Malumunuz bu sene Kurban bayramı ve yılbaşı aynı güne denk geldi. Daha önceki seneler de bazı mübarek günler yılbaşı ile çakışmıştı ve bu sene yaşadığımız tabloya benzer hadiselerle karşılaşmıştık. Evvela hemen belirteyim, ülkemizde yaşayan Gayri Müslim vatandaşlarımızın dini bayramlarını istedikleri biçimde kutlamalarına asla karşı olamam mümkün değil, bu onların en tabii hakları. Doğal olarak da bir Hıristiyanlık yortusu olan Noel'in de ülkemizde yaşayan Hıristiyan vatandaşlarımızca gelenek ve göreneklerine göre kutlamalarından daha doğal birşey olamaz. Tam bu noktada bir dipnot vereyim; yılbaşına mahsus hindi kesip yemek de bir Hıristiyanlık adetidir ve bu adete nüfusu Hıristiyan olmadığı halde uyan tek ülkeyiz. Bildiğiniz gibi televizyon kanallarımızın bir çoğunun yayın politikası eğlence üzerine kurulduğu için ne kadar gün varsa o kadar da özel eğlence programı var "Kurban bayramı özel, Ramazan bayramı özel, Yılbaşı özel, Sevgililer (Aziz Valentine) günü özel.... Ancak anlam veremediğim bir olay var; eğlence kanallarının yayın tanıtımlarında bu sene sanki Kurban bayramının neredeyse adı bile geçmiyor. Hangi kanalı açsam yılbaşı özel programlarının alışageldik fragmanlarını izliyoruz. Gerçi dini bayramlarımız ile yapılan eğlence programlarının gelenek ve göreneklerimiz açısından hiç bir ilgisi yoktu, fakat hani en azından bayramlarımızın adı geçiyordu. Tabi Ramazan bayramının "şeker bayramı" olarak dikte edilmesini saymazsak ve izleyici içinde bulunduğu günlerin hangi günler olduğunu buluyordu. Allah'tan Meltem ve Mesaj Tv. var ki bu sene de Kurban bayramımızı Kurban bayramı gibi geçireceğimiz bir ekrana sahibiz. BayramlıkNerede o eski bayramlar diye başlayan her cümle esasında bayramların değişmesinden değil bizlerin değişmesi, biraz da yaşlanmasından kaynaklanan bir serzeniştir. Bence bayramların en güzel zamanı bayram öncesi yapılan alışveriş. Tabi ki insan çocukken bayramların alış, büyüyünce de veriş kısmıyla görevli olduğu için işin tadı başkalaşıyor. Sevdirirken sevinmesini bilmek ebeveyn olmanın en güzel yanı olsa gerek. O küçücük bedenlerdeki tebessüm, o bayram günü giymek için alınan bir ayakkabının yaşattığı heyecan biz büyüklerde elbette pek yok. Hatta birçok yetişkin gerek maddi durumundan gerekse gerek görmediğinden kendine bir gömlek bile almıyor. Benim acizane tavsiyem bir çorap dahi olsa kendimize de bayramlık bir kıyafet alalım hatta o çorabı yastığımızın altına koyup bayram sabahını bekleyelim. Tıpkı eski günlerdeki gibi. Unutmayalım ki bayram sadece çocukların özel günleri değil.KavurmaGelelim işin önemli noktasına!!!Kim ne derse desin Kurban bayramının en özel lezzeti kavurmadır. Hem de öyle özel bir lezzettir ki o aynı eti Kurban bayramından sonra kavurun aynı tadı vermez. Tecrübe ile sabit kesinlikle aynı tad yok. Ancak kavurma var, kavurma var. Kavurmanın en önemli sırrı bir kere bol et ile olacak ve kısık ateşte uzun süre pişecek. Biraz da içine iç yağı atarsanız yumuşacık olur. Et iyice suyunu çektiğinde isteğe göre tere yağını da ekleyebilirsiniz. Tabi bütün kavurmaların ortak noktası tuzunun bol olmasıdır. Maksat etin uzun süre bozulmadan bekleyebilmesidir. Ancak yüksek tansiyon hastalarının biraz dikkatli olmasında fayda var. Allah selametini versin bizim Hakan Rona'yı bir kurban bayramında hastaneye kaldırmıştık!İyi kavurmanın bir sırrı da kavrulan etin kesildiği bölgedir. Etin sinirsiz bölgesinden (but ve kolun üst kısmından) kavurma yaparsanız kürdanla pek işiniz olmaz.Not : Dört günlük bayram tatilinde okuyun.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012