Altın madenciliğinde siyanür kullanmak şart değil
Erzincan'daki altın madeninde meydana gelen heyelan nedeniyle 9 kişi 10 milyon metreküp toprağın altında kalırken, siyanürle altın arama yöntemi de tartışma konusu oldu. Dünyada hangi yöntemlerle altın aranıyor ve siyanür yerine altını ayrıştırmak için kullanılan alternatif kimyasallar var mı? Tüm bu soruların cevabını haberimizde bulacaksınız
16.02.2024 13:06:00 / Güncelleme: 16.02.2024 13:12:45
Hasan Parlak
Hasan Parlak





Altın, dünyanın en değerli metallerinden biridir. Altın, takı, para, elektronik, tıp ve sanat gibi pek çok alanda kullanılır. Altın, doğada serbest halde veya diğer minerallerle birlikte bulunabilir. Altını diğer minerallerden ayırmak için ise, çeşitli yöntemler kullanılır. Bu yöntemlerin bazıları, altın madenciliğinin tarihinde, teknolojisinde ve çevresel etkilerinde önemli rol oynamıştır.
Altın madenciliği, altın yataklarının bulunduğu yerlerde, altını çıkarmak için yapılan faaliyettir. Altın madenciliği, 10 yıla kadar sürebilen bir araştırma süreciyle başlar. Bu süreçte, altın potansiyeli olan bölgeler belirlenir, jeolojik, jeofizik ve jeokimyasal analizler yapılır, sondajlar gerçekleştirilir. Araştırma sürecinden sonra, altın üretimi için gerekli izinler alınır, maden sahası hazırlanır, altyapı ve ekipman kurulur. Üretim süreci ise, altın yataklarının türüne göre değişir. Altın yatakları, plaser yatakları ve sert kaya yatakları olarak ikiye ayrılır.
Plaser yatakları, altının serbest halde bulunduğu, alüvyonlu veya denizel ortamlardır. Plaser madenciliği, biriken ağır mineralleri kazmak, taşımak, konsantre etmek ve geri kazanmak için suyun kullanıldığı oldukça eski bir yöntemdir. Plaser madenciliği, genellikle küçük ölçekli ve düşük maliyetli bir faaliyettir. Plaser madenciliği, altın madenciliğinin tarihinde önemli bir yere sahiptir. Örneğin, 19. yüzyılda ABD, Avustralya, Kanada, Güney Afrika, Brezilya ve Rusya'da yaşanan altına hücum dönemlerinde, plaser madenciliği yaygın olarak yapılmıştır.
Sert kaya yatakları, altının diğer minerallerle birlikte bulunduğu, magmatik, metamorfik veya sedimanter kayalardır. Sert kaya madenciliği, altını kayadan doğrudan çıkarmak için açık bir ocak veya yeraltı tüneli kullanılan en çok kullanılan yöntemdir. Sert kaya madenciliği, genellikle büyük ölçekli ve yüksek maliyetli bir faaliyettir. Sert kaya madenciliği, altın madenciliğinin teknolojisinde önemli bir rol oynamıştır. Örneğin, 20. yüzyılda, siyanürün altın ayrıştırmada kullanılması, sert kaya madenciliğini daha verimli ve ekonomik hale getirmiştir.
Bazı durumlarda, bakır, kum ve çakıl gibi diğer kaynaklar çıkarılırken altın da bulunabilir. Buna yan ürün madenciliği denir. Yan ürün madenciliği, altın madenciliğinin çevresel etkilerinde önemli bir faktördür. Örneğin, bakır madenlerinde genellikle önemli miktarda altın da çıkabilir. Ancak, bakır madenciliği, asit maden drenajı, toprak ve su kirliliği, biyoçeşitlilik kaybı gibi ciddi çevresel sorunlara yol açabilir.
Altın madenciliğinde, altını ayrıştırmak için kullanılan en yaygın yöntem, siyanürdür. Siyanür, altınla siyanür kompleksi oluşturarak altını cevherden ayırır. Bu işlemde, kayaçtan elde edilen cevher siyanür ile işlenir ve siyanür altını çeker. Geriye kalan siyanürlü atık, su ile arındırılır ve bir havuzda tekrar kullanılmak üzere tutulur.
Siyanür, en etkili ve ekonomik yöntem olarak kabul edilir. Ancak, siyanür, çevre ve insan sağlığı için tehlikeli bir kimyasaldır. Siyanür kullanımı, maden kazalarına, su kirliliğine ve zehirlenmelere yol açabilir. Siyanür, balık, kuş, hayvan ve bitki ölümlerine neden olabilir. Siyanür, insanlarda baş ağrısı, bulantı, kusma, bayılma, solunum zorluğu, kalp durması, nöbetler, koma ve ölüm gibi belirtilere sebep olabilir.
Siyanür dışında, altını ayrıştırmak için kullanılan bir başka kimyasal da cıvadır. Cıva, altınla amalgam oluşturarak altını cevherden ayırır. Bu işlemde, cevher cıva ile karıştırılır ve cıva altını çeker. Daha sonra, cıva ısıtılarak buharlaştırılır ve altın geri kazanılır. Cıva, özellikle küçük ölçekli madencilikte kullanılan bir yöntemdir fakat bu yöntem sağlığa verdiği zararlar nedeniyle yasaklanmıştır.
