1873?1936 yılları arasında yaşamış olan büyük Türk aydını Mehmet Akif Ersoy'un yazı, şiir ve konuşmalarında dile getirdiği, eleştirdiği ve çözüm önerdiği sorunlar, aşağı yukarı aynen devam ediyor diyebiliriz. O bakımdan Mehmet Akif, kendi döneminin olduğu kadar; bugünün de aydınıdır. O, düşünceleriyle bugün de güncelliğini korumaktadır.Ben bu yazımda, günümüz İslam dünyasının güncel anlamda en temel sorunu olan Büyük Orta Doğu Projesi belasına karşı Akif'in çözüm önerilerinin neler olduğunu ortaya koyacağım. İslam ülkelerini yöneten kişi ve kurumların bu önerileri dikkate almasını temenni ederim.BOP, esas itibariyle dünya Müslümanlarını etnik aidiyetlerine, mezhep farklılıklarına, hayat tarzı ve coğrafi farklılıklarına göre ayrıştırıp çatıştırma stratejisi üzerine kurulmuştur. Bu yeni bir proje değildir. Zaman zaman adı değişse de mahiyeti aynı kalan 19. yüzyıl başlarında başlatılan bir projedir. Dolayısıyla Mehmet Akif de bu projeyi kendi döneminde bizzat yaşadı. Bugünkü BOP'un aşağı yukarı bir benzeri Tanzimat'tan sonraki süreçte ve Mehmet Akif'in döneminde "Doğu Sorunu" idi. Haçlı?Siyonist Batı emperyalizmi özellikle Tanzimat'tan beri Osmanlı Devleti'ni "hasta adam" olarak algıladı. Bu algıya göre Osmanlı Devleti parçalanmalı ve Batı tarafından bir yağma, talan ve sömürge alanı haline getirilmeliydi. Batı, bu eşkıyalık faaliyetlerine diplomatik bir ad da bulmuştu: "Doğu Sorunu". Türk milletini ortadan kaldırma projesi olan "Doğu Sorunu", kurumsal olarak 1815'te Viyana Kongresi ile başladı. 1878 Berlin Antlaşmasıyla Osmanlı Devletini parçalama oyunları tezgâhlandı. 1920'de Sevr Antlaşmasıyla Türk'ü yok etme planı tekrar denendi. Ama büyük Türk Atatürk'ün Türk milletini arkasına alarak verdiği destansı Millî Mücadelesiyle bu plan çöpe atıldı. Haçlı Batı emperyalizmi planlarından ve oyunlarından vazgeçmedi ve şimdi bugünlerde Büyük Orta Doğu Projesi ile bu şeytanî planlarına devam ediyor."Doğu Sorunu" ifadesini ilk defa 1815 Viyana Kongresi'nde Rus delegasyonu kullandı. 1878 Berlin Antlaşması'nda da Batılı devletlerin gündeminde Doğu sorunu oldu.Fransız tarihçisi E. Drialut'a göre "Doğu Sorunu" "İslam?Hıristiyan mücadelesi"dir. Yine Fransız tarihçisi Albert Sorel için "Türkler, Avrupa'ya ayak bastığı günden beri "Doğu Sorunu" ortaya çıktı." (Abdülhaluk Çay, Her Yönüyle Kürt Dosyası, Turan Kültür Vakfı, Ankara, s.11?12) "1071?1683 yılları arasında Avrupa, Türkleri Anadolu'dan kovmak ya da yok etmek, İstanbul'un fethine izin vermemek, Türkler'in Avrupa'ya yayılmasına engel olmak için uğraştı. "Doğu sorunu" ile ifade etmek istedikleri şey buydu. İslam dünyasını arkasına alarak savunan, Haçlı saldırılarını durduran Türkler, Batı için Doğu Sorunu idi ve yok edilmeliydi.Avrupa, özellikle 1800'lü yıllardan itibaren Balkanlar'daki Hıristiyan toplulukları milletleştirmek ve ayrı birer devlet haline getirmek için onlara nasyonalizm politikalarını yaydı. Buna bağlı olarak önce onları Osmanlı Devletine isyan ettirdi. Sonra da onları himaye ederek onlar için reformlar, ayrıcalıklar, özerklikler istedi ve sonra da ayırdı. Balkan savaşlarıyla bu gerçekleşti.Sonra da Araplar gibi Müslüman unsurlara kavmiyetçilik fikirlerini yaydı, Osmanlı Devleti'ne karşı kışkırttı. Birinci Dünya Savaşı sonunda bu amacına da ulaştı. 1920 Sevr Anlaşması da Anadolu'yu parçalamayı hedefliyordu. Mehmet Akif, emperyalist Batının bu sinsi emellerinin ve açıktan uyguladığı eşkıyalık faaliyetlerinin farkına varan uyanık bir Müslüman Türk aydını idi. Akif, Batının emperyalist politikalarını çok iyi fark eden bir aydındır. 19 Kasım 1920'de yayınlanan Nasrullah Camii'nde verdiği vaazında bu konuyla ilgili olarak şöyle bir tespiti vardır:"Avrupalılar yalnız bugünü, bugünkü hadisatı (olayları) seyretmekle kalmazlar. Onlar yarını, gelecek seneyi hatta gelecek asrı, hatta birkaç asır sonunu tahmin etmek, hesap etmek isterler."Bugün İslam dünyasına dönük BOP faaliyetleri ne ise, Akif dönemindeki, Millî Mücadele dönemindeki Doğu Sorunu, işgal ve istila faaliyetleri de hemen hemen aynıdır. Bu tecrübelerden hareketle Mehmet Akif, duyarlı bir Müslüman Türk aydını olarak Müslümanlara bazı uyarılarda bulundu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015