Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, 16-20. yüzyıl arasındaki Osmanlı-Türkistan ilişkilerini konu alan belgeleri bir kitapta topladı. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürü Doç. Dr. Yusuf Sarınay "Belgelerle Osmanlı-Türkistan İlişkileri (16-20. Yüzyıllar)" adlı kitabın önsözünde, 20. yüzyılda dünyada, siyasi, ekonomik ve kültürel dengeleri çok derinden etkileyen değişim ve gelişmelerin olduğunu hatırlatarak, dünyanın çok geniş bir coğrafyasında siyasi bakımdan farklı bölgelerde yaşamakta olan Türk devlet ve topluluklarının da bu değişim ve gelişmelerden etkilendiğini belirtti.
SSCB'nin dağılma sürecine paralel olarak Orta Asya'da bulunan Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını ilan ettiklerini kaydeden Sarınay, Orta Asya'da ortaya çıkan bu siyasi yapının, bir taraftan Türkiye'nin önüne "anavatan coğrafyası ile ilgilenmek" gibi bir takım siyasi, ekonomik ve kültürel işbirliği imkanlarını çıkardığını, diğer taraftanda söz konusu devletlere hem Türkiye hem de dünya ile siyasi, ekonomik, kültürel ilişkiler kurma fırsatı verdiğini ifade etti.
İlişkilerin tarihi eski
Türk-Orta Asya ilişkilerinin yeni olmadığını vurgulayan Sarınay, Osmanlı Devleti'nin, 16. yüzyıldan itibaren Türkistan'a ilgi gösterdiğini, özellikle Safevi-İran savaşları sırasında Orta Asya'daki Hive, Buhara, Semerkand ve Hokand Hanlıklarına elçiler göndererek siyasi ilişkilerde bulunduğunu hatırlattı. Sarınay, şunları kaydetti: "Buna karşılık adı geçen hanlıkların başında bulunan iktidar sahipleri (Hanlar) de 16. yüzyıldan itibaren İran ve Rusya'ya karşı hem büyük bir siyasi güç ve hem de Padişah'ın 'İslam Halifesi' olmasının etkisiyle Osmanlı Devleti'ne elçiler gönderme ihtiyacını hissetmişlerdir. Fakat Osmanlı-Türkistan ilişkileri sadece siyasi olmayıp ilmi, ticari ve hac ile ilgili faaliyetleri de kapsamış ve Birinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar devam etmiştir. Her ne kadar bu ilişkiler Kurtuluş Savaşı sırasında Türk-Sovyet ilişkilerinin var olduğu yıllarda sürmüşse de Sovyetlerin orta Asya'ya hakim olmasından sonra azalmıştır."
Kitaptaki belgeler
Kitapta, 76 belge ve üç haritaya yer verildiğini belirten Sarınay,çalışmanın önemli ölçüde Hazar ötesi Türk coğrafyasını kapsadığını ifade etti. Kitapta yer verilen belgelerden bazıları şöyle:
-Hac dönüşü uğradığı İstanbul'dan memleketine gitmek üzere yola çıkan Semerkandlı alim Muslihuddin Taşkendi'nin güvenliğinin sağlanması için yol üzerindeki kadılara hitaben gönderilen hüküm.
-Hacca gitmek üzere Buhara'dan İstanbul'a gelen Muhammed Zakir'in beraberinde getirdiği avizenin Hz. Muhammed'in türbesine asılmasına dair Birinci Abdülhamid'in hatt-ı hümayunu.
-Buhara hakimine gönderilecek dini kitapların listesi.
-Zor Sancağı'na gelen yetmişaltı Buharalı'nın oraya yerleştirilerek tohumluk ve çift hayvanı bedelleriyle ürün elde edilinceye kadar yevmiyelerinin ödenmesine dair irade-i seniyye.
-Kaşgar Emiri'ne hediye edilen silah ve cephanelerin Kızıldeniz'de bulunan vapurlardan biriyle Aden'e kadar gönderilmesine dair Sadaret'ten Mısır Hidivliği Kapı Kethüdalığı'na gönderilen tezkire...
SSCB'nin dağılma sürecine paralel olarak Orta Asya'da bulunan Türk Cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını ilan ettiklerini kaydeden Sarınay, Orta Asya'da ortaya çıkan bu siyasi yapının, bir taraftan Türkiye'nin önüne "anavatan coğrafyası ile ilgilenmek" gibi bir takım siyasi, ekonomik ve kültürel işbirliği imkanlarını çıkardığını, diğer taraftanda söz konusu devletlere hem Türkiye hem de dünya ile siyasi, ekonomik, kültürel ilişkiler kurma fırsatı verdiğini ifade etti.
İlişkilerin tarihi eski
Türk-Orta Asya ilişkilerinin yeni olmadığını vurgulayan Sarınay, Osmanlı Devleti'nin, 16. yüzyıldan itibaren Türkistan'a ilgi gösterdiğini, özellikle Safevi-İran savaşları sırasında Orta Asya'daki Hive, Buhara, Semerkand ve Hokand Hanlıklarına elçiler göndererek siyasi ilişkilerde bulunduğunu hatırlattı. Sarınay, şunları kaydetti: "Buna karşılık adı geçen hanlıkların başında bulunan iktidar sahipleri (Hanlar) de 16. yüzyıldan itibaren İran ve Rusya'ya karşı hem büyük bir siyasi güç ve hem de Padişah'ın 'İslam Halifesi' olmasının etkisiyle Osmanlı Devleti'ne elçiler gönderme ihtiyacını hissetmişlerdir. Fakat Osmanlı-Türkistan ilişkileri sadece siyasi olmayıp ilmi, ticari ve hac ile ilgili faaliyetleri de kapsamış ve Birinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar devam etmiştir. Her ne kadar bu ilişkiler Kurtuluş Savaşı sırasında Türk-Sovyet ilişkilerinin var olduğu yıllarda sürmüşse de Sovyetlerin orta Asya'ya hakim olmasından sonra azalmıştır."
Kitaptaki belgeler
Kitapta, 76 belge ve üç haritaya yer verildiğini belirten Sarınay,çalışmanın önemli ölçüde Hazar ötesi Türk coğrafyasını kapsadığını ifade etti. Kitapta yer verilen belgelerden bazıları şöyle:
-Hac dönüşü uğradığı İstanbul'dan memleketine gitmek üzere yola çıkan Semerkandlı alim Muslihuddin Taşkendi'nin güvenliğinin sağlanması için yol üzerindeki kadılara hitaben gönderilen hüküm.
-Hacca gitmek üzere Buhara'dan İstanbul'a gelen Muhammed Zakir'in beraberinde getirdiği avizenin Hz. Muhammed'in türbesine asılmasına dair Birinci Abdülhamid'in hatt-ı hümayunu.
-Buhara hakimine gönderilecek dini kitapların listesi.
-Zor Sancağı'na gelen yetmişaltı Buharalı'nın oraya yerleştirilerek tohumluk ve çift hayvanı bedelleriyle ürün elde edilinceye kadar yevmiyelerinin ödenmesine dair irade-i seniyye.
-Kaşgar Emiri'ne hediye edilen silah ve cephanelerin Kızıldeniz'de bulunan vapurlardan biriyle Aden'e kadar gönderilmesine dair Sadaret'ten Mısır Hidivliği Kapı Kethüdalığı'na gönderilen tezkire...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.