Meclis Başkanı Arınç'ın, Türkiye'nin Irak ve Kıbrıs ile ilgili 'kırmızı çizgilerinin' silindiği ve bu coğrafyalarla alakalı politikalarının iflas ettiği bir ortamda şimdilik ayakta kalan Ege politikasının değiştirilmesini istemesi dikkat çekti.
-Israr ediyor
TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın "Yunanistan'ın Ege'de karasularını 12 mile çıkartmasını önlemek için 1995'te Meclis'in aldığı 'casus belli' kararını artık kaldırmak gerekir" şeklindeki ifadeleri anlamlı bulundu. Arınç, dün de bu eksendeki görüşlerini savundu. Türkiye ile Yunanistan'ın ilişkilerinin güçlendirilmesine ihtiyaç bulunduğunu savunan Arınç, "Diplomatik kanallar açık olduğuna göre bizim yapabileceğimiz bir konu varsa bunu tekrar görüşmemizde fayda var" dedi.
-30 yıllık karar
Ege'de, Yunan karasularının 12 mile çıkmasının Türkiye tarafından savaş nedeni, diplomasi diline göre casus belli, sayılacağını ilk kez Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil açıklamıştı. 8 Haziran 1995'te, TBMM Yunanistan'ın Ege'de karasularını 12 mile çıkarmasını önlemek için bir karar aldı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ise Türkiye'nin Ege politikasının değişmediğini vurguladı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün politika değişikliği olmadığı yönündeki açıklamalarına rağmen, TBMM Başkanı Bülent Arınç, Yunanistan'ın Ege'de karasularını 12 mile çıkarmasını savaş nedeni sayma (casus belli) kararının yeniden gözden geçirilebileceğini söyledi. Arınç, "Karşılıklı açılımlar yapılabilir" dedi.
Arınç, 1995'te TBMM'de okunan ve diplomatik çevrelerin "casus belli'' diye tabir ederek "Türkiye, Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkarmasını savaş sebebi yapabilecektir'' yorumunu yaptıkları bildirinin aslında karar haline dönüşmemiş "dostane bir bildiri'' olduğunu söyledi.
-Türkiye ile Yunanistan'ın ilişkilerinin güçlendirilmesine ihtiyaç bulunduğunu belirten Arınç, "Diplomatik kanallar açık olduğuna göre bizim yapabileceğimiz bir konu varsa bunu tekrar görüşmemizde fayda var'' dedi.
Arınç, Milli Egemenlik kutlamaları çerçevesinde düzenlenen TBMM'deki "Türkiye'nin Çiçekleri Bahçesi''ni açtıktan sonra basın bürosunu ziyaret ederek gazetecilerin, 1995 yılında TBMM'de okunan bildiri ile ilgili değerlendirmesinin Dışişleri Bakanlığı ile yapılan müzakereler sonucu ortaya çıkmış bir devlet politikası değişikliği olup olmadığı yönündeki sorularını cevapladı.
Arınç, TBMM'de okunan bildiriye diplomatik çevrelerin "Casus Belli'' dediklerini, "Türkiye böyle bir eylemi gerektiğinde savaş sebebi yapabilecektir'' anlamına gelen bir açıklama olarak gördüklerini söyledi.
-Yunanistan'ın da bundan rahatsız olduğunu ve TBMM'de okunan bu bildiriden dolayı ilişkilerin belli bir düzeyde kalması için çaba gösterdiğini kaydeden Arınç, şöyle konuştu:
"Ben meclis başkanıyım. Benim için de herkes için de ortak düşünce şudur: Türkiye'nin dış politikadaki ortak hedefi, ortak çıkarlarımızı korumak ve gözetmektir. Ben de her şeyden önce ve her şeyin üstünde milli çıkarlarımızın geldiğine inanıyorum. Milli çıkarlarımız o zaman böyle bir açıklamanın yapılmasını gerektirmiş. Buna da Meclisimizin gösterdiği bir irade olduğu için şüphesiz saygı duyuyorum. Ancak Yunanistan ile bizim ilişkilerimizi parlamentolar arasında da hükümetler açısından da daha da güçlendirilmesine elbette ihtiyacımız var. Onların da var, bizim de var."
