Romanya, 1015 yılı içerisinde yansız bir siyasa izler. Üçlü Anlaşma Gurubu Devletleri ise Romanya ile bağlaşık olma isteğindedir. Fakat Başbakan Brationa için her şeyin üzerinde Romanya'nın çıkarları önemliydi. İstanbul ve Boğazlarda mutlaka uluslar arası bir yönetimin kurulması ve istediği toprakların kendisine verilmesi idi. Bilhassa İstanbul ve Boğazların, Rusya'ya bırakılması durumunda Romanya'nın savaşa girişmesi mümkün değildi. Bu nedenle ülkesindeki Rus yanlılarının tepkisini azaltmak için üçlü anlaşma gurubunun veremeyeceği istekleri ileri sürerek yansız kalmayı başarıyordu. Eğer 1915 de Rusya'nın baskıları ile savaşa girmiş olsaydı ileri teknoloji ve manevra gücü yüksek Alman Orduları karşısında Rus Ordusu gibi ağır kayıplar vererek geri çekilecekti. Başbakan Bratiano'nun yansızlık siyasası, ülkesini Rusya'nın düştüğü duruma düşmekten kurtarmıştır. Yansız siyasası sayesinde ekonomisini güçlendirmiştir. Kıta ablukası altında bulunan Almanya ve Avusturya'nın Buğday ve gıda ihtiyacını karşılayarak ülkesini ticaret ve ziraat alanında kazandırmıştır.Alman Başkomutanı Falkenhayn, 1916 yılı için hazırladığı savaş planları ile ilgili raporunda 1915- 1916 yıllarında ülkesinin buğday ve gıda ihtiyacını Romanya'dan temin etmekle duyduğu memnuniyeti belirtirken, 1917 için durumun düşündürücü olduğunu ifade eder. Çünkü Gelibolu'nun boşaltılmasından sonra Romanya Başbakanının daha rahat bir siyasa uyguladığını fark etmektedir. Hâlbuki Romanya'nın yansızlığı Almanya ile Avusturya için bulunmaz bir faydacılık idi. Ne yazık ki 20 Ocak 1916 da İngiltere'nin Romanya hükümeti ile 80000 vagonluk bir buğday alım anlaşması imzalanması Alman- Romen ilişkilerinin bozulmasının ilk adımını ifade eder. Çünkü bu olayı öğrenen Bükreş Alman Büyük elçisinin, Başbakan Bratiano'yu tehdit etmesi Alman Romen gerginliğini başlatır. Bu olayın sonunda yansızlık siyasasının savunucusu olan Başbakan, Rus Büyük elçisine siyasi ve askeri bir anlaşma için şartların hazırlanmasını ister. İstanbul ve Sofya'dan Almanya'ya dönen, Alman meclis üyesi Erzberger Bükreş'e de uğrar ve Başbakan ile de 16-17-18 Şubat tarihlerinde siyasi görüşmeler yapar ve öğrendiği bilgi ve düşünceleri 18 Şubatta Başbakan Betman-Holveg'e bildirir: "Askerlik durumumuz iyi oldukça Romanya müsaadatına (yani buğday ve gıda maddesi satışlarına) devam edecektir. Askerlik durumunda Merkez Devletleri (Almanya ve Avusturya) aleyhinde görülecek her değişiklik bu gibi müsaadatına azalmasını ve veya sona ermesini gerektirecektir. Romanya'nın ekonomik sorumlardaki durumuna aldanmamalıdır. Bu ülke yani onun başındaki çevreler, Merkez Devletleri aleyhindedirler. Ancak korku ölüm kalım kaygısı ve Alman başarılarıdır ki Romanya'nın Merkez Devletleri aleyhinde yürümesini engelliyor."Erzberger 2 saat kadar Romanya Kralı Ferdinant'la konuşur: "O, sonuna kadar yansız kalmayı uygun bulmaktadır. Ama kendisinde hükümeti değiştirmek, Merkez Devletlerine karşı savaşı durduracak otorite gücü yoktur." Yani Alman tehdidi ve başarıları kalktığı anda bu devlet Anlaşma gurubu devletleri ile anlaşacaktır. Kralında yansızlığı etkileyebilecek gücü yoktur demek istiyor.Anlaşma Gurubu Devletleri 6-8 Aralık tarihleri arasında Fransa'nın Şantiyi kentinde toplanarak 1916 yılı savaş durumu ve planları ile ilgili bir toplantı yapar. Rus İtalyan ve Sırp temsilciler ayrıldıktan sonra General Jofr ve General Hayig Şantiyi'de kalarak çalışmalarını 18 Şubat 1916 ya kadar devam ettirirler. Öncelikli olarak Batı Cephesi ile ilgili bütün savaş planlarını hazırlarlar: "Som Irmağının iki kıyısında 70 Km. Uzunluğunda bir cepheden Alman'lara karşı saldıracaklardır. Saldırı için gerekli silah ve cephane, askeri araç ve gereçler, yeterli beslenme ihtiyaçları tamamen hazırlandıktan sonra saldırı başlatılacaktır. Saldırı tarihi olarak 1 Temmuz 1916 tarihi seçilir" Saldırıya Ruslar doğudan, İngiliz ve Fransız kuvvetleri de batıdan saldırıyı beraber yapacaklardır.