Önce Bahçeli'nin ağzından duyduk, Frankfurt tezgahı ifadesini...
İddiaya göre Aydın Doğan'ın Almanya'daki gazete tesislerinin açılışında gizlice bir araya getirilen Anap lideri Yılmaz, Ecevit hükumetini devirip bir "AB hükumeti" kurmak için anlaşmışlar.
AKP ve Saadet'in dışarıdan desteği Cem Yılmaz ve Çiller'in kuracağı AB hükümeti, hızla AB'nin isteklerini yerine getirecek ve müzakere takvimini kaparak medyanın da pompalamasıyla seçimde yeni rüzgar yakalayıp tekrar iktidar olacaklar.
Bu arada ABD'nin Irak çıkarmasına da alkış tutularak tıpkı 99 seçimlerinde Apo provokasyonu sayesinde DSP-ANAP-MHP üçlüsünün iktidar edilmesi gibi, Cem-Derviş-Özkan hareketi, DYP-ANAP iktidar edilecek, AKP ve MHP ise uysal muhalefet partileri olarak kalacaktı.
Ecevit, hasta yatağında bu oyunu farketti ve bozmaya çalıştı. Ancak partisindeki kopuşun bu kadar olacağını beklemiyordu.
Bir başka açmazı ise Derviş ve Mesut ikilisinin bir yanda yeni oluşumu pişirirken bir yandan da Ecevit hükümetinde truva atları gibi varlıklarını sürdürmeleriydi.
Şimdilik Aydın Doğan-TÜSİAD ve uluslararası güç odaklarının tezgahladığı siyasi satranca Ecevit'in direndiği gözleniyor.
Seçim öncesi iktidar hayallerine Ecevit ne kadar direnebilir bilinmez.
Çünkü TÜSİAD-Doğan ve Küresel Derin Güçlerin kartları hayli fazla...
İsterseniz Aydın Doğan'ın açık sözlü yayın yönetmeninin ağzından dinleyelim. Ertuğrul Özkök, Cem-Derviş-Özkan üçlüsüne övgüler dizdikten sonra diyor ki: "Tarihte ilk defa bir parti daha kurulurken üç temel fonksiyona yüzde yüz uyacak lider kadrosu ile doğuyor. Böyle güçlü bir vizyona sadece "sol" kelimesi dar geliyor. Alehmet Ali Bayar, İlhan Kesici, Erkan Mumcu, Ertuğrul Günay hatta Mehmet Ağar gibi isimler bu oluşumun içinde yer almalı.
Tayyip Erdoğan'ın AKP'sinde de çok olumlu gelişmeler var.
Devlet Bahçeli de seçim atağı ile kararlı ve ilkeli siyasetçi olduğunu ispat etti. DYP ve ANAP merkezde ciddi birer alternatif olmaya devam ediyorlar."
İşte Ertuğrul eniştenin öptüğü partiler. Demek ki tezgah doğru. Zaten tekzip eden parti de olmadığına göre...
Şimdi Saadet de Batıcı eniştelerin öpücüğünü hak etmek için, AKP, yılanın deliğine girse o da girmeye çalışıyor. AB-TÜSİAD arasında mekik dokuyor.
Ve bir kez daha Erdoğan ile Aydın Doğan medyası arasındaki kavganın milleti aldatmaya dönük kayıkçı kavgası olduğunu görüyoruz.
Enişte bu partileri öpüyor. Ama gönlündeki liderini de açıklıyor: "Futbolda nasıl Jupp Derwal'le modern Türk futbolunun temelini attıysak, Clinton'ı da getirip, modern Türk siyasetinin temelini atalım."
İşte mandacı kafanın gönlündeki Türkiye... Clinton'ın yönettiği esir bir ülke...
Övgüler dizdiği diğer isimler AB'ne üyelik adına bu esaretin taşlarını döşeyen taşeronlar olduğu için.
Ancak mandacıların rüyalarını kaçıran gelişme BTP'nin hızla tek başına iktidara yürümesi.
Anketlerde %40'larda gözüken BTP ABD'nin de korkulu rüyası.
ABD'nin özel ve gizli güçleri seçimlerde milliyetçi ve dindar bir partinin iktidara gelmesi halinde Irak'ı işgalin zor olduğunu itiraf ediyor.
İngiliz Amerikan basınına sızan bilgilere göre ABD seçim sonrasından kaygılı.
Demek ki millet sevinebilir; BTP geliyor. Ankara'daki telaş asıl bundan kaynaklanıyor.
Adamlar seçimleri aynı zihniyetteki partiler arasında "al takke ver külah" işlemi olarak hayal ederken, millet kendi seçimini yaptı: "Bağımsız Türkiye" dedi. Hadi şimdi seçim diyenleri görelim bakalım.
