logo
20 NİSAN 2024

Atatürk ile yaşlı kadının ağlatan diyaloğu

Meltem TV'de yayınlanan Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt programına konuk olan ilahiyatçı yazar Yavuz Ekim, "Birlik konusunda en çok kim konuşuyor sorusunun cevabını bu millet çok rahatlıkla verebilir: Prof. Dr. Haydar Baş. Haydar Baş Bey birlik beraberliği hep dile getiren insandır, yaşayan insandır" dedi
27.01.2017 00:00:00
Meltem TV'de yayınlanan Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt programına konuk olan İlahiyatçı yazar Yavuz Ekim, Bizim aslında Ehl-i Beyt ile alakalı olarak bir büyük tarih birikimimiz, bir kültür birikimimiz, bir medeniyet birikimimiz var. Tasavvuf erbabının özellikle Ehl-i Beyt'ten kaynaklanan o sevgi ile toplumları, gönülleri birleştirdiğine şahit oluyoruz. Nitekim bugün toplumda hem kendi ülkemizde hem de İslam coğrafyasında gönül darlıklarına, gönül dargınlıklarına son verebilmenin tek yolu, ilacı, Ehl-i Beyt sevgisinde buluşmak, bu ortak paydada insanımızın ve insanlığın buluşması elzemdir" dedi.

