Geçen hafta Cumartesi günü AKP'nin yeni Vakıflar Yasası hazırlıklarında bulunan yeni TCK taslağındakine benzer skandallara değindiğim yazımı aşağıdaki satırlarla bitirmiştim:
"...Bu arada samanaltında bir başka iş daha pişiriliyor.
Anadolu'da birçok yerde AKP'li belediye başkanlarının seferberliğiyle camiler kiliseye çevriliyor ya; İstanbul'daki Ekümenik sevdalısı ve onun diyalogcu yandaşları, bu "Ekümenik"lik işini perçinlemek için "Ayasofya'nın tekrar kiliseye çevrilmesi"ni önemsiyorlar, bu bağlamda oldukça da yol kat ettiler.
"Ne var yani bu işte! Sultanahmet Camii dolmuyor ki, orada ikinci bir camiye ihtiyaç da yok; hem Ayasofya, camii de değil. AB ile aramızı düzeltmek ve müzakere tarihi almak için bu basit işe mi takılacağız, Ayasofya'yı kiliseye çevirelim bitsin. İstanbul, medeniyetler başkenti olsun" diyorlar lobilerde.
Kimilerini dolarla ısıtıyorlar, kimilerini alttan alttan sohpetlerle bu işe alıştırmaya devam ediyorlar.
Ayasofya, bir sabah ansızın kiliseye çevrilir, çanlarla süslenirse hiç şaşırmayın.
AB'ye endeksli yeni Vakıflar Yasası'nın nelere mal olabileceğini kestirebiliyor musunuz?"
Bunları kalem aldığımın birkaç gün sonrası, Atina'dan yankı geldi.
Selanik Metropoliti Antimos, Ayasofya'nın artık tekrar kiliseye çevrilmesi vaktinin geldiğini söylüyor. Hatta Rum papaz, bu bağlamda İslam ülkelerinin Türkiye'ye baskı yapmalarını istiyor.
Papaz Antimos "İslamcıların iyiniyetine inanmamızı mı istiyorsunuz? Poli'deki (Poli dediği Konstantinapol'un kısaltılmış hali, kastettiği yer İstanbul) büyük, kutsal ve tarihi mabed tüm Ortodoksların ayinine açılmalı, kiliseye çevrilmeli, diğer İslam ülkeleri de bu manada Türkiye'ye gerekirse baskı yapmalı" diye konuşuyor.
Papaz kendinden konuşmuyor tabii.
Kendine cesaret veren içeride ve dışarıda Müslüman kılıklı diyalogcu yerl-gizli papazlar var. Suret-i Hak'tan görünerek Müslüman mahallelerinde 30 bin kilise ev açılmasını koordine eden adı-sanı bizden yerli diyalogcu papazlar işbaşında... Bu yerli diyalogcular, AKP hükümetinin azınlıklara ilişkin Lozan'ı dahi kevgire çeviren yasal adımlar atmalarını ve Denizli gibi bazı yerlerde AKP'li belediyelerce camilerin kiliseye çevrilmesi manevralarını fırsat bilerek, Ayasofya'yı kiliseye çevirtmek için üflüyorlar. AKP'ye, "Asıl AB hasılatını bu işten, Ayasofya'yı kiliseye çevirme işinden elde edersiniz" diyorlar.
Bu arada Müslüman kılıklı yerli-örtülü diyalogcu papazların, Ayasofya'nın kime bağlı olacağı hususunda kafaları karışık... Acaba Ekümenik sevdalı Patrik Bartholomeus'a mı bağlı olarak mı kiliseye çevrilsin, yoksa "Papalık misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz" diye kendisine bağlılık arz edilen Papa II. Jean Paul'a bağlı olarak mı kiliseye çevrilsin... Hangisi daha çok meyve verir?
Washington'dan Vatikan'a, Vatikan'dan İstanbul'a-Ankara'ya uzanan "Ayasofya'yı kiliseye çevirme lobisi hattı"nda asıl dert bu.
Yoksa, kiliseye çevirme işinde no problem... İş pişti, pişecek.
Bütün bunların ne demek olduğunu bilen var mı acaba?
Bütün bu gelişmelerin, AKP için, milletimiz için, milli bütünlüğümüz için, her sengine yekpâre Acem mülkünün feda olduğu İstanbul'umuz için, dünyamız ve ahiretimiz için ne demek olduğunu bilen, soran ve sorgulayan var mı acaba?
70 milyon Türk Milletinin tamamı bunu sorgulamakla mükelleftir.
Bu aziz vatanın evladı, tüm manevi değerlerimizi Haçlı'ya peşkeş çekmenin psikolojik gerilimi içindeki Suret-i Hak'tan görünen yerli-gizli diyalogcu papazların foyalarını görmeye ve ortaya koymaya mecburiyeti vardır.
Siz, ne dersiniz? Aklınız ne kesiyor bu işlerde?
"...Bu arada samanaltında bir başka iş daha pişiriliyor.
Anadolu'da birçok yerde AKP'li belediye başkanlarının seferberliğiyle camiler kiliseye çevriliyor ya; İstanbul'daki Ekümenik sevdalısı ve onun diyalogcu yandaşları, bu "Ekümenik"lik işini perçinlemek için "Ayasofya'nın tekrar kiliseye çevrilmesi"ni önemsiyorlar, bu bağlamda oldukça da yol kat ettiler.
