10 Kasım münasebeti ile televizyonlarda çeşitli programlar yapıldı. Esefle gördük ki, aramızdan ayrılalı 63 yıl olmasına rağmen daha Atatürk'ü anlamada yanlış yapanlar var.
Bazıları kendi düşünce ve anlayışlarını öne çıkararak Atatürkçü görünmek istiyorlar. Olayları kendi dünya ve düşüncelerine göre gündem yapmak istiyorlar. Mesela Sivas'ta birkaç yıl önce cereyan eden otel yangınını ve yanarak ölen 37 insanın, Atatürkçülükle bağını kurmaya çalışıyorlar.
Daha nice aşırı örnekler ve yanlış tutumlar. Bu insanlar laiklik adına Atatürk'ün dine uzak olduğunu da iddia ediyorlar.
Bir başka bakış sahipleri ise Saltanat Cumhuriyet farklılaşmasını dinden sapma olarak gösterip, Atatürk'ün dinden uzak olduğunu söylemektedir.
Her iki aşırı anlayış; biri laiklik adına, diğeri dindarlık adına Atatürk'ün dinden uzak olduğunu söylemektedir.
Bunca yıla rağmen Atatürk'ün yeterli anlaşılamamış olması, çelişen ve çatışan grupların istismarına vesile olması, doğrusu talihsizlikten başka bir şey değildir.
Asli mesleği asker olan Atatürk, Cumhuriyet'e geçerken, temel esaslara, örfe, dine karşı saygılı davranmıştır.
Bir ifadesinde şöyle demektedir: "Bütün dünya Müslümanlar'ı, Allah'ın son Peygamberi Hz. Muhammed'in gösterdiği yolu takip etmeli, verdiği talimatları tam olarak tatbik etmelidir. Tüm Müslümanlar Hz. Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmelidir. İslamiyet'in hükümleri olduğu gibi yerine getirilmelidir. Zira insanlar ancak bu şekilde kurtulabilir ve kalkınabilirler."
Balıkesir, Kastamonu hutbeleri malumdur. 19231938 dönemi her yönden örnek olmuştur. Sanayide hamleler yapılmış uçak imalatına geçilmiştir. Dış politika örnek teşkil edecek bir seviye kazanmıştır. Bazen ciddi bir şahsiyet örneği olmuştur. Özellikle azınlık" tanımı ancak gayri müslimler için kullanılan bir tabir olmuştur. Bunca yıldan sonra, Batılılar azınlık tanımını, kapsamını değiştirmek istiyorlarsa bu olayın önemi daha da açıkça ortaya çıkmaktadır. Hatay o dönemin ürünüdür. Ancak, 19381950 yıllarında CHP iktidarları Rusya'ya özenmişler, 1950'den sonra ABD siyasi kıble olmuştur.
Dış politikalardaki sapmalar, ekonomide milli ekonomiden ayrılma, iç ve dış dengelerdeki problemler hep 1938'den sonra görülen problemlerdir.
Özetle ifade edersek, Atatürk asli mesleği asker olan, fakat siyasi ortama geçme zarureti duyulunca üniformasını çıkaran, milli iradeyi temsil eden bir meclis kurmuş, Cumhuriyetçi bir insandır. Bağımsızlık hareketlerinde bütün dünya milletlerine örnek olmuştur.
Masonluğa, komünizme, mandacılığa hep karşı durmuştur. Millilikten yanadır. Halkla bir ve bütün olmuştur. Kimsenin inancına, kıyafetine, tercihine karşı çıkmamıştır.
Ancak Saltanat'a son vererek, Cumhuriyet'i getirmiştir. Bu nedenle bazılarının Saltanatı, din diye anlamaları nasıl yanlışsa, bazılarının da, din karşıtı anlayışları Atatürkçülük saymaları da en az o kadar yanlıştır. Atatürk bir grubun değil, tüm ulusun ortak değeridir.
