logo
03 TEMMUZ 2025

Batı’nın Endülüs’ten görünen yüzü

05.04.2012 00:00:00
Hikâyelerinin sonunda tarihler 1609 yılını göstermektedir ve İberik Yarımadası’nda bir katliam havası hüküm sürmektedir. İspanyol krallığının dört bir yandan topladığı Müslümanlar, yaya olarak limana getirilirler;  zaten birçoğu yolda açlıktan, susuzluktan ve bitkinlikten ölmüştür. Sağ kalanları taşıtmak için Napoli’den, Ceneviz’den ve başka yerlerden gemiler kiralanıp kaptanlar Müslümanları nakil etmek için kelle başı ücret alırlar. Fakat İspanyol limanlarından uzaklaşıp, gözle görünmez olunca denize atmayı ve hemen dönüp yeni bir yükleme yapmayı daha kârlı bulurlar. Sonuçta –altı yüz bin– Müslüman limana götürülürken, yolda ya da açık denizde ölmüştür. Bu durum birçok tarihçiye göre hemen hemen Nazi soykırımına benzer bir durumdur.
Yukarıda anlatılanlar tamı tamına 781 sene İspanya’da hüküm süren Endülüs Müslümanlarının acı sonudur. Oysa işin başında 711 yılında Tarık b.Ziyad “gemileri yakarak” İspanya’ya girmiş ve üç sene zarfında Müslümanlar bütün İspanya’yı fethetmişlerdi. Amaç ise Akdeniz’i bir göl hâline getirerek Balkanlar üzerinden İstanbul’a kadar gelmek ve Hz. Peygamber (s.a.v.)’in fetih arzusunu gerçekleştirmekti. Bu gayeyle önce İberik Yarımadası’na tutunan Endülüsler burada muhteşem bir medeniyet kurarlar. Öyle ki; başkent Kurtuba daha 12.yy.’da geceleri aydınlatılan sokakları ve anestesi yoluyla ameliyatların yapıldığı hastaneleriyle bir milyon nüfuslu bir şehirdir. 10. yy.’ın sonlarına doğru Avrupa’nın öteki ülkelerinde din adamları dışında okuma–yazma bilen yok denecek kadar azken, Endülüs’te halkın büyük bir çoğunluğunun okur–yazar olduğu rivâyet edilmektedir. Ayrıca Kurtuba Üniversitesi’nde din, dil ve ırk ayrımı gözetilmeden dünyanın dört bir yanından gelen öğrencilere hizmet verilmektedir. Aynı üniversite Kahire’deki El-Ezher Medresesi’nden 193 yıl, Bağdat’taki Nizamiye Medresesi’nden 289 yıl önce faaliyete geçmiştir. Şehir kütüphanesinde 600 bin cilt kitap bulunmaktadır ve sadece bu kitapların kataloğu 44 cilt tutmaktadır. Batı’da 18 yy.’da bile su az kullanılan bir nesne iken, hatta Paris’teki bütün çeşmelerin sayısı 40 iken, Endülüs’ün Kurtaba’sında 70 kütüphane ve 900 halk hamamı bulunuyordu.
Avrupa’da onunla mukayese edilebilecek şehir olarak sadece Konstantaniye vardı. Özellikle tıp alanında zamana göre çok ileri seviyede olan Kurtuba’ya krallar tedavi olmak amacıyla geliyorlardı. Leon kralı I. Sancho 960 tarihinde ameliyat olmak için, daha sonra II. Silvester adıyla papa olan rahip Gilbert fizik ve matematik tahsili için Kurtuba’ya gitmişlerdir. Ayrıca İspanyol krallardan hangisi olursa olsun, bir cerrah, bir mühendis, bir şarkıcı, bir terzi veya bir mimara ihtiyaç duyduklarında medeniyet merkezi Kurtuba’ya elçi göndererek temin ederlerdi. Nitekim Navar kralı veliaht oğlunun eğitimi için Kurtuba’dan hocalar istemişti.