Hep birlik ve beraberlik diyen insan
Ehl-i Beyt ortak paydasında buluşması gereken İslam dünyasında mezhep çatışmalarının yaşandığını ifade eden Ekim, "Bize ne oldu da biz bu kardeşliği kaybediyoruz?" diye sordu. "Bizim bundan başka gidecek bir vatanımız yok. Bu ülkede kardeşçe yaşamanın, o hani geçmişteki tecrübesinin bugün de bizim tekrar ortaya koymamız lazım" diyen Ekim, Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın birlik ve beraberliği sağlama konusunda yaptığı çalışmalara dikkat çekti.
Hekimoğlu şunları söyledi: "Bunu Prof. Dr. Haydar Baş Bey yıllardan beri söylüyor. Birlik-beraberlik konusunda yaptığı konferanslarda, Mevlana'yı anlattığı konferanslarında, milli ve dini bütünlüğümüzü anlattığı konferanslarında, Ehl-i Beyt sempozyumlarında, Ehl-i Beyt panellerinde, hâsıl-ı kelam hayatı ile birlikte bu birliktelik konusunda en çok kim konuşuyor derseniz, bu millet bunun cevabını çok rahatlıkla verebilir: Prof. Dr. Haydar Baş. Haydar Baş Bey birlik beraberliği hep dile getiren insandır, yaşayan insandır. Bu konuda ötekileştirme zaten bizim kültürümüzde yok. Ötekileştirme batının bizim üzerimize giydirmeye çalıştığı bir deli gömleğidir. Bu milletin zaten Tevhid inancı olduğu için, bu millet birlemekten anlar, birleştirmekten anlar, birlikte yaşamaktan anlar. Kim ki bu milletin birliğine, beraberliğine, tevhidine yan gözle bakmaya başlarsa, bu milletin içinde hemen bir nefret, bir tepki oluşur. Halbuki tarih boyunca baktığımız zaman, Hocamızın söylediği gibi, bu millet kurduğu bütün devletlerde Tevhidin merkezini hep Ehl-i Beyt olarak şekillendirmiş, gönlünde ilk önce bunu hazmetmiş, bunun sonucunda da, belki görmüyoruz ama büyük bir edebiyat oluşmuştur. Ehl-i Beyt'in bizim kendi mısralarımızda sözcüklerimizde ne kadar çok kullanıldığına şahit oluyoruz" dedi.
Selçuklu ve Osmanlı edebiyatında Ehl-i Beyt
Konuşmasında Ehl-i Beyt'in Osmanlı ve Selçuklu edebiyatında da derin izler bıraktığını ifade eden Ekim şu örnekleri verdi: "Mesela Seyyid Hamza, 'Hz. Ali ile Hz. Fatıma'yı ve onların neslinden gelenleri sevmek farzdır' diyor. Yine Nigari'nin, 'Al-i Aba yolu aşk yoludur, aşk eğer yaşayacaksan Al-i Aba yolunda olacaksın' der. Yine Osmanlı döneminde, Selçuklu döneminde yaşamış olan bütün mutasavvıflar şunu iftiharla söyler: 'Biz Ehl-i Beyt'i seviyorsak, bu büyük bir nasiptir. Ehl-i Beyt'i sevmek Allah'ın büyük bir lütfudur.' Bugünlerde pek konuşulmuyor, tanınmıyor belki ama Sivaslı Şeyh Abdülehadi Nuri'nin
Ehl-i Beyt'i anlattığı çok hoş bir mısraı var: Ey Resûlullah'ın Ehl-i Beyt'i, sizi sevmeyi, Allah'ın indirdiği Kur'an-ı Kerim'de farz kıldığı Ehl-i Beyt, size kadri yüce olandan bu hediye yeter, sevgisi size ulaşmayanlara da dua yoktur."
Ehl-i Beyt külliyatı büyük bir hediye
Mezhep imamlarının da Ehl-i Beyt'i sevmenin farz olduğuna dikkat çektiğini belirten Ekim, Hz. Muhammed (sav)'in, "Çocuklarınızı üç konuda yetiştiriniz. Bir, benim sevgimi onlara anlatın. İki, Kur'an-ı Kerim'in kıraatını, Kur'an'ı öğretin onlara. Üç, Ehl-i Beyt sevgisi" buyurduğunu aktardı.
