girişte görmek.Ne yaman çelişkidir bu böyle.Daha önce de yazmıştım.Leyle Şahin yanlış yaptı.AİHM'ne yazdığı dilekçenin altına Leyla Şahin değil de Leyla Zana yazsaydı görecektiniz o zaman nasıl bir karar çıkacaktı. İşte o zaman başörtüsü bir insan hakkı olacaktı.Yasak bir insan hakkı ihlali olacaktı.Eğer şarabın etkisi geçer de mahkeme üyeleri işin farkına varmış olsaydı savunma da kolay olurdu.İkisi de Leyla, soyadları karıştı derdik olur biterdi.Aslını isterseniz, ki ne fark eder, isteyip istememeniz, ben yine de yazayım.Leyla Zana ve arkadaşlarına vokalistlik görevi yapan AİHM üyelerinin niyet ve gayesi Leyla Şahin kararında da aynıdır.Açıklayayım.Leyla Zana ve arkadaşları hakkında verdiği kararla Avrupa, ülkemiz için kaç asırdır hayal ettiği "bölünmüşlüğe" bir nebzecik(!) de olsa katkı sağlamayı amaçlamıştır.Aynı Avrupa'nın Leyla Şahin hakkında verdiği kararla da buna benzer bir gaye gütmediğini kim iddia edebilir.Kaç asırdır ülkemiz insanının bir kısmına "devlete düşman olmak imanın yedinci şartıdır" düşüncesini aşılayan bu son kararıyla da bu gayesine bu kez bir nebzecikten daha fazla katkı sağlamıştır.Çünkü bu son kararla o birilerinin AİHM yerine Türkiye devletine olan düşmanlığını pekişmiştir. Suçlu olan devlettir.Ve tabii olarak da bu devletin bir takım kurum ve kuruluşlarıdır.AİHM ise son derece masumdur bu birilerine göre.İyi de Leyla kızımızın papaz güruhundan himmet talep etmesi niyeydi ki?-Bir kaçını şimdilik bir kenara bırakırsak- Hıristiyan müftileri topluluğu olan bu AİHM'nin şu ana kadar ne bu ülkenin ne de bu ülke nüfusunun kahır çoğunluğunu oluşturan Müslüman kesimin lehinde bir tek karar almadığını bilmiyor muydu Leyla kızımız?
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024