APO yasası, paralel anayasanın ürünüdür!

Yaptırdıkları anayasa referandumuyla da yetinmeyen AKP iktidarı, çıkardıkları yasa ve uygulamalarıyla bu Anayasa'yı da dolanarak paralel anayasalarını imal etmişlerdir."Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesi" adıyla hükûmet tarafından Meclis'e sunulan kanun tasarısı aslında seçim yatırımıdır. Ezelden dertli olduğumuz terörü yıllarca bekledikten sonra mı, hem de Meclis'in tatilini erteleterek gündeme getiriverdiniz. Korku dağları beklerken Cumhurbaşkanlığı seçimi için HDP'nin desteğini alabilme ve de Apo'yu memnun edebilme kaygısıdır arkadaşları telâşlandıran.Çözüm/açılım kalkışması doğrudan Anayasa'yı ihlâldir;TBMM Başkanlığı'na sunulan tasarı hükûmete her alanda sınırsız yetkiler vermektedir ki, bu yasama görevini de kapsamakta, TBMM devreden çıkarılarak yetki gaspına kapı açmaktadır. Yürütme, yasamanın da yerine geçmektedir. Oysa Anayasa'da kuvvetler ayrılığı benimsenmiş; yasaları yapma yetkisi(yasama) TBMM'ne (madde:7), yürütme, hükümete (madde:8) ve yargı, bağımsız mahkemelere verilmiştir (madde:9).Tasarı, yasama yetkisinin devri anlamına gelir mi?Bu sorunun yanıtını Anayasa'nın "yasama yetkisi Türk Milleti adına TBMM'nindir. Bu yetki devredilemez" hükmünü taşıyan 7. maddesi vermektedir.Kaldı ki, Anayasa'da yer almasına rağmen tartışılan KHK (Kanun Hükmünde Kararname) ler bile sindirilememişken; hukuki ve siyasi denetimden azâde (kurtulmuş ) yetkilerle hükümeti donatan tasarının ne hukukta ne de Anayasa'da yeri olabilir.Bilindiği gibi, KHK'ler hukuk sistemimize 1961 Anayasa'sının 1488 Sayılı Yasa ile değişik 64. maddesi hükmü ile girmiş, 1982 Anayasa'sının da 91. maddesinde düzenlenmiştir.KHK'nin amacı; yasa yapılmasının genellikle uzun sürede gerçekleşmesi, bu arada ekonomik ve sosyal koşulların hızla gelişme ve değişim göstermesi karşısında kamu hizmetlerinin yürütülmesinde aksama ve duraksamaya yer verilmemesinin sağlanmasına yöneliktir.Anayasa'nın 91. maddesine göre; TBMM, Anayasa'nın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan "temel haklar, kişi hakları ve ödevleri" ile dördüncü bölümündeki "siyasi haklar ve ödevler" dışında kalan konularda yetki kanunu ile amacını, kapsamını, ilkelerini, kullanma süresini, süresi içinde birden fazla çıkarıp çıkarılamayacağını belirtmek suretiyle, Bakanlar Kurulu'na kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verebilmektedir. TBMM, verdiği bu yetkiyi denetleyebilmekte; KHK'nin Resmi Gazete'de yayınlandığı gün bunu onaylamakta ya da reddedebilmektedir. Süresinde Meclis'e sunulmayan KHK yürürlükten kalkmış oluyor. Bu siyasi denetimdir. Hukuki denetim ise Anayasa Mahkemesi tarafından yapılmaktadır (Anayasa madde:148).Temel haklar ve siyasi haklar ve ödevler konusunda kanun hükmünde kararname çıkarılamaz.Yasama yetkisinin bu koşullarda dahi, geçici olarak yürütmeye verilmesinin hukuk devletiyle örtüşmediği öne sürülürken; siyasi, hukuki, insan hakları, güvenlik ve silahsızlandırma konularında hükümete yetki veren tasarı Anayasa'ya aykırıdır.Hükümetçe yetkilendirilecek kamu görevlileri ve MİT elemanlarının hukuki ve idari sorumlulukları bulunmayacaktır. Oysa, hukuk gereği yetki varsa sorumluluk da vardır; sorumluluk yoksa yetki de olmaz.Görülüyor ki, milletvekilliği dokunulmazlığı dışında bir dokunulmazlık getiriliyor. Yasama dokunulmazlığını düzenleyen Anayasa'nın 83. maddesine de aykırıdır bu durum. Cumhurbaşkanı'na bile tanınmayan dokunulmazlık hükümetin görevlendireceği kişilere tanınacaktır.AKP-PKK ortak paketine yumuşak yaklaşan ana muhalefete de diyoruz ki, buna Meclis'te vize verirseniz Başbakan'ın diktatörlük ruhsatını da imzalamış olursunuz.