Amasra Müzesi: Antik çağlardan Osmanlı’ya uzanan zengin koleksiyonlar

Amasra Müzesi'nin temelleri, bölgedeki arkeolojik zenginliklerin korunması ihtiyacından doğmuştur. 1955 yılında, şair ve yazar Tahir Karaoğuz'un öncülüğünde ilk adımlar atılmış; müze, o dönemde belediye binasında küçük bir salonda hizmet vermeye başlamıştır.

Artan eser sayısı ve ziyaretçi ilgisiyle birlikte, 1976 yılında Kültür Bakanlığı tarafından satın alınan ve 1884'te inşasına başlanıp yarım kalan Bahriye Mektebi binası restore edilerek 1982'de bugünkü müze haline getirilmiştir.



Sergi salonları ve koleksiyonlar

Amasra Müzesi, dört ana teşhir salonundan oluşur ve bu salonlar iki ana bölümde toplanır: Arkeoloji ve Etnografya.

Arkeoloji Bölümü:
Bu bölümde Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserler sergilenir. Öne çıkan parçalar arasında:
- Pişmiş topraktan yapılmış koku şişeleri
- Camdan yapılmış süs eşyaları
- Altın ve bronz takılar
- Amforalar, testiler ve kandiller
- Bronz heykelcikler ve silahlar
bulunur. Bu eserler, Amasra'nın binlerce yıllık geçmişine ışık tutar.



Etnografya Bölümü:
Bu bölümde ise Osmanlı dönemine ait günlük yaşam eşyaları, geleneksel kıyafetler, işlemeli ahşap sandıklar, silahlar, takılar ve el yazmaları yer alır. Bölge halkının yaşam tarzını ve kültürel mirasını yansıtan bu eserler, ziyaretçilere nostaljik bir zaman yolculuğu sunar.

Ziyaret bilgileri

- Adres: Kum Mahallesi, Prof. Dr. Semavi Eyice Caddesi No:4, Amasra, Bartın
- Ziyaret Saatleri: 08:30 – 20:00 (Gişe kapanışı 19:30)
- Kapalı Gün: Pazartesi
- Giriş Ücreti: Müzekart geçerlidir; güncel fiyatlar için resmî siteye göz atabilirsiniz.



Konum ve atmosfer

Müze, Amasra'nın merkezinde, denize nazır konumuyla hem tarihi hem doğal güzellikleri bir arada sunar. Bahçesinde sergilenen lahitler, sütun başlıkları ve yazıtlar, açık hava müzesi havası yaratır. Müze binasının kendisi de tescilli bir tarihi yapı olup, mimarisiyle dikkat çeker.

Amasra Müzesi, sadece bir sergi alanı değil; aynı zamanda bir zaman kapsülü gibidir. Karadeniz'in serin esintileri eşliğinde, antik çağlardan Osmanlı'ya uzanan bir kültür yolculuğuna çıkmak isteyen herkes için mutlaka görülmesi gereken bir duraktır.