Türk milletine karşı düzenlenmiş son Haçlı seferi olan Çanakkale'de karşımızdaki Haçlı ittifakın bir üyesi olan Avustralya askerleri Anzakların torunları, sanki dedeleri o uzak coğrafyadan Çanakkale'ye turistik bir ziyaret için gelmişler gibi son yıllarda Anzakların torunları Çanakkale'ye gelip güya dedelerinin kahramanlıklarını âlem yaparak anıyorlar.
Yahu bu Haçlı milleti kolay kolay değişmez ortada bir bit yeniği var diye düşünürken Avustralyalı yetkililer baklayı ağızlarından çıkardılar.
Çanakkale Savaşlarının 90. yıldönümü törenlerine katılmak için Çanakkale'ye gelen Avustralya Başbakanı John Howard ve Yeni Zelanda Başbakanı Helen Clark, Orman Bakanı Osman Pepe'ye iki büyük öneride bulundu.
Clark ve Howard, Çanakkale'nin uluslararası bir statüye kavuşturulması, Tarih ve Doğa Parkı olarak Çanakkale'de savaşan 7 ülke tarafından ortak bir yönetimle yeniden ele alınmasını teklif etti. Teklif, Gelibolu Yarımadası'nın, savaşta büyük kayıplar veren Türkiye, İngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda, Fransa, Kanada ve Hindistan arasında oluşturulacak ortak bir Uluslararası Platform tarafından dönüşümlü olarak yönetilmesini öngörüyor. Projenin ikinci safhasını ise, bu ülkelerin en fazla kayıp verdiği bölgeleri kendi gelenek ve göreneklerine göre dizayn etmesi oluşturuyor.
Bu teklif, Bakan Pepe tarafından hemen reddedilmiş. Ama teklifin sahipleri öyle kolay kolay vazgeçecek gibi görünmüyor. Teklifin dün Başbakan Erdoğan'a da iletileceği söyleniyordu.
Bu haddini bilmez iki başbakanın bu teklifi yapmaya nasıl cesaret ettiklerini sorgulamadan önce muhataplarının, Kıbrıs'ta her türlü tavizi daha istenmeden veren, Çanakkale'nin egemenliği korumak için yazılan bir destan olmasına rağmen "ne ayıp ne de kötü bir şey" diyerek egemenliği AB'ye devretmenin hazırlıklarını yapan bir hükümet olduğunu hatırlatmak isterim.
Bu iki başbakan, Türkiye hükümetinden cesaret bularak bu tekliflerle bizim karşımıza gelmiştir.
Türkiye'den hiç kimse millete rağmen böyle tekliflere "evet" deme cesaretini gösterebileceğini zannetmiyorum. Ama daha önce hükümetin "evet" dediği teklifler, bu tekliflerden daha basit şeyler değildi.
Anlaşılan Anzaklar dedelerinin silahla, topla ve tüfekle saldırarak ele geçiremedikleri bu toprakları, şimdi yüzlerindeki çakal sırıtmalarıyla işgal edebileceklerini zannediyorlar.
Buna ülkemizden birileri müsaade etse bile, Türk milleti müsaade etmez, o toprakların altında yatan ve hala yaraları kanayan yüz binlerce şehidimiz müsaade etmez.
Yahu bu Haçlı milleti kolay kolay değişmez ortada bir bit yeniği var diye düşünürken Avustralyalı yetkililer baklayı ağızlarından çıkardılar.
Çanakkale Savaşlarının 90. yıldönümü törenlerine katılmak için Çanakkale'ye gelen Avustralya Başbakanı John Howard ve Yeni Zelanda Başbakanı Helen Clark, Orman Bakanı Osman Pepe'ye iki büyük öneride bulundu.
Clark ve Howard, Çanakkale'nin uluslararası bir statüye kavuşturulması, Tarih ve Doğa Parkı olarak Çanakkale'de savaşan 7 ülke tarafından ortak bir yönetimle yeniden ele alınmasını teklif etti. Teklif, Gelibolu Yarımadası'nın, savaşta büyük kayıplar veren Türkiye, İngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda, Fransa, Kanada ve Hindistan arasında oluşturulacak ortak bir Uluslararası Platform tarafından dönüşümlü olarak yönetilmesini öngörüyor. Projenin ikinci safhasını ise, bu ülkelerin en fazla kayıp verdiği bölgeleri kendi gelenek ve göreneklerine göre dizayn etmesi oluşturuyor.
Bu teklif, Bakan Pepe tarafından hemen reddedilmiş. Ama teklifin sahipleri öyle kolay kolay vazgeçecek gibi görünmüyor. Teklifin dün Başbakan Erdoğan'a da iletileceği söyleniyordu.
Bu haddini bilmez iki başbakanın bu teklifi yapmaya nasıl cesaret ettiklerini sorgulamadan önce muhataplarının, Kıbrıs'ta her türlü tavizi daha istenmeden veren, Çanakkale'nin egemenliği korumak için yazılan bir destan olmasına rağmen "ne ayıp ne de kötü bir şey" diyerek egemenliği AB'ye devretmenin hazırlıklarını yapan bir hükümet olduğunu hatırlatmak isterim.
Bu iki başbakan, Türkiye hükümetinden cesaret bularak bu tekliflerle bizim karşımıza gelmiştir.
Türkiye'den hiç kimse millete rağmen böyle tekliflere "evet" deme cesaretini gösterebileceğini zannetmiyorum. Ama daha önce hükümetin "evet" dediği teklifler, bu tekliflerden daha basit şeyler değildi.
Anlaşılan Anzaklar dedelerinin silahla, topla ve tüfekle saldırarak ele geçiremedikleri bu toprakları, şimdi yüzlerindeki çakal sırıtmalarıyla işgal edebileceklerini zannediyorlar.
Buna ülkemizden birileri müsaade etse bile, Türk milleti müsaade etmez, o toprakların altında yatan ve hala yaraları kanayan yüz binlerce şehidimiz müsaade etmez.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024