Pirinç, şeker kamışı ve pamuğu Avrupa’ya sokanlar; suyun buharlaşarak azalmasını önlemek için yeraltından kanallarla naklini gerçekleştirenler; kağıdın, pusula ve barutun Batı’ya intikalini sağlayanlar; palamut ve hurma ağaçlarından katran elde etmeyi öğretenler 12. yy.’dan itibaren İspanya ve Portekiz saray yapımına hatta Kuzey Afrika ve Doğu Amerika mimarisine etki edenler Endülüslü Müslümanlardır.
İşte böylesine muazzam bir medeniyet, Batılılarla ortak bir kültür oluşturacak kadar iç içe yaşamaları sebebiyle inancını, ihlâsını kaybetti. Buna, Haçlı zihniyetinin sinsice yürüttüğü misyonerlik faaliyetleriyle,  içlerinden çıkan felsefecilerin etkinlikleri de eklenince 1492 senesinde Endülüs tarihe gömüldü.
Kısaca ifade etmek gerekirse 1031 senesinde yıkılan Endülüs Emevi halifeliğinden sonra Endülüsle, Hıristiyan İspanya arasında yaşanan mücadele, idealist bir toplumla idealini yitirmiş bir toplumun mücadelesinden ibarettir. Kazanan idealist taraftır ki bu da Hıristiyan İspanya’ydı.
1492 senesinde Gırnata’nın işgaliyle İspanya’da siyasî bakımdan İslâm sona erdiyse de bu ülkede kendilerine yapılan taahhütlere güvenerek yığınla Müslüman kalmıştır. Verilen sözlere bakılırsa Müslümanlar canlarını, mallarını, dinlerini, dillerini, örf ve âdetlerini muhafaza hakkına sahiptirler. Müslümanlar arasında bu teminatların birer aldatmacadan ibaret olduğunu fark edenler yok değildi. Nitekim Gırnata’nın teslimi için hazırlanan anlaşma metninin meşhur El-Hamra sarayında imzalanması esnasında devlet ricali arasında ağlaşmaların başlaması üzerine ünlü komutan Musa b. Ebil-Gassân’ın şu sözleri oldukça dikkat çekicidir:
“Ağlamayı çocuklara ve kadınlara bırakınız…
Kendinizi aldatmayın. Hıristiyanların vaatlerine sadık kalacaklarını da beklemeyin. Ölüm daha az korkulacak bir iştir. Önümüzdeki günlerde evlerimizin yağmalanması, mescitlerimizin kirletilmesi, kadın ve kızlarımızın tecavüze uğraması, vahşet, zorbalık, kırbaçlar, zincirler, diri diri yakılacağınız ateş çukurları sizleri bekliyor. Ölümden korkan zayıf nefisler bunları görecektir. Ben ise Allah’a yemin ederim ki bunları görmeyeceğim.”
Ve zaman onu haklı çıkardı. İşgalin üzerinden daha beş yıl bile geçmeden tarihte eşine ender rastlanan bir imha hamlesiyle karşı karşıya kaldılar. Ayrıntılarını zorla Hıristiyanlaştırma, katliam, engizisyon mahkemeleri ve toplu sürgünlerin oluşturduğu bu hamle 1609 yılında tamamlandı. İspanyol tarihçi Marmol Carvajal’ın konuyla ilgili şu tespiti dikkate şayandır:
“Gırnata işgal edilir edilmez, kilise çevreleri, kral Ferdinand’dan ısrarla Muhammed’in tâifesinin kökünün kazınması için çalışmasını, onlardan İspanya’da kalmak isteyenleri ya Hıristiyanlığa girmeye ya da İspanya’yı terke zorlamasını istediler. Böyle davranmasının anlaşmayı ihlâl etmek anlamına gelmeyeceğini, ülkenin selâmeti, Hıristiyanlığın sâfiyeti için bunun gerekli olduğunu söylediler. Onlara göre Hıristiyanlarla Müslümanların bir arada yaşamaları kesinlikle mümkün değildi.
