Amasya Sultan Mesud Türbesi
Amasya'nın tarihi dokusu içinde kendine mütevazı ama anlamlı bir yer bulan Sultan Mesud Türbesi, Selçuklu döneminin izlerini taşıyan önemli yapılarından biridir
12.07.2025 00:23:00
Abdülkadir Gündoğdu
Abdülkadir Gündoğdu





Amasya'nın tarihi dokusu içinde kendine mütevazı ama anlamlı bir yer bulan Sultan Mesud Türbesi, Selçuklu döneminin izlerini taşıyan önemli yapılarından biridir.
Yapımına dair kesin bir kitabe bulunmasa da, 12. veya 13. yüzyılda inşa edildiği ve adını Selçuklu Sultanı I. Mesud'dan aldığı güçlü bir ihtimal olarak kabul ediliyor.
Bu gizemli yapı, mimari özellikleriyle döneminin estetik anlayışını ve teknik bilgisini yansıtırken, günümüzde de Amasya'nın kültürel mirasının önemli bir parçası olmaya devam ediyor.
Yapımı ve Kimliği Üzerindeki Gizem
Sultan Mesud Türbesi'nin yapım tarihi ve kim tarafından inşa edildiği konusunda net bir kitabe veya belge bulunmamaktadır.
Ancak yapılan araştırmalar ve tarihsel bilgiler, yapının 12. yüzyılın sonu veya 13. yüzyılın başlarında, Selçuklu dönemi içerisinde yapıldığına işaret etmektedir.
Türbenin kime ait olduğu konusundaki ilk bilgiyi, 18. yüzyıl tarihçisi Mustafa Vazıh Efendi vermiştir. Onun bu türbenin Anadolu Selçuklu Sultanı I. Mesud'a ait olduğuna dair görüşü, daha sonraki araştırmacılar tarafından da desteklenmiştir.
Türbe, Amasya Müzesi bahçesinde, Narlıbahçe Mezarlığı içerisinde yer almaktadır. Bu konumu, geçmişte etrafında bir medrese ya da külliye yapısının olabileceği ihtimalini de düşündürmektedir.
Mimari Özellikleri: İki Katlı, Dikdörtgen Planlı Bir Selçuklu Abidesi

Sultan Mesud Türbesi, iki katlı ve dikdörtgen planlı bir yapı olarak dikkat çekmektedir. Selçuklu türbe mimarisinde sıkça görülen bu tip, alt katın cenazelik (mumyalık), üst katın ise ziyaret mahalli olarak kullanıldığı bir düzenlemeyi yansıtır.
Yapının kuzeyde yer alan giriş cephesi, düzgün kesme taş malzeme ile inşa edilmiştir. Bu, Selçuklu mimarisinin karakteristik özelliklerinden biri olan taş işçiliğinin kaliteli örneklerini sunar. Diğer kısımların inşasında ise genellikle moloz taş kullanıldığı görülmektedir.
Türbenin genel mimari özellikleri şunlardır:
Plan Tipi: Dikdörtgen planlı, eyvan tipli bir türbe olarak sınıflandırılabilir. İç mekan, büyük bir kemerle takviye edilmiş bir üst örtü sistemine sahiptir.
Malzeme Kullanımı: Özellikle ön cephede düzgün kesme taş işçiliği dikkat çekerken, diğer kısımlarda moloz taş kullanılmıştır. Taşların birleşim yerleri muntazamdır.
Giriş ve Cephe: Kuzey cephesindeki giriş, basık kemerle geçilmiştir. Türbenin dış duvarlarında, iki kat arasında silmelerin bulunduğu ve muhtemelen tüm cepheyi dolaştığı düşünülmektedir.
İç Mekan Düzenlemesi: Alt katta yer alan mumyalık bölümüne türbenin batı tarafından girilir. Üst kat ise ziyaretler için ayrılmıştır. Ancak zaman içinde yapılan müdahalelerle özgün plan şeması kısmen bozulmuş, iç kısma sonradan eklenen tek odalı bir mekanla ziyaretgâh işlevi sürdürülmektedir.
Türbenin bazı duvarları özgün haliyle korunmuş olsa da, özellikle iç kısımda tuğla ve briket gibi malzemelerle onarım yapıldığı ve çimento ile sıvanarak özgün dokusunda değişiklikler olduğu bilinmektedir. Yine de yapının genel hatları ve taş işçiliği, Selçuklu dönemi türbe mimarisinin önemli bir örneği olarak değerini korumaktadır.
Sultan Mesud Türbesi, Amasya'nın zengin tarihini ve Selçuklu medeniyetinin sanatsal ve mimari mirasını bugüne taşıyan önemli bir anıttır.
Yapımına dair kesin bir kitabe bulunmasa da, 12. veya 13. yüzyılda inşa edildiği ve adını Selçuklu Sultanı I. Mesud'dan aldığı güçlü bir ihtimal olarak kabul ediliyor.
Bu gizemli yapı, mimari özellikleriyle döneminin estetik anlayışını ve teknik bilgisini yansıtırken, günümüzde de Amasya'nın kültürel mirasının önemli bir parçası olmaya devam ediyor.
Yapımı ve Kimliği Üzerindeki Gizem
Sultan Mesud Türbesi'nin yapım tarihi ve kim tarafından inşa edildiği konusunda net bir kitabe veya belge bulunmamaktadır.
Ancak yapılan araştırmalar ve tarihsel bilgiler, yapının 12. yüzyılın sonu veya 13. yüzyılın başlarında, Selçuklu dönemi içerisinde yapıldığına işaret etmektedir.
Türbenin kime ait olduğu konusundaki ilk bilgiyi, 18. yüzyıl tarihçisi Mustafa Vazıh Efendi vermiştir. Onun bu türbenin Anadolu Selçuklu Sultanı I. Mesud'a ait olduğuna dair görüşü, daha sonraki araştırmacılar tarafından da desteklenmiştir.
Türbe, Amasya Müzesi bahçesinde, Narlıbahçe Mezarlığı içerisinde yer almaktadır. Bu konumu, geçmişte etrafında bir medrese ya da külliye yapısının olabileceği ihtimalini de düşündürmektedir.
Mimari Özellikleri: İki Katlı, Dikdörtgen Planlı Bir Selçuklu Abidesi

