Krallık ve demokrasi dışı zalim idareciler tarafından idare edilen toplumların dışında kalan topluluklar, bir arada yaşama kültürünü sürdürmek dış ve iç tehlikelerden korunmak için aralarından güçlü ve kabiliyetli olanları kendilerine yönetici seçerler.
Milletin daha mutlu daha zengin daha şerefli bir hayat sürmesi için kendilerini idare edecek kişileri seçerken de kendi inanç ve kültürünü benimseyenleri tercih ederler.
Ama ne yazık ki yöneticilik makamına oturanların (Peygamber ve Ehl-i Beyt dışında kalan) çoğu elinde bulunan güç yüzünden güç zehirlenmesine uğramış hak ve adaletten şaşmışlardır. Kendi halklarını yandaş olanlar ve olmayanlar gibi bir ayrıma tabi tutup adil paylaşımı koruyamamışlardır.
Elde ettiği makamdan nemalananlar da bir türlü koltuklarından vazgeçememiş tekrar tekrar iktidarı elde etmek için her türlü yola başvurmuşlar. İktidarları uğruna kardeş kavgalarına sebep olmuş ve dönem dönem kan dökülmesine sebebiyet vermişlerdir. İmtihan için yaratılan insanlar dünya ahiret dengesini de kaybedince kendi elleriyle kendilerini ateşe atmışlar.
Dünya kurulduktan bu yana, yalan ve geçici imtihan mahalli olarak tasvir edilen şu dünya sahnesinde dökülen kanları, kıyılan canları, yapılan tecavüzleri, yan yana koysanız, kime ne fayda sağladığını düşünseniz bile, bu dünyanın gerçekte bir hiç hükmünde olduğuna karar verirsiniz.
Ama gel görün ki; nefis ve ihtiraslar aklın önüne geçince, gören gözler görmez, düşünen akıllar düşünmez olmakta, akla durgunluk verecek kadar vahşetler sergilenmektedir.
Hâlbuki Yüce Allah(c.c.) biz kullarına; barış, huzur ve sağlık içerisinde yaşayabileceğimiz bir dünya yaratmış, helal haram sınırını korumamızı istemiştir.
Yüce Allah Kur'an'ında insanlara öğütle birlikte; seçene emaneti ehline vermesini, seçilene adaletle hükmetmesini emretmiştir: "Hiç şüphesiz Allah size, emanetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah işitir ve görür." (Nisa / 58)
Sonra da güzel bir geçim sağlanmış, imkânlar verilmiş, karşılığında da şükretmemiz istenmişti; "Andolsun, size yeryüzünde imkân ve iktidar verdik. Sizin için orada birçok geçim imkânları da yarattık. Ama siz ne kadar az şükrediyorsunuz!" (Araf / 10)
Bizler ne yapmışız? Verilen bu kadar imkâna, geçim ve iktidara rağmen nankörlüğü tercih etmiş ne Hakk'ın ne halkın hakkını korumamış, isyan etmiş, can yakmış, kan dökmüşüz. Sonunda da yaşanması çok zor olan bu dünyayı karşımızda bulmuşuz. Netice olarak hem bu dünyada hem de ahirette kaybeden biz olmuşuz.
Milletin daha mutlu daha zengin daha şerefli bir hayat sürmesi için kendilerini idare edecek kişileri seçerken de kendi inanç ve kültürünü benimseyenleri tercih ederler.
Ama ne yazık ki yöneticilik makamına oturanların (Peygamber ve Ehl-i Beyt dışında kalan) çoğu elinde bulunan güç yüzünden güç zehirlenmesine uğramış hak ve adaletten şaşmışlardır. Kendi halklarını yandaş olanlar ve olmayanlar gibi bir ayrıma tabi tutup adil paylaşımı koruyamamışlardır.
Elde ettiği makamdan nemalananlar da bir türlü koltuklarından vazgeçememiş tekrar tekrar iktidarı elde etmek için her türlü yola başvurmuşlar. İktidarları uğruna kardeş kavgalarına sebep olmuş ve dönem dönem kan dökülmesine sebebiyet vermişlerdir. İmtihan için yaratılan insanlar dünya ahiret dengesini de kaybedince kendi elleriyle kendilerini ateşe atmışlar.
Dünya kurulduktan bu yana, yalan ve geçici imtihan mahalli olarak tasvir edilen şu dünya sahnesinde dökülen kanları, kıyılan canları, yapılan tecavüzleri, yan yana koysanız, kime ne fayda sağladığını düşünseniz bile, bu dünyanın gerçekte bir hiç hükmünde olduğuna karar verirsiniz.
Ama gel görün ki; nefis ve ihtiraslar aklın önüne geçince, gören gözler görmez, düşünen akıllar düşünmez olmakta, akla durgunluk verecek kadar vahşetler sergilenmektedir.
Hâlbuki Yüce Allah(c.c.) biz kullarına; barış, huzur ve sağlık içerisinde yaşayabileceğimiz bir dünya yaratmış, helal haram sınırını korumamızı istemiştir.
Yüce Allah Kur'an'ında insanlara öğütle birlikte; seçene emaneti ehline vermesini, seçilene adaletle hükmetmesini emretmiştir: "Hiç şüphesiz Allah size, emanetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah işitir ve görür." (Nisa / 58)
Sonra da güzel bir geçim sağlanmış, imkânlar verilmiş, karşılığında da şükretmemiz istenmişti; "Andolsun, size yeryüzünde imkân ve iktidar verdik. Sizin için orada birçok geçim imkânları da yarattık. Ama siz ne kadar az şükrediyorsunuz!" (Araf / 10)
Bizler ne yapmışız? Verilen bu kadar imkâna, geçim ve iktidara rağmen nankörlüğü tercih etmiş ne Hakk'ın ne halkın hakkını korumamış, isyan etmiş, can yakmış, kan dökmüşüz. Sonunda da yaşanması çok zor olan bu dünyayı karşımızda bulmuşuz. Netice olarak hem bu dünyada hem de ahirette kaybeden biz olmuşuz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Yalan dünya için değer mi bunlar? / 17.05.2025
- Terörsüz Türkiye projesi bir deccal oyunu olmasın? / 16.05.2025
- Suça giden yollar kesilmeden suç bitmez / 15.05.2025
- Kanunsuzluk ve şiddet neden artıyor? / 14.05.2025
- Yalancının şerrinden korunmalıyız / 13.05.2025
- Söz, özün tercümanıdır / 12.05.2025
- Doğruluk hayra ve iyiliğe yöneltir / 11.05.2025
- Peygambersiz din arayışları insanı dinden uzaklaştırır / 10.05.2025
- Sünnet, Allah’ın rızasını kazanmada en kestirme yoldur / 09.05.2025
- Allah’tan korkan aldatmaz / 08.05.2025
- Terörsüz Türkiye projesi bir deccal oyunu olmasın? / 16.05.2025
- Suça giden yollar kesilmeden suç bitmez / 15.05.2025
- Kanunsuzluk ve şiddet neden artıyor? / 14.05.2025
- Yalancının şerrinden korunmalıyız / 13.05.2025
- Söz, özün tercümanıdır / 12.05.2025
- Doğruluk hayra ve iyiliğe yöneltir / 11.05.2025
- Peygambersiz din arayışları insanı dinden uzaklaştırır / 10.05.2025
- Sünnet, Allah’ın rızasını kazanmada en kestirme yoldur / 09.05.2025
- Allah’tan korkan aldatmaz / 08.05.2025