Gelişmiş ülkelerde altın madenciliğinde genellikle sert kaya madenciliği yöntemi kullanılır. Bu yöntem, altını doğrudan kayaçlardan çıkarmak için açık bir ocak veya yeraltı tüneli kullanır. Altını ayrıştırmak için ise, en yaygın yöntem siyanürdür.
Siyanür, altınla siyanür kompleksi oluşturarak altını cevherden ayırır. Ancak, siyanür, çevre ve insan sağlığı için tehlikeli bir kimyasaldır. Siyanür kullanımı, maden kazalarına, su kirliliğine ve zehirlenmelere yol açabilir. Bu nedenle, bazı ülkelerde siyanür kullanımına yönelik çeşitli kısıtlamalar vardır.
Cıva da altını ayrıştırmak için kullanılan bir başka kimyasaldır. Ancak, cıva da beyin hasarına, ağır hastalıklara ve doğumda komplikasyonlara yol açabilir. Bu yüzden, 2013 yılında Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 140'tan fazla ülke, cıva kullanımını küresel çapta ortadan kaldırmayı taahhüt etmiştir.
Siyanür yerine altını ayrıştırmak için kullanılan alternatif kimyasallar arasında tiyosiyanat, tiyürea, halojenler, tiyol ve tiyosülfat sayılabilir. Bu kimyasalların bazı avantajları da var. Örneğin;
Tiyosiyanat, siyanüre göre daha az toksik ve daha ucuzdur.
Tiyürea, siyanüre göre daha hızlı ve daha seçici bir şekilde altını çözer.
Halojenler, siyanüre göre daha çevre dostu ve daha güvenlidir.
Tiyol, siyanüre göre daha düşük konsantrasyonda ve daha düşük pH'ta altını çözer.
Tiyosülfat, siyanüre göre daha az toksik ve daha stabil bir kompleks oluşturur.
Ancak, bu kimyasalların da bazı dezavantajları var:
Tiyosiyanat, siyanüre göre daha düşük verimlilikte ve daha yüksek tüketimde altını çözer.
Tiyürea, siyanüre göre daha pahalıdır ve bakır gibi bazı metallerle reaksiyona girer.
Halojenler, siyanüre göre daha agresif ve daha koroziftir.
Tiyol, siyanüre göre daha zor geri kazanılır ve daha yüksek sıcaklık gerektirir.
Tiyosülfat, siyanüre göre daha karmaşık bir proses gerektirir ve daha yüksek oksijen tüketir.
Bu nedenle, siyanür yerine alternatif kimyasalların kullanımı, altın madenciliğinde henüz tam olarak yaygınlaşmamıştır. Ancak, siyanürün çevresel ve sağlık riskleri nedeniyle, alternatif kimyasalların araştırılması ve geliştirilmesi devam etmektedir.
Altın madenciliği, altın yataklarının bulunduğu yerlerde, altını çıkarmak için yapılan faaliyettir. Altın madenciliği, 10 yıla kadar sürebilen bir araştırma süreciyle başlar. Bu süreçte, altın potansiyeli olan bölgeler belirlenir, jeolojik, jeofizik ve jeokimyasal analizler yapılır, sondajlar gerçekleştirilir. Araştırma sürecinden sonra, altın üretimi için gerekli izinler alınır, maden sahası hazırlanır, altyapı ve ekipman kurulur. Üretim süreci ise, altın yataklarının türüne göre değişir. Altın yatakları, plaser yatakları ve sert kaya yatakları olarak ikiye ayrılır.
Plaser madenciliği
Plaser yatakları, altının serbest halde bulunduğu, alüvyonlu veya denizel ortamlardır. Plaser madenciliği, biriken ağır mineralleri kazmak, taşımak, konsantre etmek ve geri kazanmak için suyun kullanıldığı oldukça eski bir yöntemdir. Plaser madenciliği, genellikle küçük ölçekli ve düşük maliyetli bir faaliyettir. Plaser madenciliği, altın madenciliğinin tarihinde önemli bir yere sahiptir. Örneğin, 19. yüzyılda ABD, Avustralya, Kanada, Güney Afrika, Brezilya ve Rusya'da yaşanan altına hücum dönemlerinde, plaser madenciliği yaygın olarak yapılmıştır.
Sert kaya madenciliği
Sert kaya yatakları, altının diğer minerallerle birlikte bulunduğu, magmatik, metamorfik veya sedimanter kayalardır. Sert kaya madenciliği, altını kayadan doğrudan çıkarmak için açık bir ocak veya yeraltı tüneli kullanılan en çok kullanılan yöntemdir. Sert kaya madenciliği, genellikle büyük ölçekli ve yüksek maliyetli bir faaliyettir. Sert kaya madenciliği, altın madenciliğinin teknolojisinde önemli bir rol oynamıştır. Örneğin, 20. yüzyılda, siyanürün altın ayrıştırmada kullanılması, sert kaya madenciliğini daha verimli ve ekonomik hale getirmiştir.
