Pazar günü 2 milyon 265 bin 902 öğrenci ÖSYS'nin düzenlemiş oldu sınava girdi.
160 soru için 160 dakika tanınan sınavda sonuç eminim bu yıl da fiyasko çıkacak.
Çünkü bırakın soruları cevaplamayı sadece Türkçe sorularını 90 dakikadan önce okuyup cevaplamanız mümkün değildi.
Öğrencilere eğitim hayatı boyunca ve sonrasında zerre miktarda dahi bir şey katmayacak soruları saymıyorum bile.
Sınav sonrasında sosyal medyada eleştiri olan konulardan biri ÖSYM tarafından öğrencilere verilen Alman markası kalitesiz silgi ve Suriyelilerin üniversiteye sınavsız girmesiydi.
Bir matematik öğretmeni psikoloji hedeflediği için girdiği sınavda matematik sorularının yarısını dahi cevaplayamadan süre bitti.
Siz yıllardır değiştirmekten yorulmadığınız eğitim sisteminizle Türk gencinin, okuma hayali kuranların hayatını imkansız bir 160 dakikaya sığdırmaya çalışıyorsunuz.
Sınavı kazananlara ise hiçbir şekilde eğitim ve iş imkanı tanımıyorsunuz.
Öyle bir sistem kurdunuz ki;
Saat 09:45'i geçtiyse eğer, bittin!
Bir yıl çalıştığın sınava 1 dakika geç kalırsan bir daha ki yılı beklemekten başka çaren yok.
Telefonunu, paranı, hatta evinin anahtarını bile yanına almanın yasak olduğu bir sınava girmen mecburi.
160 dakikada insani bir sağlık problemin olursa eğer tabiri caizse eşek gibi çalıştığın bir yılı çöpe at, çünkü tuvalete gidersen sınava geri dönemezsin.
Sınavda oldu ki kaleminin ucu kırıldı, hocalarla dahi iletişim kurman yasak.
Başvuru sayısı her yıl artan fakat ülkeye, vatana, millete ve gençliğe hiçbir şey katmayan, hatta ümitsizliğe mahkum bırakan bir sınavdan kim hayır görür?
Türk eğitim sisteminin sorunu kendi isminin içerisinde.
Ne eğitim var ne de sistem.
Ama tek suç eğitim sisteminde değil.
Türk gencini bu zulümden kurtaracak bir tek lider var onun hakkını teslim etmezsek eğer daha çekecek çok çilemiz var.
2002 yılından beri 'sınavsız üniversite' projesini haykıran, gençlerin anayasal hakkı olan eğitimi hak ettikleri şekilde onlara vermek için projelerini ortaya koyan Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e kulak vermediniz.
Şimdi Suriyeliler üniversiteye sınavsız giriyor, siz ise Türk vatandaşı olduğunuz halde sınava giriyorsunuz.
Onlar devletten 1200 TL burs aldığı halde Türk genci kredi olarak burs alıyor.
Sonuç olarak Türk milleti, kendisine ya da çocuklarına eğitim hakkının özgür bir şekilde teslim edilmesini reddedip her yıl yüz binlerce öğrencinin 160 dakika süre verilerek yarıştırıldığı bir eğitim sistemine kendi razı oldu.
Biz bu sistemden memnun değiliz, lafa gelince kimse memnun değil ama yanlış adreslere giderek de ümit ettiğiniz yere varmanız mümkün değil.
Kendi düşen ağlamaz.
160 soru için 160 dakika tanınan sınavda sonuç eminim bu yıl da fiyasko çıkacak.
Çünkü bırakın soruları cevaplamayı sadece Türkçe sorularını 90 dakikadan önce okuyup cevaplamanız mümkün değildi.
Öğrencilere eğitim hayatı boyunca ve sonrasında zerre miktarda dahi bir şey katmayacak soruları saymıyorum bile.
Sınav sonrasında sosyal medyada eleştiri olan konulardan biri ÖSYM tarafından öğrencilere verilen Alman markası kalitesiz silgi ve Suriyelilerin üniversiteye sınavsız girmesiydi.
Bir matematik öğretmeni psikoloji hedeflediği için girdiği sınavda matematik sorularının yarısını dahi cevaplayamadan süre bitti.
Siz yıllardır değiştirmekten yorulmadığınız eğitim sisteminizle Türk gencinin, okuma hayali kuranların hayatını imkansız bir 160 dakikaya sığdırmaya çalışıyorsunuz.
Sınavı kazananlara ise hiçbir şekilde eğitim ve iş imkanı tanımıyorsunuz.
Öyle bir sistem kurdunuz ki;
Saat 09:45'i geçtiyse eğer, bittin!
Bir yıl çalıştığın sınava 1 dakika geç kalırsan bir daha ki yılı beklemekten başka çaren yok.
Telefonunu, paranı, hatta evinin anahtarını bile yanına almanın yasak olduğu bir sınava girmen mecburi.
160 dakikada insani bir sağlık problemin olursa eğer tabiri caizse eşek gibi çalıştığın bir yılı çöpe at, çünkü tuvalete gidersen sınava geri dönemezsin.
Sınavda oldu ki kaleminin ucu kırıldı, hocalarla dahi iletişim kurman yasak.
Başvuru sayısı her yıl artan fakat ülkeye, vatana, millete ve gençliğe hiçbir şey katmayan, hatta ümitsizliğe mahkum bırakan bir sınavdan kim hayır görür?
Türk eğitim sisteminin sorunu kendi isminin içerisinde.
Ne eğitim var ne de sistem.
Ama tek suç eğitim sisteminde değil.
Türk gencini bu zulümden kurtaracak bir tek lider var onun hakkını teslim etmezsek eğer daha çekecek çok çilemiz var.
2002 yılından beri 'sınavsız üniversite' projesini haykıran, gençlerin anayasal hakkı olan eğitimi hak ettikleri şekilde onlara vermek için projelerini ortaya koyan Prof. Dr. Haydar Baş Bey'e kulak vermediniz.
Şimdi Suriyeliler üniversiteye sınavsız giriyor, siz ise Türk vatandaşı olduğunuz halde sınava giriyorsunuz.
Onlar devletten 1200 TL burs aldığı halde Türk genci kredi olarak burs alıyor.
Sonuç olarak Türk milleti, kendisine ya da çocuklarına eğitim hakkının özgür bir şekilde teslim edilmesini reddedip her yıl yüz binlerce öğrencinin 160 dakika süre verilerek yarıştırıldığı bir eğitim sistemine kendi razı oldu.
Biz bu sistemden memnun değiliz, lafa gelince kimse memnun değil ama yanlış adreslere giderek de ümit ettiğiniz yere varmanız mümkün değil.
Kendi düşen ağlamaz.
Furkan Talay / diğer yazıları
- Atatürk’ün en büyük düşmanını açıklıyorum / 22.12.2020
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018
- Haydar Baş’ın gizli mirası / 18.12.2020
- Hüseyin Baş’a destek değil yaren olacağız / 02.05.2020
- ‘İdeal delikanlı modeli Mustafa Kemal’ / 21.01.2019
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-II / 04.07.2018
- Rockefeller ve Rothschild Ailesi-I / 03.07.2018
- Atatürk camileri yıktı mı? / 29.06.2018
- Atatürk'ün partisi / 27.05.2018
- Atatürk Haydar Baş Milli Ekonomi Modeli / 11.05.2018
- Atatürk'süz Çanakkale kutlaması olmaz / 21.03.2018