Bazıları kendi düşünce ve anlayışlarını öne çıkararak Atatürkçü görünmek istiyorlar. Olayları kendi dünya ve düşüncelerine göre gündem yapmak istiyorlar. Mesela Sivas'ta birkaç yıl önce cereyan eden otel yangınını ve yanarak ölen 37 insanın, Atatürkçülükle bağını kurmaya çalışıyorlar.
Daha nice aşırı örnekler ve yanlış tutumlar. Bu insanlar laiklik adına Atatürk'ün dine uzak olduğunu da iddia ediyorlar.
Bir başka bakış sahipleri ise Saltanat Cumhuriyet farklılaşmasını dinden sapma olarak gösterip, Atatürk'ün dinden uzak olduğunu söylemektedir.
Her iki aşırı anlayış; biri laiklik adına, diğeri dindarlık adına Atatürk'ün dinden uzak olduğunu söylemektedir.
Bunca yıla rağmen Atatürk'ün yeterli anlaşılamamış olması, çelişen ve çatışan grupların istismarına vesile olması, doğrusu talihsizlikten başka bir şey değildir.
Asli mesleği asker olan Atatürk, Cumhuriyet'e geçerken, temel esaslara, örfe, dine karşı saygılı davranmıştır.
Bir ifadesinde şöyle demektedir: "Bütün dünya Müslümanlar'ı, Allah'ın son Peygamberi Hz. Muhammed'in gösterdiği yolu takip etmeli, verdiği talimatları tam olarak tatbik etmelidir. Tüm Müslümanlar Hz. Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmelidir. İslamiyet'in hükümleri olduğu gibi yerine getirilmelidir. Zira insanlar ancak bu şekilde kurtulabilir ve kalkınabilirler."
Balıkesir, Kastamonu hutbeleri malumdur. 19231938 dönemi her yönden örnek olmuştur. Sanayide hamleler yapılmış uçak imalatına geçilmiştir. Dış politika örnek teşkil edecek bir seviye kazanmıştır. Bazen ciddi bir şahsiyet örneği olmuştur. Özellikle azınlık" tanımı ancak gayri müslimler için kullanılan bir tabir olmuştur. Bunca yıldan sonra, Batılılar azınlık tanımını, kapsamını değiştirmek istiyorlarsa bu olayın önemi daha da açıkça ortaya çıkmaktadır. Hatay o dönemin ürünüdür. Ancak, 19381950 yıllarında CHP iktidarları Rusya'ya özenmişler, 1950'den sonra ABD siyasi kıble olmuştur.
Dış politikalardaki sapmalar, ekonomide milli ekonomiden ayrılma, iç ve dış dengelerdeki problemler hep 1938'den sonra görülen problemlerdir.
Özetle ifade edersek, Atatürk asli mesleği asker olan, fakat siyasi ortama geçme zarureti duyulunca üniformasını çıkaran, milli iradeyi temsil eden bir meclis kurmuş, Cumhuriyetçi bir insandır. Bağımsızlık hareketlerinde bütün dünya milletlerine örnek olmuştur.
Masonluğa, komünizme, mandacılığa hep karşı durmuştur. Millilikten yanadır. Halkla bir ve bütün olmuştur. Kimsenin inancına, kıyafetine, tercihine karşı çıkmamıştır.
Ancak Saltanat'a son vererek, Cumhuriyet'i getirmiştir. Bu nedenle bazılarının Saltanatı, din diye anlamaları nasıl yanlışsa, bazılarının da, din karşıtı anlayışları Atatürkçülük saymaları da en az o kadar yanlıştır. Atatürk bir grubun değil, tüm ulusun ortak değeridir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Baki Bektaş / diğer yazıları
- Gerçek hayat ahiret hayatıdır / 09.09.2003
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002
- Tek çare birlik / 11.09.2002
- Misyonerlik faaliyetlerinin boyutları / 30.05.2002
- Halkımız çok iyi bir gözlemci / 25.05.2002
- Derviş'e göre deniz bitti / 24.05.2002
- Aziz ol, Elazığ / 17.05.2002
- Kayseri, sen ne imişsin! / 15.05.2002
- Tek çare birlik / 15.04.2002
- Görebilmek / 08.04.2002
- En büyük terör işgaldir / 06.04.2002