Yan ürün madenciliği
Bazı durumlarda, bakır, kum ve çakıl gibi diğer kaynaklar çıkarılırken altın da bulunabilir. Buna yan ürün madenciliği denir. Yan ürün madenciliği, altın madenciliğinin çevresel etkilerinde önemli bir faktördür. Örneğin, bakır madenlerinde genellikle önemli miktarda altın da çıkabilir. Ancak, bakır madenciliği, asit maden drenajı, toprak ve su kirliliği, biyoçeşitlilik kaybı gibi ciddi çevresel sorunlara yol açabilir.
Siyanür
Altın madenciliğinde, altını ayrıştırmak için kullanılan en yaygın yöntem, siyanürdür. Siyanür, altınla siyanür kompleksi oluşturarak altını cevherden ayırır. Bu işlemde, kayaçtan elde edilen cevher siyanür ile işlenir ve siyanür altını çeker. Geriye kalan siyanürlü atık, su ile arındırılır ve bir havuzda tekrar kullanılmak üzere tutulur.
Siyanür, en etkili ve ekonomik yöntem olarak kabul edilir. Ancak, siyanür, çevre ve insan sağlığı için tehlikeli bir kimyasaldır. Siyanür kullanımı, maden kazalarına, su kirliliğine ve zehirlenmelere yol açabilir. Siyanür, balık, kuş, hayvan ve bitki ölümlerine neden olabilir. Siyanür, insanlarda baş ağrısı, bulantı, kusma, bayılma, solunum zorluğu, kalp durması, nöbetler, koma ve ölüm gibi belirtilere sebep olabilir.
Cıva
Siyanür dışında, altını ayrıştırmak için kullanılan bir başka kimyasal da cıvadır. Cıva, altınla amalgam oluşturarak altını cevherden ayırır. Bu işlemde, cevher cıva ile karıştırılır ve cıva altını çeker. Daha sonra, cıva ısıtılarak buharlaştırılır ve altın geri kazanılır. Cıva, özellikle küçük ölçekli madencilikte kullanılan bir yöntemdir fakat bu yöntem sağlığa verdiği zararlar nedeniyle yasaklanmıştır.
Genelde sert kaya madenciliği yapılıyor
Gelişmiş ülkelerde altın madenciliğinde genellikle sert kaya madenciliği yöntemi kullanılır. Bu yöntem, altını doğrudan kayaçlardan çıkarmak için açık bir ocak veya yeraltı tüneli kullanır. Altını ayrıştırmak için ise, en yaygın yöntem siyanürdür.
Siyanür, altınla siyanür kompleksi oluşturarak altını cevherden ayırır. Ancak, siyanür, çevre ve insan sağlığı için tehlikeli bir kimyasaldır. Siyanür kullanımı, maden kazalarına, su kirliliğine ve zehirlenmelere yol açabilir. Bu nedenle, bazı ülkelerde siyanür kullanımına yönelik çeşitli kısıtlamalar vardır.
Cıva da altını ayrıştırmak için kullanılan bir başka kimyasaldır. Ancak, cıva da beyin hasarına, ağır hastalıklara ve doğumda komplikasyonlara yol açabilir. Bu yüzden, 2013 yılında Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 140'tan fazla ülke, cıva kullanımını küresel çapta ortadan kaldırmayı taahhüt etmiştir.
Siyanür yerine alternatif kimyasallar var mı?
Siyanür yerine altını ayrıştırmak için kullanılan alternatif kimyasallar arasında tiyosiyanat, tiyürea, halojenler, tiyol ve tiyosülfat sayılabilir. Bu kimyasalların bazı avantajları da var. Örneğin;
Tiyosiyanat, siyanüre göre daha az toksik ve daha ucuzdur.
Tiyürea, siyanüre göre daha hızlı ve daha seçici bir şekilde altını çözer.
Halojenler, siyanüre göre daha çevre dostu ve daha güvenlidir.
Tiyol, siyanüre göre daha düşük konsantrasyonda ve daha düşük pH'ta altını çözer.
Tiyosülfat, siyanüre göre daha az toksik ve daha stabil bir kompleks oluşturur.
Ancak, bu kimyasalların da bazı dezavantajları var:
Tiyosiyanat, siyanüre göre daha düşük verimlilikte ve daha yüksek tüketimde altını çözer.
Tiyürea, siyanüre göre daha pahalıdır ve bakır gibi bazı metallerle reaksiyona girer.
Halojenler, siyanüre göre daha agresif ve daha koroziftir.
Tiyol, siyanüre göre daha zor geri kazanılır ve daha yüksek sıcaklık gerektirir.
Tiyosülfat, siyanüre göre daha karmaşık bir proses gerektirir ve daha yüksek oksijen tüketir.
Bu nedenle, siyanür yerine alternatif kimyasalların kullanımı, altın madenciliğinde henüz tam olarak yaygınlaşmamıştır. Ancak, siyanürün çevresel ve sağlık riskleri nedeniyle, alternatif kimyasalların araştırılması ve geliştirilmesi devam etmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.