Erdoğan'ın İsrail ziyareti, AKP'ye Arap âleminde puan kaybettirdi. Zor durumdaki Türk hükümeti, İsrail'i ABD'ye açılan kapı olarak görüyor. Şark-El Avsat'tan Fehmi Hüveydi'nin yazısıErdoğan'ın İsrail ziyareti Arap dünyasında birçok kimseyi hayal kırıklığına uğrattı ve epey gürültü kopardı. Zira birçok kimse Erdoğan'ın İslami geçmişi gereği seleflerine kıyasla İbrani devletiyle ilişkilere ayak diremesini beklemiş veya ummuştu. Bu yüzden, söz konusu ziyaret nedeniyle, AKP'nin Arap dünyasında puan kaybettiğini söylersek abartmış olmayız. Benim açımdan ziyaret sürpriz oldu. Zira Erdoğan'ın böyle bir adım atacağını ve beraberinde bakanlar, milletvekilleri ve işadamlarını kapsayan geniş bir heyetle İsrail'e gideceğini tahmin etmiyordum. Türk başbakanın birçok kez İsrail ziyareti davetini aldığını ve ertelediğini biliyordum. Seçimleri kazanmasından hemen sonra İsrail'in Ankara Büyükelçisi kendisini kutlamak için randevu talep etmişti ancak Erdoğan randevuyu Arap ve İslam ülkeleri elçileriyle görüşmesinin sonrasına ertelemişti. Şaron Rusya'yı ziyaret ettiğinde Tel Aviv'e dönerken Ankara'ya uğrama talebinde bulunmuş ancak Erdoğan gündeminin yoğunluğu gerekçesiyle kendisine zaman ayıramayacağını bildirmişti. İsrail Şeyh Ahmet Yasin'i öldürdüğü vakit Erdoğan İsrail'i 'terörist devlet' olarak nitelemişti. İsrail'in Batı Şeria'da kurduğu duvara 'utanç duvarı' diyen de kendisiydi. Bu durum, Ankara Tel Aviv ilişkilerine nispeten durgun bir hava getirdi ve durgunluk, MGK'nın İsrail ile ortak askeri sanayii durdurma kararında ve İsrail'in Türk suyunun fiyatının pahalılığını gerekçe göstererek 20 yıl boyunca yıllık 50 milyon metreküp su alımı için imzalanmış anlaşmayı iptal kararında yankısını buldu. Kuzey Irak'ın Kürt bölgesinde İsrail faaliyetlerinin genişlemesi yönünde haberler sızdığı vakit iki ülke arasındaki gerginlik iyice arttı. Bu durum Türkleri İsrail ile imzalanan silahların modernizasyonu anlaşmalarını askıya alma tehdidine varacak kadar öfkelendirdi. Konuyu Ankara ve İstanbul'da ele aldığımda şu veriler ortaya çıktı: 1 - Erdoğan'a ve AKP hükümetine yönelik Amerikan öfkesinin henüz bulutları dağılmış değil. ABD yönetimi şahinleri AKP hükümetinin Irak savaşı sırasında Amerikan güçlerinin Türk toprakları aracılığıyla geçişini reddedişini unutmadığı gibi savaş nedeniyle doğan zararlarını karşılaması için sunduğu 1 milyar doları Ankara'nın iade edişini de affetmemiş. Yine Washington, Suriye'ye güçlü baskıda bulunduğu bir zamanda Türkiye'nin bu ülkeyle ilişkilerinin güçlendirmesinden duyduğu rahatsızlığını birçok kez dile getirdi. İlişkileri onarma çabasına rağmen ilişkiler doğal seyrine dönmedi. 2 - Erdoğan'a, hükümeti ve partisine yönelik iç baskılar tesadüf diye isimlendirmeyi zorlaştıracak biçimde arka arkaya geldi. AKP yöneticilerinden birisi de aynı tespitte bulunarak dış gücün içerideki belirli çevrelere baskıda bulunduğunu ve aynı zaman dilimi içinde şu gelişmelerin yaşandığını belirtiyor: Partideki istifalar 20 milletvekiline çıkacak kadar arttı. Bu durum partimizin çoğunluğunu fazla etkilemedi, ancak istifaların bazı göstergeleri oldu.