Netice de ne hayatta kalan bir Müslüman ne de ayakta kalan bir camii bırakıldı. Kısacası sekiz asır İspanya’nın kaderinde söz sahibi olan Müslümanlar sanki bu ülkeye hiç ayak basmamışlardı.
Şüphesiz İslam dünyası, Haçlı seferlerinden ya da Endülüs’ten gerekli dersleri çıkarabilseydi; Irak’ta, Afganistan’da, Bosna’da, Ebu Garip’te, ya da Guantanamo’da yaşananlara asla maruz kalmayacaktı.
Kaynaklar:
1- Ziyas; Rodrigo de, Endülüs’te Binlerce Müslüman Katledildi isimli makale. Endülüs’ten İspanya’ya, T.D.V yay. Ankara 1996, s. 109.
2- Şeyban;    Lütfü, Reconquista, İz Yay.,  İstanbul, 2003, s. 339.
3- Baş, Haydar, Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler, İcmal Yay. İstanbul, 2003, s. 61.
4- Özdemir, Mehmet, Endülüs’ün Yıkılış Süreci üzerine Mülahazalar adlı makale, Endülüs’ten İspanya’ya, T.D.V yay. Ankara, 1996, s. 25.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Mehmet Maruf / diğer yazıları
MSB'den terörle mücadele açıklaması
Son 1 haftada 3 terörist teslim oldu
Benzine, motorine, LPG'ye zam
ÖTV'de otomatik artış
TÜİK enflasyon verilerini açıkladı
Haziran enflasyonu yüzde 1,37
280 bin 875 TL
Bedelli askerlik ücreti belli oldu
Memur ve emekliye hayal kırıklığı
Beklenen enflasyon verileri açıklandı
Pilot hayatını kaybetti
Düşen uçak bulundu
İsrail Gazze'de 48 saatte 26 katliam yaptı
300'den fazla Filistinli öldü
Trump-Fed kavgası büyüyor
"Powell derhal istifa etmeli"
Tek motorlu uçak düştü
Arama çalışmaları sürüyor
Türkiye'nin ilk iklim kanunu
Tartışmalı yasa Meclis'ten geçti
İsrailli bakanlar Batı Şeria'nın ilhakını istedi
Mısır'dan İsrail'e kınama
Karikatür provokasyonunda
4 kişi tutuklandı
Yenidoğan Çetesi davasında ara karar
3 sanık tahliye edildi
Çeşme'de yangın büyüdü
5 uçak, 18 helikopterle müdahale sürüyor
'Kimseyi satmadım'
'Tunç Soyer'i de satmam'
MSB'den terörle mücadele açıklaması
Son 1 haftada 3 terörist teslim oldu
Benzine, motorine, LPG'ye zam
ÖTV'de otomatik artış
TÜİK enflasyon verilerini açıkladı
Haziran enflasyonu yüzde 1,37
280 bin 875 TL
Bedelli askerlik ücreti belli oldu
Memur ve emekliye hayal kırıklığı
Beklenen enflasyon verileri açıklandı
Pilot hayatını kaybetti
Düşen uçak bulundu
İsrail Gazze'de 48 saatte 26 katliam yaptı
300'den fazla Filistinli öldü
Trump-Fed kavgası büyüyor
"Powell derhal istifa etmeli"
Tek motorlu uçak düştü
Arama çalışmaları sürüyor
Türkiye'nin ilk iklim kanunu
Tartışmalı yasa Meclis'ten geçti
İsrailli bakanlar Batı Şeria'nın ilhakını istedi
Mısır'dan İsrail'e kınama
Karikatür provokasyonunda
4 kişi tutuklandı
Yenidoğan Çetesi davasında ara karar
3 sanık tahliye edildi
Çeşme'de yangın büyüdü
5 uçak, 18 helikopterle müdahale sürüyor
'Kimseyi satmadım'
'Tunç Soyer'i de satmam'
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.