Başmüftü'yü dinleyin

Ünü dünyayı tutmuş D.İ. Başkanı Sayın M. Nuri Yılmaz bir laf etti ki, sormayın.

Peki sormayacak isek sen ne diye ilgileniyorsun deyeceksiniz.

İlgilenirim, zira ucu bana da dokunuyor.

Ne demişti sayın reis:?

"Eğer İlahiyat fakültelerinde yeterli ilim adamı yetişseydi -Haseki Eğitim Merkezi'ni kastederek- ihtisas kurslarına gerek kalmazdı".

Müthiş bir tespit.

Bana dokunmasından çok, kendisi kadar ünlü başka birine, bir dekana da çok dokunmuştu bu maksadını aşmış söz.

Hemen her akşam ayrı bir TV kanalından fikirlerini isale ettiren Prof. Dr. Sıyah-Beyaz bey kükredi:

"Benim fikirlerime ABD'deki Harrrtwirrt Üniversitesindeki akademisyenler bile hayran, benim yetiştirdiğim öğrenci nasıl ilmen nakıs olur"?

Çok doğru.

Peki şuna ne der sayın reis?

Tıp fakültesinde yedi yıl okuyan bir öğrenci, mezun olduktan sonra ihtisas yapmıyor mu?

Yapıyor ve ancak uzmanlaşıyor.

Hukuk mezunu bir arkadaş, isminin başına Av. sıfatını eklemek için az mı uğraşıyor? Kısaca ülkemizdeki bütün fakülteler mezun ettiği insanı tam tekmil mezun etmiyor.

Haseki Eğitim Merkezi'nin kuruluşunun 25. yıl dönümü vesilesiyle yapılan törende aslında başka bir önemli konuşma yapılmıştı. Bulgaristan Başmüftüsü Selim Mümin Mehmet'in yaptığı konuşma yerine medya polemiğe açık reisin sözünü gündeme getirdi.

Ne demişti Başmüftü:

"Bulgaristan'da dinsiz bir dönem yaşadık. Bu dönem isimlerimiz Hıristiyanlaştırıldı. Camilerimiz yıkıldı. Camilerimizi yıkanlar hiçbir kilise yıkmadı. Halbuki sistem dinsiz/atesit bir sistemdi. İnsanlarımız Hıristiyan olmakla karşı karşıyadır".

İlgi görmeyen konuşmasını şöyle tamamladı Başmüftü:

"Oralardaki insanlarımıza az da olsa maddî ve manevî destek verin. Bugün çok az destekle yapılacak olanı yarın çok fazla ile yapamazsınız."

İslam tarihinde kilise kurdelesi kesen ilk kişi olan sayın reis ve ateizm karşısında ehl-i kitapla ittifak etmeyi savunan "kardeşler" acaba nasıl karşıladılar Başmüftü'nün sözlerini?