Ünlü düşünür Seyyid Hüseyin Nasr, Batı dünyasının müfredatı, kitapları ve diğer tüm detaylarıyla medrese siteminin tamamını kopyaladığını vurguladı Batı ile İslam dünyası arasında köprü kuran ünlü düşünür Seyyid Hüseyin Nasr, İstanbul Şehir Üniversitesi'nde "Bilgi, Medeniyet ve Üniversite" konulu bir konferans verdi. Çalışmalarını halen George Washington Üniversitesi'nde sürdüren Seyyid Hüseyin Nasr konuşmasında Türkiye'nin gelecekte İslam dünyasında hayati bir rol oynayacağına inandığını söyledi. 'Dünyanın en ünlü düşünürleri' listesine bakıldığında herhangi bir Müslüman'a rastlamanın mümkün olmadığına dikkat çeken Seyyid Hüseyin Nasr, medeniyetin bilgi üretiminde hayati bir role sahip olduğunu ifade etti. Seyyid Hüseyin Nasr, "İslam medeniyetinde 700 yıl boyunca diğer medeniyetlerden daha fazla bilgi üretildi. 15 ve 16. yüzyıllardan itibaren ise Batı dünyası kendini geliştirmeye başladı. İslam dünyasının bu anlamda özgüvenini yeniden kazanması gerektiğini düşünüyorum" dedi. Seyyid Hüseyin Nasr, yaklaşık 50 yıllık tecrübesinden sonra üniversitelerle ilgili birtakım şikâyetlerinin oluştuğunu söyledi. Özellikle İslam üniversitelerinin siyasi krizlerden çok etkilendiğini anlatan Seyyid Hüseyin Nasr, şunları söyledi: "İslam üniversitelerinde tarih, Batı tarihiyle başlatılır. Oysa medrese sisteminde durum böyle değildi. Medrese sisteminde astronomi ve mantık öğretildiğini görüyoruz. Fakat daha sonra bu konular müfredat dışı bırakıldı. Kelimelerde medrese eğitiminin etkisini hala görebiliriz. Örneğin lisans kelimesinin aslının Fransızca olduğu iddia ediliyor. Ama biz bunun Arapça olduğunu, doktora ve kürsü kelimelerinin de İslami kökenli olduğunu biliyoruz. Batı dünyası medrese siteminin tamamını, müfredatı, kitapları ve diğer tüm detaylarıyla kopyalamıştır. Fakat kopyaladıkları şeyler üzerine yeni bir şeyler de koymuşlardır."Milliyetçiliğin yükselişiyle beraber Arap yönetimlerinin İslami niteliklerini yitirmeye başladıklarını anlatan Seyyid Hüseyin Nasr, şunları söyledi: "Bugün İslam ülkelerinde iktidarların müfredatı seçtiğini, üniversitelere vergilerden para aktardığını ve üniversitelerin hükümetin denetimi altında olduğunu görüyoruz. Oysa medreseler İslami cumhuriyetler ortaya çıkmadan önce bağımsızdılar. "
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.