"Peki, Ehl-i Beyt sevgisi nasıl aktarılacak, Peygamber sevgisi nasıl aktarılacak" sorusunu soran Ekim şu ifadeleri kulandı: "Kur'an'ın kıraatını elimizden geldiğince öğreniyoruz, Elif Ba'dan başlayarak öğrenmeye başlıyoruz, peki, diğerlerini, Ehl-i Beyt sevgisini nasıl öğreneceğiz? İşte bunu öğrenmek için elimizde Prof. Dr. Haydar Baş'ın Ehl-i Beyt külliyatı var. Bu külliyat hem ülkemize büyük bir hediyedir, hem de ümmet-i Muhammed'e. Gerçekten Türkiye'den bir İslam aliminin kaleme aldığı Ehl-i Beyt külliyatı yeter. Her yönü ile beraber bizim eksik kaldığımız, yıllardan beri görmediğimiz, ama ecdadımızı da devlet olma sürecinde dimdik ayakta tutabilen o gücü, Ehl-i Beyt sevgisini bugün bizlere tekrar hatırlatan çok muhterem Hocamızın eserlerini okuyalım diyorum."
Atatürk ile yaşlı kadının ağlatan diyaloğu
"Allah Teâlâ Kur'an-ı Kerim'inde, Resûlullah Efendimiz bütün hadis-i şeriflerinde ve Türk milleti olarak tarihimizin en kılcal damarlarında bile hep bu sevgiden bahsedilmiştir. Ehl-i Beyt bu toplumu birleştirecek olan mayadır, bu mayaya bugün ihtiyacımız var, başka mayalar hem bu milletin kimliğinden uzaklaşmasına sebep olur, hem yozlaşmamızı sağlar" diyen Yavuz Ekim, Ehl-i Beyt külliyatının sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ın "Atatürk vatandır" sözlerini hatırlattı ve konuşmasını Mustafa Kemal Atatürk'ten çarpıcı bir anektodla bitirdi.
İşte anektod
Bir gün Gazi, yine çiftliğinde dolaşıp hava alırken, yaşlı bir kadına rastlamışlar, bunu anlatan manevi kızı Sabiha Hanım.
Atatürk attan inmiş ihtiyar kadının yanına kadar sokulmuş. "Merhaba nine demiş." Kadın da "merhaba" demiş. "Nereden geliyorsun böyle?" "Neden sordun ki, buranın sahibi sen misin?" demiş kadın "yoksa bekçisi misin?"
Paşa gülümsemiş, "Ne bekçisiyim, ne sahibiyim anne, bu toprakların sahibi Türk Milleti'dir, buranın bekçisi de yine bu millettir. Şimdi nereden gelip nereye gittiğini söyleyecek misin" diye yaşlı kadına sormuş. Kadın başını sallamış, "Tabi söyleyeceğim. Ben Sincan'ın köylerindenim Bey. Otun güç bittiği, atın geç yetiştiği kavruk köylerden birindenim. Bizim muhtar bana bir bilet aldı, trene bindirdi, kodum Ankara'ya geldim." "Muhtar seni neden Ankara'ya gönderdi" diye sormuş Mustafa Kemal. "Gazi Paşamızı görmem için. Başını pek ağrıttım da, benim iki oğlum gavur harbinde şehit düştü. Memleketi gavurdan kurtaran kişiyi bir kez görmeden ölmeyim diye hep dua ettim durdum. Rüyalarıma girdi Gazi Paşa. Ben de bunu muhtara anlatınca, O da bilet alıp beni salıverdi. Ankara'ya geceleyin geldim de. Yolu da bilmediğimden akşamdan beri işte böyle kendimi oradan oraya vurup duruyorum Bey"
"Senin Gazi Paşa'dan başka bir isteğin var mı Nine?"
Kadın yüzü sertleşmiş: "Tövbe de Bey tövbe. Daha ne isteyebilirim ki? O bizim vatanımızı kurtardı. Bizi düşmanın elinden kurtardı. Şehitlerimizin mezarlarını onlara çiğnetmedi. Daha ne isteyebilirim ondan? Onun sayesinde şimdi istediğimi gibi yaşıyoruz. Şunun bunun gavurun iti köpeği olmaktan, onun sayesinde kurtulmadık mı? Buralara bir defa yüzünü görmek, ona sağol paşam demek için düştüm. Onu görmeden ölürsem gözlerim açık gidecek. Sen efendi bir adama benziyon, bana bi yardım ediver, bana şu Gazi Paşa'yı buluver."
Atatürk'ün gözler doldu, çok duygulandı, Sabiha Hanım'a döndü, "Kızım" dedi, "Görüyorsun ya, işte bizim insanımız böyledir, benim köylüm, benim vefalı Türk annem böyledir." Paşa attan indi, yaşlı kadının elini tuttu, "Anacığım sen gökte aradığını yerde buldun. Rüyalarını süsleyen, seni buralara kadar koşturan Gazi Paşa var ya işte bu karşındaki adam odur."
