Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 85'inin, hayatlarında en az bir defa bel ağrısı yaşadığı bildirildi. Bel ağrısının günümüzde çok yaygın olarak görüldüğünü ifade edildi.
Bel ağrısının tıpta en sık rastlanan rahatsızlıklardan biri olduğuna dikkati çeken Güler, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 85'inin, hayatlarında en az bir defa bel ağrısı yaşadığını söyledi. Ani ortaya çıkan bel ağrısı vakalarının yüzde 80'e yakınının 2-4 hafta içinde tedaviye bağlı olarak iyileştiğini belirten Güler, "Ancak bunların yaklaşık yüzde 40'ında hastalık tekrarlayabilir. Hastalığın tekrarlamaması için dikkat edilmesi gereken hususlar vardır" dedi.
Aynı hareketin devamlı tekrarı, bel ağrısında risk faktörleri olduğuna işaret eden Güler, şöyle konuştu: "Ağır kaldırmada cismin ağırlığı dışında kaldırmanın tekrarı da önemlidir. Bel ağrısının en sık görüldüğü grup arasında ağır beden faaliyeti ve uzun süreli ayakta durmayı gerektiren meslekler başta gelmektedir. İş yerinin uygun olmayan soğuk, cereyan, rutubet gibi fiziksel koşulları da bir risk faktörüdür. "
Prof. Dr. Güler, bel ağrısının rastlanma oranının en yüksek olduğu spor dallarının jimnastik, futbol, halter, güreş ve kürek olduğunu kaydederek "Futbol oynayan lise öğrencilerinin yüzde 6'sında, üniversite öğrencilerinin yüzde 30'unda bel ağrısı tespit edilmiştir" diye konuştu.
İŞİNİ SEVMEYENLER BEL A?RISI NEDENİYLE HEKİME BAŞVURUYOR Prof. Dr. Güler, bel ağrısını psikolojik etkenlerin de tetikleyebileceğine dikkati çekerek "İşini sevmeyenlerin bel ağrısı nedeniyle hekime başvurma oranı sevenlere göre 2,5 kat fazladır. İşinden memnun olmama, takdir edilmeme bel ağrısında risk faktörüdür" dedi. Uzun süren yoğun stres ve gerginliğin, bel kaslarında kasılmaya yol açarak disklerin üzerinde devamlı bir baskıya yol açtığını dile getiren Prof. Dr. Güler, "Bu da disklerin dejenere olmasına ve bel fıtıklarına yol açmaktadır. Ayrıca stres ve gerginlik ağrı duyma ve ağrıya dayanma eşiğini düşürerek hastanın ağrısını daha da şiddetlendirmektedir" diye konuştu.
Bel ağrısının tıpta en sık rastlanan rahatsızlıklardan biri olduğuna dikkati çeken Güler, dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 85'inin, hayatlarında en az bir defa bel ağrısı yaşadığını söyledi. Ani ortaya çıkan bel ağrısı vakalarının yüzde 80'e yakınının 2-4 hafta içinde tedaviye bağlı olarak iyileştiğini belirten Güler, "Ancak bunların yaklaşık yüzde 40'ında hastalık tekrarlayabilir. Hastalığın tekrarlamaması için dikkat edilmesi gereken hususlar vardır" dedi.
Aynı hareketin devamlı tekrarı, bel ağrısında risk faktörleri olduğuna işaret eden Güler, şöyle konuştu: "Ağır kaldırmada cismin ağırlığı dışında kaldırmanın tekrarı da önemlidir. Bel ağrısının en sık görüldüğü grup arasında ağır beden faaliyeti ve uzun süreli ayakta durmayı gerektiren meslekler başta gelmektedir. İş yerinin uygun olmayan soğuk, cereyan, rutubet gibi fiziksel koşulları da bir risk faktörüdür. "
Prof. Dr. Güler, bel ağrısının rastlanma oranının en yüksek olduğu spor dallarının jimnastik, futbol, halter, güreş ve kürek olduğunu kaydederek "Futbol oynayan lise öğrencilerinin yüzde 6'sında, üniversite öğrencilerinin yüzde 30'unda bel ağrısı tespit edilmiştir" diye konuştu.
İŞİNİ SEVMEYENLER BEL A?RISI NEDENİYLE HEKİME BAŞVURUYOR Prof. Dr. Güler, bel ağrısını psikolojik etkenlerin de tetikleyebileceğine dikkati çekerek "İşini sevmeyenlerin bel ağrısı nedeniyle hekime başvurma oranı sevenlere göre 2,5 kat fazladır. İşinden memnun olmama, takdir edilmeme bel ağrısında risk faktörüdür" dedi. Uzun süren yoğun stres ve gerginliğin, bel kaslarında kasılmaya yol açarak disklerin üzerinde devamlı bir baskıya yol açtığını dile getiren Prof. Dr. Güler, "Bu da disklerin dejenere olmasına ve bel fıtıklarına yol açmaktadır. Ayrıca stres ve gerginlik ağrı duyma ve ağrıya dayanma eşiğini düşürerek hastanın ağrısını daha da şiddetlendirmektedir" diye konuştu.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.