-Israr ediyor
TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın "Yunanistan'ın Ege'de karasularını 12 mile çıkartmasını önlemek için 1995'te Meclis'in aldığı 'casus belli' kararını artık kaldırmak gerekir" şeklindeki ifadeleri anlamlı bulundu. Arınç, dün de bu eksendeki görüşlerini savundu. Türkiye ile Yunanistan'ın ilişkilerinin güçlendirilmesine ihtiyaç bulunduğunu savunan Arınç, "Diplomatik kanallar açık olduğuna göre bizim yapabileceğimiz bir konu varsa bunu tekrar görüşmemizde fayda var" dedi.
-30 yıllık karar
Ege'de, Yunan karasularının 12 mile çıkmasının Türkiye tarafından savaş nedeni, diplomasi diline göre casus belli, sayılacağını ilk kez Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil açıklamıştı. 8 Haziran 1995'te, TBMM Yunanistan'ın Ege'de karasularını 12 mile çıkarmasını önlemek için bir karar aldı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ise Türkiye'nin Ege politikasının değişmediğini vurguladı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün politika değişikliği olmadığı yönündeki açıklamalarına rağmen, TBMM Başkanı Bülent Arınç, Yunanistan'ın Ege'de karasularını 12 mile çıkarmasını savaş nedeni sayma (casus belli) kararının yeniden gözden geçirilebileceğini söyledi. Arınç, "Karşılıklı açılımlar yapılabilir" dedi.
Arınç, 1995'te TBMM'de okunan ve diplomatik çevrelerin "casus belli'' diye tabir ederek "Türkiye, Yunanistan'ın karasularını 12 mile çıkarmasını savaş sebebi yapabilecektir'' yorumunu yaptıkları bildirinin aslında karar haline dönüşmemiş "dostane bir bildiri'' olduğunu söyledi.
-Türkiye ile Yunanistan'ın ilişkilerinin güçlendirilmesine ihtiyaç bulunduğunu belirten Arınç, "Diplomatik kanallar açık olduğuna göre bizim yapabileceğimiz bir konu varsa bunu tekrar görüşmemizde fayda var'' dedi.
Arınç, Milli Egemenlik kutlamaları çerçevesinde düzenlenen TBMM'deki "Türkiye'nin Çiçekleri Bahçesi''ni açtıktan sonra basın bürosunu ziyaret ederek gazetecilerin, 1995 yılında TBMM'de okunan bildiri ile ilgili değerlendirmesinin Dışişleri Bakanlığı ile yapılan müzakereler sonucu ortaya çıkmış bir devlet politikası değişikliği olup olmadığı yönündeki sorularını cevapladı.
Arınç, TBMM'de okunan bildiriye diplomatik çevrelerin "Casus Belli'' dediklerini, "Türkiye böyle bir eylemi gerektiğinde savaş sebebi yapabilecektir'' anlamına gelen bir açıklama olarak gördüklerini söyledi.
-Yunanistan'ın da bundan rahatsız olduğunu ve TBMM'de okunan bu bildiriden dolayı ilişkilerin belli bir düzeyde kalması için çaba gösterdiğini kaydeden Arınç, şöyle konuştu:
"Ben meclis başkanıyım. Benim için de herkes için de ortak düşünce şudur: Türkiye'nin dış politikadaki ortak hedefi, ortak çıkarlarımızı korumak ve gözetmektir. Ben de her şeyden önce ve her şeyin üstünde milli çıkarlarımızın geldiğine inanıyorum. Milli çıkarlarımız o zaman böyle bir açıklamanın yapılmasını gerektirmiş. Buna da Meclisimizin gösterdiği bir irade olduğu için şüphesiz saygı duyuyorum. Ancak Yunanistan ile bizim ilişkilerimizi parlamentolar arasında da hükümetler açısından da daha da güçlendirilmesine elbette ihtiyacımız var. Onların da var, bizim de var."