Köylü kadın bu sözleri duyunca şaşkına döndü, elindeki değneği yere fırlattı, Atatürk'ün ellerine sarıldı. Görülecek bir manzaraydı. İkisi de ağlıyordu. İki Türk insanı, biri kurtaran, biri kurtarılan, ana-oğul sarmaş oldular, yaşlı kadın belki on defa öptü Mustafa Kemal'in elini. Mustafa Kemal de onun elini ondan fazla öptü. Sonra heybesinden küçük bir paket çıkardı yaşlı kadın. Daha doğrusu beze sarılmış bir köy peyniri. Bunu Mustafa Kemal'e uzattı. "Tek ineğimin sütünden kendi ellerimle yaptım Gazi Paşa. Bunu sana hediye getirdim. Seversen gene yapıp getiririm sana."
Paşa hemen orada bezi açıp peyniri yedi. "Çok lezzetliymiş nine, çok beğendim" dedi. Sonra yanındakilere tembihledi, dedi ki: Bu anamızı alın, burada iki gün konuk edin, sonra köyüne götürün. Giderken de kendisine benim bütçemden üç inek verin, bu da benim bu nineme armağanım olsun."
KÜLTÜR SERVİSİ
İsrail'le ticareti savunmaya devam etti
'Sözlerimin arkasındayım'
'Yarım saat sonra gelir alırsın' dedi!
Torbacılık suç olmaktan çıktı mı?
Dev dalgalar yürekleri ağızlara getirdi
Antalya'da şiddetli fırtına!
1 Haşdi Şabi mensubu öldü, 8 asker yaralandı
Hava saldırısı mı, patlama mı?
'Takmaya devam edeceğim'
Rolex müdafaası!
Yerlikaya, Mardin ve Diyarbakır için düğmeye bastı
İki ile kayyum mu atanacak?
Özel'e İmamoğlu ve Yavaş da eşlik etti
CHP'den Anıtkabir ziyareti
Vali Gül'den boşaltılan evler hakkında açıklama
Heyelan nedeniyle 30 ev boşaltıldı
'Biz de bu programı tavsiye ederdik'
IMF'den Şimşek programına destek
Armutlu hayalet şehre döndü
'Berzeg Sendromu' mahalleyi boşalttı
15 üyeden 9'unu Erdoğan atamış oldu
Erdoğan'dan AYM'ye yeni atama
Para vermeyen annesini benzin dökerek yaktı
Tutuklanırken dikkat çeken sözler
'Vay sana düşman olup yalanlayanın haline’
'İsim nedir?' dedim. Buyurdular: Alamet
'Şehrimizden ayrılmaları için ne gerekiyorsa yapacağım'
Mültecilerin kaçak işyerlerini mühürledi
Karar Resmi Gazete'de yayımlandı
Mirasçılara İstiklal Madalyası
İsrail'le ticareti savunmaya devam etti
'Sözlerimin arkasındayım'
'Yarım saat sonra gelir alırsın' dedi!
Torbacılık suç olmaktan çıktı mı?
Dev dalgalar yürekleri ağızlara getirdi
Antalya'da şiddetli fırtına!
1 Haşdi Şabi mensubu öldü, 8 asker yaralandı
Hava saldırısı mı, patlama mı?
'Takmaya devam edeceğim'
Rolex müdafaası!
Yerlikaya, Mardin ve Diyarbakır için düğmeye bastı
İki ile kayyum mu atanacak?
Özel'e İmamoğlu ve Yavaş da eşlik etti
CHP'den Anıtkabir ziyareti
Vali Gül'den boşaltılan evler hakkında açıklama
Heyelan nedeniyle 30 ev boşaltıldı
'Biz de bu programı tavsiye ederdik'
IMF'den Şimşek programına destek
Armutlu hayalet şehre döndü
'Berzeg Sendromu' mahalleyi boşalttı
15 üyeden 9'unu Erdoğan atamış oldu
Erdoğan'dan AYM'ye yeni atama
Para vermeyen annesini benzin dökerek yaktı
Tutuklanırken dikkat çeken sözler
'Vay sana düşman olup yalanlayanın haline’
'İsim nedir?' dedim. Buyurdular: Alamet
'Şehrimizden ayrılmaları için ne gerekiyorsa yapacağım'
Mültecilerin kaçak işyerlerini mühürledi
Karar Resmi Gazete'de yayımlandı
Mirasçılara İstiklal Madalyası