İddiaya göre Aydın Doğan'ın Almanya'daki gazete tesislerinin açılışında gizlice bir araya getirilen Anap lideri Yılmaz, Ecevit hükumetini devirip bir "AB hükumeti" kurmak için anlaşmışlar.
AKP ve Saadet'in dışarıdan desteği Cem Yılmaz ve Çiller'in kuracağı AB hükümeti, hızla AB'nin isteklerini yerine getirecek ve müzakere takvimini kaparak medyanın da pompalamasıyla seçimde yeni rüzgar yakalayıp tekrar iktidar olacaklar.
Bu arada ABD'nin Irak çıkarmasına da alkış tutularak tıpkı 99 seçimlerinde Apo provokasyonu sayesinde DSP-ANAP-MHP üçlüsünün iktidar edilmesi gibi, Cem-Derviş-Özkan hareketi, DYP-ANAP iktidar edilecek, AKP ve MHP ise uysal muhalefet partileri olarak kalacaktı.
Ecevit, hasta yatağında bu oyunu farketti ve bozmaya çalıştı. Ancak partisindeki kopuşun bu kadar olacağını beklemiyordu.
Bir başka açmazı ise Derviş ve Mesut ikilisinin bir yanda yeni oluşumu pişirirken bir yandan da Ecevit hükümetinde truva atları gibi varlıklarını sürdürmeleriydi.
Şimdilik Aydın Doğan-TÜSİAD ve uluslararası güç odaklarının tezgahladığı siyasi satranca Ecevit'in direndiği gözleniyor.
Seçim öncesi iktidar hayallerine Ecevit ne kadar direnebilir bilinmez.
Çünkü TÜSİAD-Doğan ve Küresel Derin Güçlerin kartları hayli fazla...
İsterseniz Aydın Doğan'ın açık sözlü yayın yönetmeninin ağzından dinleyelim. Ertuğrul Özkök, Cem-Derviş-Özkan üçlüsüne övgüler dizdikten sonra diyor ki: "Tarihte ilk defa bir parti daha kurulurken üç temel fonksiyona yüzde yüz uyacak lider kadrosu ile doğuyor. Böyle güçlü bir vizyona sadece "sol" kelimesi dar geliyor. Alehmet Ali Bayar, İlhan Kesici, Erkan Mumcu, Ertuğrul Günay hatta Mehmet Ağar gibi isimler bu oluşumun içinde yer almalı.
Tayyip Erdoğan'ın AKP'sinde de çok olumlu gelişmeler var.
Devlet Bahçeli de seçim atağı ile kararlı ve ilkeli siyasetçi olduğunu ispat etti. DYP ve ANAP merkezde ciddi birer alternatif olmaya devam ediyorlar."
İşte Ertuğrul eniştenin öptüğü partiler. Demek ki tezgah doğru. Zaten tekzip eden parti de olmadığına göre...
Şimdi Saadet de Batıcı eniştelerin öpücüğünü hak etmek için, AKP, yılanın deliğine girse o da girmeye çalışıyor. AB-TÜSİAD arasında mekik dokuyor.
Ve bir kez daha Erdoğan ile Aydın Doğan medyası arasındaki kavganın milleti aldatmaya dönük kayıkçı kavgası olduğunu görüyoruz.
Enişte bu partileri öpüyor. Ama gönlündeki liderini de açıklıyor: "Futbolda nasıl Jupp Derwal'le modern Türk futbolunun temelini attıysak, Clinton'ı da getirip, modern Türk siyasetinin temelini atalım."
İşte mandacı kafanın gönlündeki Türkiye... Clinton'ın yönettiği esir bir ülke...
Övgüler dizdiği diğer isimler AB'ne üyelik adına bu esaretin taşlarını döşeyen taşeronlar olduğu için.
Ancak mandacıların rüyalarını kaçıran gelişme BTP'nin hızla tek başına iktidara yürümesi.
Anketlerde %40'larda gözüken BTP ABD'nin de korkulu rüyası.
ABD'nin özel ve gizli güçleri seçimlerde milliyetçi ve dindar bir partinin iktidara gelmesi halinde Irak'ı işgalin zor olduğunu itiraf ediyor.
İngiliz Amerikan basınına sızan bilgilere göre ABD seçim sonrasından kaygılı.
Demek ki millet sevinebilir; BTP geliyor. Ankara'daki telaş asıl bundan kaynaklanıyor.
Adamlar seçimleri aynı zihniyetteki partiler arasında "al takke ver külah" işlemi olarak hayal ederken, millet kendi seçimini yaptı: "Bağımsız Türkiye" dedi. Hadi şimdi seçim diyenleri görelim bakalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
















































































