Atatürk yaşasaydı, Baş'ın söylediklerini söylerdi

Yeniçağ'dan Hasan Demir, Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu durum hakkında Prof. Dr. Haydar Baş'ın açıklamalarını değerlendirerek, "Atatürk yaşasaydı, aynı şeyleri söylerdi" diyor... 72,5 millet içişlerimize karışıyor, hayret bir şey..ABD'nin Ankara Büyükelçisi Türkiye'deki irtica tartışmaları için tutuyor, "Türk politikası ve toplumunda daima belli bir gürültü var" diyor. Avrupa Komisyonu'nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi  Olli Rehn tutuyor, "Türkiye'deki 301. maddeden rahatsızlık duyduklarını" söylüyor. Avrupa'dan kim gelse, "Türk Silahlı Kuvvetleri'ne argo tabirle 'gıcık olduğunu' ve askerin sesinin kısılması, yetkisinin törpülenmesi" gerektiğini dile getiriyor.Sana ne be!Bu devleti bu millete sen mi hediye ettin? Senin evlatların mı bu vatanın sınırlarında nöbet tutan, senin çocukların mı PKK kurşunları ile toprağın kara bağrına düşen?Ben gidip Fransa'nın, İspanya'nın, Almanya, İtalya, Amerika'nın mahkemesine, ordusuna laf söylüyor, senin kanunların hakkında şöyle olsun böyle olsun diye fikir beyan ediyor muyum?Adam geliyor...Camideki hutbemize, Milli Eğitimdeki müfredatımıza, ülkede yaşayan azınlıklarla ilişkilerimize, emniyet güçlerinin terörle yaptığı mücadelenin şekline şemaline Almanya karışıyor, Fransa karışıyor, İtalya karışıyor. Alevi'ye şöyle davranın, Kürtlere böyle davranın, misyonerlere şu kolaylığı gösterin, Rumlara bu hakları tanıyın türünden 75 milyonluk bu milletin arasına girip el ele tutuşanları yumruk yumruğa itişenler haline getirme gayreti içinde.  Sadece Yunanistan'da 22 azınlık var, ben gidip onları Atina'ya karşı kışkırtıyor muyum? Fransa'da, İtalya'da, İspanya'da başka ırk ve farklı dinlerden insanlar var, ben gitsem onların farklılıklarını kaşısam nesin tavrın ne olur?Öyle bir hale geldik ki 72,5 millet Türklerin içişlerine karışıyor, Türkler Türklerin işlerini Türk'e göre halletmeye çalıştıklarında yer yerinden oynuyor...Bu nasıl iş böyle!Bütün bunlara bakınca insan Türk bu mu, Türkiye Filistin yahut işgal altındaki Irak mı diye sormadan edemiyor. Ey millet, ülkende olup bitenlere lütfen dikkatle bak, seni yönetenlerin sesinden fazla dün senin bu topraklardan süngü ile kovduklarının sesi çıkıyor ve senen beklentilerin yönünde değil, Hans'ların, Corc'ların talepleri doğrultusunda kanunlar çıkıyor, kurumlar oluşturuluyor Türkiye'nde.. Ben o zaman nasıl demeyeyim, "Türkiye işgal altında mı?" diye ve nasıl sormayayım "Siz Afganistan'ın Karzai'si, Irak'ın Talabani'si misiniz?" sorusunu...İşi o kadar azıttılar ki Türkiye'yi bölünmüş gösteren haritalar ortalıkta cirit atmaya, Pontus ve Ermeni soykırımlarını ya kabul edersin ya seni rezil eder tehditleri havalarda uçuşmaya başladı. Türkiye'yi yönetenler de mahcup mahcup, "Bunlar konuşulabilir, işi tarihçilere bıraksak iyi olur!" demekten öteye gidemez hallerindeler..  Fırat ve Dicle Türkiye'nin akarsuları, GAP Türk milletinin alın teri ve Türk toprağının bir üstünde değil mi? Öyle.. Amma gelin görün ki adam,  "Fırat ve Dicle sularını ve GAP'ı birlikte yöneteceğiz, işe İsrail'i de katacaksın tamam mı?" diyor, diyebiliyor.. İnsan ister istemez, "Yahu işgal edildik de farkında mı değiliz?" diye sormadan edemiyor..Çünkü ben gidip Fransa'ya Sen Nehri'nin sularını İsrail'in içmesi için tahsis edeceksin diyebilir miyim? Diyemem ama o bana diyebiliyor işte..Ne diyeyim?Şu iki kelime yeter herhalde:"- Yazıklar olsun!"   ***İşte Türkiye bu halde iken Bağımsız Türkiye Partisi Ankara İl Başkanlığı'nın iftar yemeğine davetliydik, BTP Genel Başkanı Sayın Haydar Baş'ı dinledik..Sözü uzatmayacağım...Türklüğün içinde bulunduğu bu hal ve şerait karşısında, rahmetli Atatürk konuşsaydı, herhalde aynı şeyleri söylerdi, yahut Haçlıların bu topraklarda son yıllarda aldıkları mesafe ve misyonerlerin Türkiye'de kat ettikleri yol karşısında, Allah(c.c.)'ın Haydar'ı Hz. Ali (r.a.) dile gelseydi, Allahu a'lem, BTP lideri Haydar Baş'ın dile getirdiklerini dillendirirdi.. Bizi iftara bu ısrarla dâvet eden Sayın Dr. Abdullah Terzi'ye teşekkür ediyorum.