Mezitli Belediyesi, Türkçe harf kullanılmayan tabelaları kaldırdı

Mersin'in merkez ilçe Mezitli Belediyesi, Türkçe harf kullanmayan işletmelerin tabelalarını kaldırdı.
20.04.2024 12:53:00
İhlas Haber Ajansı
Mezitli Belediyesi, Türkçe harf kullanılmayan tabelaları kaldırdı
Mezitli Belediyesi, Türkçe harf kullanılmayan tabelaları kaldırdı
Başkan Ahmet Serkan Tuncer'in talimatı doğrultusunda, Mezitli ilçesinde Zabıta Müdürlüğü ekiplerince yapılan denetimlerde, Türkçe harf kullanılmayan tabelaların tespit edildiği ve gerekli yasal işlemlerin yapıldığı belirtildi.

Ekiplerin ayrıca duvarlara yazılmış yazıları da sprey boya ile kapattığı ifade edildi.

Ayrıca, ekiplerin işletme sahiplerine kanuna uygun tabelalar kullanmaları konusunda bilgilendirme yapıldığı da kaydedildi.

Türkiye'nin en yaşlı ili Sinop

Türkiye'nin en yaşlı ili Sinop, çocuk nüfusunun en düşük olduğu 7. il oldu
20.04.2024 11:47:00 / Güncelleme: 20.04.2024 11:54:29
İHA
Türkiye'nin en yaşlı ili Sinop
Türkiye'nin en yaşlı ili Sinop
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanlığı İstatistiklerle Çocuk, 2023 haber bültenini açıkladı. TÜİK başkanlığı tarafından verilen bilgiye göre Türkiye nüfusunun yüzde 26'sını çocuk nüfus oluşturdu. Türkiye'nin en yaşlı nüfusu bulunan Sinop'ta ise nüfusun yüzde 18,8'i çocuk.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2023 yılsonu itibariyle Sinop nüfusu 229 bin 716 iken, bunun 43 bin 149'unu çocuk nüfus oluşturdu. 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1985 yılında toplam nüfusun yüzde 45,0'ini oluştururken, bu oran 2007 yılında yüzde 26,9 ve 2023 yılında yüzde 18,8 oldu.

Çocuk nüfus yaş grubuna göre incelendiğinde, yüzde 23,5'inin 0-4 yaş grubunda, yüzde 28,8'inin 5-9 yaş grubunda, yüzde 29,6'sının 10-14 yaş grubunda ve yüzde 18,1'inin 15-17 yaş grubunda yer aldığı görüldü.

Sinop, çocuk nüfusunun en düşük olduğu 7. il

ADNKS sonuçlarına göre illerin çocuk nüfus oranı incelendiğinde 2023 yılında Sinop'un yüzde 18,8 ile en düşük çocuk nüfusu oranına sahip 7. il olduğu görüldü.

Milli Eğitim Bakanlığı örgün eğitim istatistiklerine göre Sinop'ta ortaokul seviyesinde net okullaşma oranı 2022/'23 öğretim yılında yüzde 92,33 oldu. Ortaokulda net okullaşma oranı cinsiyet bazında karşılaştırıldığında, erkeklerde yüzde 92,42, kızlarda ise yüzde 92,23 olduğu görüldü.

Sinop'ta 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunan hane halkı oranı yüzde 29,1

Sinop'ta 2023 yılında toplam hane halkı sayısı 82 bin 300 oldu. Hanelerin yüzde 29,1'inde 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunduğu gözlendi. Bu oran ile Sinop 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunan hane halkı oranının en düşük olduğu ikinci il oldu.

Toplam hanelerin yüzde 13,5'inde 0-17 yaş grubunda bir çocuk, yüzde 10,6'sında iki çocuk, yüzde 3,6'sında üç çocuk, yüzde 0,9'unda dört çocuk, yüzde 0,5'inde ise beş ve daha fazla çocuk bulunduğu görüldü.

Reklam Kurulu 3,5 ayda 94 milyon TL ceza kesti

Ticaret Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Reklam Kurulu, yılın ilk 3,5 ayında toplam 639 adet dosya hakkında görüş ve değerlendirmelerde bulundu
20.04.2024 10:06:00
İhlas Haber Ajansı
Reklam Kurulu 3,5 ayda 94 milyon TL ceza kesti
Reklam Kurulu 3,5 ayda 94 milyon TL ceza kesti
Reklam Kurulu'nun 16 Nisan 2024 tarihinde gerçekleştirilen 344 sayılı toplantısında, tüketicileri aldatan, yanıltan, tecrübe ve bilgi eksikliklerini istismar eden reklamlar ile haksız ticari uygulamalar incelendi. Toplantıda görüşülen 161 adet dosyadan 139'u mevzuata aykırı bulunurken, söz konusu reklam ve ticari uygulamalar hakkında durdurma cezası ile birlikte toplam 28 milyon 884 bin 143 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi.

