Bağımlılık Türkiye’nin yeni salgını
Frontiers in Psychiatry (2023) dergisinde yayımlanan "Turkey Review: Advances and Challenges in Mental Health Research" başlıklı kapsamlı değerlendirme, Türkiye'de bağımlılık eğilimlerinin son on yılda hızla arttığını ortaya koydu
24.10.2025 15:59:00 / Güncelleme: 24.10.2025 16:08:59
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Uzmanlara göre sorun artık yalnızca madde bağımlılığıyla sınırlı değil; internet, sosyal medya, sanal bahis ve teknoloji bağımlılıkları da halk sağlığının öncelikli tehditleri arasında yer alıyor.
Bağımlılık, ruh sağlığının en zayıf noktası oldu
Türkiye'de yapılan son araştırmalara göre, gençlerin yaklaşık %30'u madde kullanımıyla tanışma riski altında, her 5 gençten biri ise internet bağımlılığı ölçütlerini karşılıyor.
Raporda, özellikle pandemi sonrası dönemde yalnızlık, stres, ekonomik belirsizlik ve dijitalleşme bağımlılık davranışlarını körükleyen başlıca faktörler olarak gösteriliyor.
Araştırma yazarları, bağımlılığın artık "bireysel irade zayıflığı" olarak değil, toplumsal bir ruh sağlığı krizi olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor:
"Bağımlılık sadece bir alışkanlık değil; psikolojik, sosyal ve biyolojik dinamiklerin etkileşiminden doğan çok boyutlu bir rahatsızlıktır."
Madde bağımlılığı oranları yükseliyor
Rapor, Türkiye'de uyuşturucu ve alkol bağımlılığı tedavisine başvuran hasta sayısının son 10 yılda iki kat arttığını belirtiyor.
2023 itibarıyla Türkiye genelinde AMATEM ve ÇAMATEM merkezlerine kayıtlı yaklaşık 60 bin aktif hasta bulunuyor.
Ancak bu merkezlerin yatak kapasitesi yalnızca 1.300 civarında.
Uzmanlara göre bu tablo, "bağımlılıkla mücadelede en büyük eksikliğin kapasite değil, önleyici politika olduğunu" gösteriyor.

Yeni tehdit: Dijital bağımlılık
Frontiers in Psychiatry raporu, özellikle ergenlerde internet ve sosyal medya bağımlılığının hızla yaygınlaştığını vurguluyor.
Sosyal medya kullanım süresi günde 5 saatin üzerinde olan gençlerde, depresyon riski 2,4 kat, anksiyete riski 1,8 kat artıyor.
Çalışmada dijital bağımlılığın, hem uyku bozukluğu, hem de yeme davranışı düzensizliği ile bağlantılı olduğu da bildiriliyor.
Uzmanlar, bu tabloyu "sessiz bir salgın" olarak nitelendiriyor:
"Maddeden uzak duran gençler bile dijital bağımlılığa yöneliyor. Beyin aynı ödül mekanizmasını farklı bir uyarıcıyla tatmin ediyor."
Bağımlılıkla mücadelede üç boyutlu model önerisi
Rapor, Türkiye'nin bağımlılıkla mücadelede bütüncül bir model geliştirmesi gerektiğini vurguluyor.
Üç temel öneri öne çıkıyor:
1. Erken önleme: Okullarda dijital farkındalık ve madde bilinci eğitimleri.
2. Rehabilitasyon: AMATEM/ÇAMATEM merkezlerinin yataklı kapasitesinin artırılması.
3. Sosyal rehabilitasyon: Tedavi sonrası bireyleri topluma yeniden kazandıracak istihdam ve psikososyal destek programları.
Bu modelin sadece bağımlılığı değil, tekrarlama riskini (nüks oranlarını) da azaltacağı öngörülüyor.
Toplumsal faturası ağır
Bağımlılık, yalnızca bireyin değil; toplumun üretkenliğini, aile bağlarını ve güvenliğini de tehdit ediyor.
Rapor, Türkiye'de madde veya davranış bağımlılıklarının neden olduğu dolaylı ekonomik kaybın yılda 50 milyar TL'nin üzerinde olduğunu tahmin ediyor.
Bu kaybın önemli kısmı, iş gücü verimliliği ve sağlık harcamalarından kaynaklanıyor.
Sonuç: Cezayla değil, rehabilitasyonla mücadele
Araştırmacılara göre, bağımlılıkla mücadelede cezalandırıcı politikalar yerine tedavi, eğitim ve sosyal rehabilitasyon temelli bir yaklaşım şart.
"Bağımlıyı cezalandırmak toplumu korumaz; ama onu tedavi etmek, hem insanı hem geleceği kurtarır."