"Ne var yani bu işte! Sultanahmet Camii dolmuyor ki, orada ikinci bir camiye ihtiyaç da yok; hem Ayasofya, camii de değil. AB ile aramızı düzeltmek ve müzakere tarihi almak için bu basit işe mi takılacağız, Ayasofya'yı kiliseye çevirelim bitsin. İstanbul, medeniyetler başkenti olsun" diyorlar lobilerde.
Kimilerini dolarla ısıtıyorlar, kimilerini alttan alttan sohpetlerle bu işe alıştırmaya devam ediyorlar.
Ayasofya, bir sabah ansızın kiliseye çevrilir, çanlarla süslenirse hiç şaşırmayın.
AB'ye endeksli yeni Vakıflar Yasası'nın nelere mal olabileceğini kestirebiliyor musunuz?"
Bunları kalem aldığımın birkaç gün sonrası, Atina'dan yankı geldi.
Selanik Metropoliti Antimos, Ayasofya'nın artık tekrar kiliseye çevrilmesi vaktinin geldiğini söylüyor. Hatta Rum papaz, bu bağlamda İslam ülkelerinin Türkiye'ye baskı yapmalarını istiyor.
Papaz Antimos "İslamcıların iyiniyetine inanmamızı mı istiyorsunuz? Poli'deki (Poli dediği Konstantinapol'un kısaltılmış hali, kastettiği yer İstanbul) büyük, kutsal ve tarihi mabed tüm Ortodoksların ayinine açılmalı, kiliseye çevrilmeli, diğer İslam ülkeleri de bu manada Türkiye'ye gerekirse baskı yapmalı" diye konuşuyor.
Papaz kendinden konuşmuyor tabii.
Kendine cesaret veren içeride ve dışarıda Müslüman kılıklı diyalogcu yerl-gizli papazlar var. Suret-i Hak'tan görünerek Müslüman mahallelerinde 30 bin kilise ev açılmasını koordine eden adı-sanı bizden yerli diyalogcu papazlar işbaşında... Bu yerli diyalogcular, AKP hükümetinin azınlıklara ilişkin Lozan'ı dahi kevgire çeviren yasal adımlar atmalarını ve Denizli gibi bazı yerlerde AKP'li belediyelerce camilerin kiliseye çevrilmesi manevralarını fırsat bilerek, Ayasofya'yı kiliseye çevirtmek için üflüyorlar. AKP'ye, "Asıl AB hasılatını bu işten, Ayasofya'yı kiliseye çevirme işinden elde edersiniz" diyorlar.
Bu arada Müslüman kılıklı yerli-örtülü diyalogcu papazların, Ayasofya'nın kime bağlı olacağı hususunda kafaları karışık... Acaba Ekümenik sevdalı Patrik Bartholomeus'a mı bağlı olarak mı kiliseye çevrilsin, yoksa "Papalık misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz" diye kendisine bağlılık arz edilen Papa II. Jean Paul'a bağlı olarak mı kiliseye çevrilsin... Hangisi daha çok meyve verir?
Washington'dan Vatikan'a, Vatikan'dan İstanbul'a-Ankara'ya uzanan "Ayasofya'yı kiliseye çevirme lobisi hattı"nda asıl dert bu.
Yoksa, kiliseye çevirme işinde no problem... İş pişti, pişecek.
Bütün bunların ne demek olduğunu bilen var mı acaba?
Bütün bu gelişmelerin, AKP için, milletimiz için, milli bütünlüğümüz için, her sengine yekpâre Acem mülkünün feda olduğu İstanbul'umuz için, dünyamız ve ahiretimiz için ne demek olduğunu bilen, soran ve sorgulayan var mı acaba?
70 milyon Türk Milletinin tamamı bunu sorgulamakla mükelleftir.
Bu aziz vatanın evladı, tüm manevi değerlerimizi Haçlı'ya peşkeş çekmenin psikolojik gerilimi içindeki Suret-i Hak'tan görünen yerli-gizli diyalogcu papazların foyalarını görmeye ve ortaya koymaya mecburiyeti vardır.
Siz, ne dersiniz? Aklınız ne kesiyor bu işlerde?
A. Faik Nabi / diğer yazıları
- Nuriye nenemin ağzından Atatürk / 10.11.2015
- Nesli ve ekini yok eden asıl fitne bunlar / 04.01.2013
- Buzun üstünde açlık dansı / 07.02.2010
- AKP, ülkeyi parasızlığa mahkum ederse / 05.02.2010
- Almanya AB'yi komaya soktu / 08.09.2009
- Erdoğan'ın "gel-git" vaziyeti patinaj mı, taktik mi? / 29.08.2009
- Sadece "fındık"tan değil, bu gidişle her şeyimizden olacağız! / 31.07.2009
- TRT'de bazı işgüzarlar var! / 30.06.2009
- Vakit'in çelebisinin sponsoru kim'! / 18.06.2009
- Bir lokmanın gücü / 29.04.2009
- Nesli ve ekini yok eden asıl fitne bunlar / 04.01.2013
- Buzun üstünde açlık dansı / 07.02.2010
- AKP, ülkeyi parasızlığa mahkum ederse / 05.02.2010
- Almanya AB'yi komaya soktu / 08.09.2009
- Erdoğan'ın "gel-git" vaziyeti patinaj mı, taktik mi? / 29.08.2009
- Sadece "fındık"tan değil, bu gidişle her şeyimizden olacağız! / 31.07.2009
- TRT'de bazı işgüzarlar var! / 30.06.2009
- Vakit'in çelebisinin sponsoru kim'! / 18.06.2009
- Bir lokmanın gücü / 29.04.2009