Sultan Mesud Türbesi, iki katlı ve dikdörtgen planlı bir yapı olarak dikkat çekmektedir. Selçuklu türbe mimarisinde sıkça görülen bu tip, alt katın cenazelik (mumyalık), üst katın ise ziyaret mahalli olarak kullanıldığı bir düzenlemeyi yansıtır.
Yapının kuzeyde yer alan giriş cephesi, düzgün kesme taş malzeme ile inşa edilmiştir. Bu, Selçuklu mimarisinin karakteristik özelliklerinden biri olan taş işçiliğinin kaliteli örneklerini sunar. Diğer kısımların inşasında ise genellikle moloz taş kullanıldığı görülmektedir.
Türbenin genel mimari özellikleri şunlardır:
Plan Tipi: Dikdörtgen planlı, eyvan tipli bir türbe olarak sınıflandırılabilir. İç mekan, büyük bir kemerle takviye edilmiş bir üst örtü sistemine sahiptir.
Malzeme Kullanımı: Özellikle ön cephede düzgün kesme taş işçiliği dikkat çekerken, diğer kısımlarda moloz taş kullanılmıştır. Taşların birleşim yerleri muntazamdır.
Giriş ve Cephe: Kuzey cephesindeki giriş, basık kemerle geçilmiştir. Türbenin dış duvarlarında, iki kat arasında silmelerin bulunduğu ve muhtemelen tüm cepheyi dolaştığı düşünülmektedir.
İç Mekan Düzenlemesi: Alt katta yer alan mumyalık bölümüne türbenin batı tarafından girilir. Üst kat ise ziyaretler için ayrılmıştır. Ancak zaman içinde yapılan müdahalelerle özgün plan şeması kısmen bozulmuş, iç kısma sonradan eklenen tek odalı bir mekanla ziyaretgâh işlevi sürdürülmektedir.
Türbenin bazı duvarları özgün haliyle korunmuş olsa da, özellikle iç kısımda tuğla ve briket gibi malzemelerle onarım yapıldığı ve çimento ile sıvanarak özgün dokusunda değişiklikler olduğu bilinmektedir. Yine de yapının genel hatları ve taş işçiliği, Selçuklu dönemi türbe mimarisinin önemli bir örneği olarak değerini korumaktadır.
Sultan Mesud Türbesi, Amasya'nın zengin tarihini ve Selçuklu medeniyetinin sanatsal ve mimari mirasını bugüne taşıyan önemli bir anıttır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.