Hazırlayan: Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi
Kaynak:
Çelik DÖ, Haney MÖ. Turkey Review: Advances and Challenges in Mental Health Research.
Front Psychiatry. 2023;14:1014621.
Bağımlılık, ruh sağlığının en zayıf noktası oldu
Türkiye'de yapılan son araştırmalara göre, gençlerin yaklaşık %30'u madde kullanımıyla tanışma riski altında, her 5 gençten biri ise internet bağımlılığı ölçütlerini karşılıyor.
Raporda, özellikle pandemi sonrası dönemde yalnızlık, stres, ekonomik belirsizlik ve dijitalleşme bağımlılık davranışlarını körükleyen başlıca faktörler olarak gösteriliyor.
Araştırma yazarları, bağımlılığın artık "bireysel irade zayıflığı" olarak değil, toplumsal bir ruh sağlığı krizi olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor:
"Bağımlılık sadece bir alışkanlık değil; psikolojik, sosyal ve biyolojik dinamiklerin etkileşiminden doğan çok boyutlu bir rahatsızlıktır."
Madde bağımlılığı oranları yükseliyor
Rapor, Türkiye'de uyuşturucu ve alkol bağımlılığı tedavisine başvuran hasta sayısının son 10 yılda iki kat arttığını belirtiyor.
2023 itibarıyla Türkiye genelinde AMATEM ve ÇAMATEM merkezlerine kayıtlı yaklaşık 60 bin aktif hasta bulunuyor.
Ancak bu merkezlerin yatak kapasitesi yalnızca 1.300 civarında.
Uzmanlara göre bu tablo, "bağımlılıkla mücadelede en büyük eksikliğin kapasite değil, önleyici politika olduğunu" gösteriyor.

Yeni tehdit: Dijital bağımlılık
Frontiers in Psychiatry raporu, özellikle ergenlerde internet ve sosyal medya bağımlılığının hızla yaygınlaştığını vurguluyor.
Sosyal medya kullanım süresi günde 5 saatin üzerinde olan gençlerde, depresyon riski 2,4 kat, anksiyete riski 1,8 kat artıyor.
Çalışmada dijital bağımlılığın, hem uyku bozukluğu, hem de yeme davranışı düzensizliği ile bağlantılı olduğu da bildiriliyor.
Uzmanlar, bu tabloyu "sessiz bir salgın" olarak nitelendiriyor:
"Maddeden uzak duran gençler bile dijital bağımlılığa yöneliyor. Beyin aynı ödül mekanizmasını farklı bir uyarıcıyla tatmin ediyor."
Bağımlılıkla mücadelede üç boyutlu model önerisi
Rapor, Türkiye'nin bağımlılıkla mücadelede bütüncül bir model geliştirmesi gerektiğini vurguluyor.
Üç temel öneri öne çıkıyor:
1. Erken önleme: Okullarda dijital farkındalık ve madde bilinci eğitimleri.
2. Rehabilitasyon: AMATEM/ÇAMATEM merkezlerinin yataklı kapasitesinin artırılması.
3. Sosyal rehabilitasyon: Tedavi sonrası bireyleri topluma yeniden kazandıracak istihdam ve psikososyal destek programları.
Bu modelin sadece bağımlılığı değil, tekrarlama riskini (nüks oranlarını) da azaltacağı öngörülüyor.
Toplumsal faturası ağır
Bağımlılık, yalnızca bireyin değil; toplumun üretkenliğini, aile bağlarını ve güvenliğini de tehdit ediyor.
Rapor, Türkiye'de madde veya davranış bağımlılıklarının neden olduğu dolaylı ekonomik kaybın yılda 50 milyar TL'nin üzerinde olduğunu tahmin ediyor.
Bu kaybın önemli kısmı, iş gücü verimliliği ve sağlık harcamalarından kaynaklanıyor.
Sonuç: Cezayla değil, rehabilitasyonla mücadele
Araştırmacılara göre, bağımlılıkla mücadelede cezalandırıcı politikalar yerine tedavi, eğitim ve sosyal rehabilitasyon temelli bir yaklaşım şart.
"Bağımlıyı cezalandırmak toplumu korumaz; ama onu tedavi etmek, hem insanı hem geleceği kurtarır."
Hazırlayan: Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi
Kaynak:
Çelik DÖ, Haney MÖ. Turkey Review: Advances and Challenges in Mental Health Research.
Front Psychiatry. 2023;14:1014621.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.













































































