Allah, mecbur edip azap etmez
Fazl b. Sehl, Memun’un yanında, İmam Rıza’ya (a.s.), “Ey Ebe’l-Hasan! Acaba insanlar mecbur mudur?” diye sorunca İmam Rıza (a.s.) şöyle buyurdu: “Allah yaratıklarını mecbur bırakıp sonra da onlara azap vermekten daha adildir”
28.11.2018 00:00:00
Mufazzal b. Ömer'in naklettiği rivayete göre; İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Cebir ve tefviz yoktur. Gerçek olan bu ikisi arasında olan şeydir."
"Bu ikisi arasındaki iş nedir" diye sorulunca, şöyle buyurdu: "Örneğin, birinin günah işlediğini görüyorsun, onu o günahtan sakındırıyorsun ama o kabul etmiyor, sen de onu kendi haline bırakıyorsun, o da o günahı işlemeye devam ediyor. Dolayısıyla onun senin sakındırmana itina göstermeyip ve sonuçta kendi haline bıraktığın için, 'sen ona günahı emrettin' denilemez." (el-Bihar, 5/17/27).
İmam Sâdık (a.s.), "Allah kulları günaha zorlar mı?" diye soran birisine, "Hayır" diye buyurdu.
"Bu işi kullara mı bıraktı?" diye sorunca da, "Hayır" diye buyurdu.
"O halde hakikat nedir?" diye sorunca da şöyle buyurdu: "Bu ikisi arasında olan Rabbinden bir lütuftur." (a.g.e., 5/83).
İmam Ali (a.s.), kader hakkında sorulunca şöyle buyurmuştur: "Ama eğer kabul etmediysen şüphesiz bu ikisi arasında bir iştir. Ne cebirdir ve ne de tefviz!" (Kenz'ul-Ummal, 1567).
İmam Bâkır (a.s.) ve İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Aziz ve Celil olan Allah kullarını günah işlemeye zorlayıp sonra da günahları sebebiyle cezalandırmaktan daha merhametlidir. Allah, olmayacak bir şeyi istemekten daha güçlüdür."
Her ikisine de, "Cebir ve kader arasında üçüncü bir makam var mıdır?" diye sorulunca şöyle buyurdular: "Evet bu makam, gökle yeryüzü arasından daha geniş bir makamdır." (et-Tevhid, 360/3).
İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Allah Tebarek ve Teâlâ kullarını güç yetiremeyecekleri bir şeyle mükellef kılmaktan daha kerimdir ve kudretinde irade etmeyeceği bir şeyin olmasından daha güçlüdür." (a.g.e., h.4).
Fazl b. Sehl, Memun'un yanında, İmam Rıza'ya (a.s.), "Ey Ebe'l-Hasan! Acaba insanlar mecbur mudur?" diye sorunca İmam Rıza (a.s.) şöyle buyurdu: "Allah yaratıklarını mecbur bırakıp sonra da onlara azap vermekten daha adildir."
O, "O halde kendi hallerine mi bırakılmışlardır?" diye sorunca da şöyle buyurdu: "Allah kulunu ihmal edip kendi başına bırakmaktan daha hikmet sahibidir." (el-Bihar, 5/59/110). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
"Bu ikisi arasındaki iş nedir" diye sorulunca, şöyle buyurdu: "Örneğin, birinin günah işlediğini görüyorsun, onu o günahtan sakındırıyorsun ama o kabul etmiyor, sen de onu kendi haline bırakıyorsun, o da o günahı işlemeye devam ediyor. Dolayısıyla onun senin sakındırmana itina göstermeyip ve sonuçta kendi haline bıraktığın için, 'sen ona günahı emrettin' denilemez." (el-Bihar, 5/17/27).
İmam Sâdık (a.s.), "Allah kulları günaha zorlar mı?" diye soran birisine, "Hayır" diye buyurdu.
"Bu işi kullara mı bıraktı?" diye sorunca da, "Hayır" diye buyurdu.
"O halde hakikat nedir?" diye sorunca da şöyle buyurdu: "Bu ikisi arasında olan Rabbinden bir lütuftur." (a.g.e., 5/83).
İmam Ali (a.s.), kader hakkında sorulunca şöyle buyurmuştur: "Ama eğer kabul etmediysen şüphesiz bu ikisi arasında bir iştir. Ne cebirdir ve ne de tefviz!" (Kenz'ul-Ummal, 1567).
İmam Bâkır (a.s.) ve İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Aziz ve Celil olan Allah kullarını günah işlemeye zorlayıp sonra da günahları sebebiyle cezalandırmaktan daha merhametlidir. Allah, olmayacak bir şeyi istemekten daha güçlüdür."
Her ikisine de, "Cebir ve kader arasında üçüncü bir makam var mıdır?" diye sorulunca şöyle buyurdular: "Evet bu makam, gökle yeryüzü arasından daha geniş bir makamdır." (et-Tevhid, 360/3).
İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: "Allah Tebarek ve Teâlâ kullarını güç yetiremeyecekleri bir şeyle mükellef kılmaktan daha kerimdir ve kudretinde irade etmeyeceği bir şeyin olmasından daha güçlüdür." (a.g.e., h.4).
Fazl b. Sehl, Memun'un yanında, İmam Rıza'ya (a.s.), "Ey Ebe'l-Hasan! Acaba insanlar mecbur mudur?" diye sorunca İmam Rıza (a.s.) şöyle buyurdu: "Allah yaratıklarını mecbur bırakıp sonra da onlara azap vermekten daha adildir."
O, "O halde kendi hallerine mi bırakılmışlardır?" diye sorunca da şöyle buyurdu: "Allah kulunu ihmal edip kendi başına bırakmaktan daha hikmet sahibidir." (el-Bihar, 5/59/110). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).