Ticaret Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre, Reklam Kurulu, yılın ilk 3,5 ayında toplam 639 adet dosya hakkında görüş ve değerlendirmelerde bulundu. Aldatıcı reklam veya haksız ticari uygulama olduğu tespit edilen 554 adet dosya hakkında durdurma cezasının yanı sıra, toplam 94 milyon 139 bin 110 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi.

Son toplantının gündem konusunu tüketicileri yanıltan indirimli satış reklamları oluşturdu

Açıklamada, çok sayıda üründe çeşitli oranlarda indirimlerin yapılacağının ilan edildiği indirimli satış kampanyalarının, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çokça tercih edilen bir pazarlama yöntemi olduğuna dikkat çekilerek çeşitli ürünlere uygun şartlarda ulaşabilmeye imkan sağlayan çevrimiçi alışveriş kanallarının yaygınlaşmasıyla birlikte indirim kampanyalarının sıklaştığı ve çeşitlendiği, bununla beraber çeşitli tüketici mağduriyetlerinin de arttığı gözlemlendiği vurgulanarak, "Bu çerçevede, yakından takip edilen tüketicileri aldatan, yanıltan, gerçekte olduğundan daha fazla indirim yapılıyormuş algısı oluşturulan indirimli satış reklamları ve uygulamaları hakkında incelemelere devam edildi. Nisan ayı kurul gündeminde görüşülerek karara bağlanan dosyalarla birlikte yılın ilk dört ayında Reklam Kurulu tarafından 51 adet indirimli satış dosyası hakkında durdurma cezası ve toplam 11 milyon 457 bin 805 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi" denildi.

Kurtuluş Savaşı gazilerinin mirasçılarına da 'İstiklal Madalyası' verilecek

Kurtuluş Savaşı'nda hizmetleri tespit gazilerin mirasçısına 'İstiklal Madalyası' verilmesi hakkındaki Cumhurbaşkanı kararı Resmi Gazete'de yayımlandı.
20.04.2024 08:06:00
İhlas Haber Ajansı
Kurtuluş Savaşı gazilerinin mirasçılarına da 'İstiklal Madalyası' verilecek
Kurtuluş Savaşı gazilerinin mirasçılarına da 'İstiklal Madalyası' verilecek
Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile birlikte 66 sayılı İstiklal Madalyası Kanunu gereğince Kurtuluş Savaşı'ndaki hizmetleri tespit edilen 4 gazinin mirasçılarına İstiklal Madalyası verilecek.

Karara göre, İstiklal Madalyası verilecek gaziler ile mirasçıları ise şu şekilde:

34'üncü Piyade Alayı, Tabur 1'de görev yapan, Posof'lu Memet oğlu 1317 (1901) doğumlu Er Rüstem Gökçe için oğlu Hayri Gökçe.

İzmir Jandarma Alayında görev yapan, Sarayönü doğumlu Mirza oğlu 1305 (1889) doğumlu Er Hizir Mirza için kızı Hatice Karçaaltıncaba.

Piyade Alay 62, Tabur 2, Bölük 3'te görev yapan, Sivas'lı Ali oğlu 1307 (1891) doğumlu Çavuş Osman Cesur için torunu Halit Cesur.

Nokta Sevk Efradı 1 Numaralı Mütenevvia Hastanesinde 19.03.1338 (1922)'de vefat eden, Çankırı doğumlu Emirahmet Oğullarından Osman oğlu 1297 (1881) doğumlu Er Mehmet için torunu Ertan Yurdakul.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.