‘Beni dağ bile sevse parçalanır’
Emirü’l-Mü’minîn İmam Ali’nin (a.s) sevgili yaranlarından olan Sehl b. Huneyf el-Ensari Kûfe’de vefat edince Hz. Ali şöyle buyurdu: “Beni bir dağ bile sevse, parça parça olur”
15.06.2023 10:20:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş





Nevf-i Bikkali'den şöyle nakledilmiştir:
"Bir gece Emir'ül-Mü'minin Hz. Ali (a.s)'ı ibadet için yatağından kalktığını gördüm. Yıldızlara baktıktan sonra bana; 'Ey Nevf! Yatmış mısın, yoksa uyanık mısın?" diye sordu.
'Uyanığım' dediğimde ise şöyle buyurdu: "Ey Nevf! Ne mutlu dünyada zahit olanlara ve ahirete rağbet edenlere! Onlar yeryüzünü sergi, toprağını yatak, suyunu güzel koku, Kur'an'ı iç elbise (kalp ziyneti), duayı ise (olaylara karşı) dış elbise yapan ve dünyayı Hz. Mesih İsa gibi kesip atan (ondan yüz çeviren) kimselerdir.
Ey Nevf! Davud (a.s) böylesi bir gecede kalkıp şöyle buyurdu: Halktan haraç alan zorba, halkı sultanlara ispiyonlayan gammaz zalim, hükümeti koruyan polis ve tambur ile davul çalanlar dışında, bu saatte dua eden her kulun duası kabul olur."
İmam Ali (a.s)'ın sevgili yaranlarından olan Sehl b. Huneyf el-Ensari Kûfe'de vefat edince, Hz. Ali şöyle buyurdu: "Beni bir dağ bile sevse, parça parça olur."
Seyyid Razi şöyle diyor: "Bu sözün anlamı şudur: Zorluklar ve sıkıntıları artar ve musibetlerin saldırısına uğrar. Bu takva ve iyilik sahibi kimselerin kaderidir."
Hz. Ali'nin hikmet yüklü sözlerinden bazıları şöyledir:
"Allah size (oruç, namaz ve hac gibi) bir takım şeyleri farz kılmıştır; o halde onların haramlığını bozmayın. Birtakım şeyleri de susarak ifade etmemiştir. Ama bu unuttuğundan dolayı değildir. O halde onları elde etmek için kendinizi zahmete atmayın."
"İnsanlar dünyalarını düzeltmek için dini işlerinden birini terk ettiklerinde, Allah daha zararlı bir şeyi onların yüzüne açar."
"Nice âlim vardır ki, cehaleti onu öldürmekte ve kendisiyle olan ilmi de ona bir fayda sağlamamaktadır."
"İnsanın damarlarına bağlanmış bir et parçası vardır; bu, insanın içinde olan en şaşılacak bir uzuvdur ve o da kalptir. İşte bunda hikmetten ve ondan farklı birtakım şeyler vardır. Eğer onun için bir ümit doğarsa, tamah onu zelil eder; tamah onu heyecanlandırırsa, hırs onu helak eder; eğer ümitsizlik ona musallat olursa, eseflenmek onu öldürür; gazaplanırsa, öfkesi şiddetlenir; hoşnutluk onu mesut ederse, sakınmayı unutur; korku onu sararsa, kaçınmak onu meşgul eder; genişliğe kavuşursa (veya emniyet ve rahatlığı artarsa), gaflet onu yakalar; bir mal elde ederse, zenginlik onu azdırır; bir musibet ona ulaşırsa, sabırsızlanma onu rüsva eder; yokluk onu ısırırsa, bela onu oyalar; açlık onu takatsiz ederse, zaaf onu çökertir; doymak onu ifrata götürürse (fazla yerse), aşırı doymak (mide şişkinliği) onu sıkar. O halde her kusur ona zararlıdır; her ifrat (haddi aşmak) da onu bozguna uğratır."
"Biz dayanılacak orta halli bir yastığız (güvenilir, mutmain bir dayanağız); geri kalan bize ulaşmalı; haddi aşıp ileri giden de bize dönmelidir."
"Allah'ın emrini, ancak yaltaklık yapmayan (veya rüşvet vermeyen), kendini bâtıla benzetmeyen (boyun eğmeyen) ve tamahlara kapılmayan kişi uygulayabilir."
(Nehcü'l-Belağa'dan...)
"Bir gece Emir'ül-Mü'minin Hz. Ali (a.s)'ı ibadet için yatağından kalktığını gördüm. Yıldızlara baktıktan sonra bana; 'Ey Nevf! Yatmış mısın, yoksa uyanık mısın?" diye sordu.
'Uyanığım' dediğimde ise şöyle buyurdu: "Ey Nevf! Ne mutlu dünyada zahit olanlara ve ahirete rağbet edenlere! Onlar yeryüzünü sergi, toprağını yatak, suyunu güzel koku, Kur'an'ı iç elbise (kalp ziyneti), duayı ise (olaylara karşı) dış elbise yapan ve dünyayı Hz. Mesih İsa gibi kesip atan (ondan yüz çeviren) kimselerdir.
Ey Nevf! Davud (a.s) böylesi bir gecede kalkıp şöyle buyurdu: Halktan haraç alan zorba, halkı sultanlara ispiyonlayan gammaz zalim, hükümeti koruyan polis ve tambur ile davul çalanlar dışında, bu saatte dua eden her kulun duası kabul olur."
İmam Ali (a.s)'ın sevgili yaranlarından olan Sehl b. Huneyf el-Ensari Kûfe'de vefat edince, Hz. Ali şöyle buyurdu: "Beni bir dağ bile sevse, parça parça olur."
Seyyid Razi şöyle diyor: "Bu sözün anlamı şudur: Zorluklar ve sıkıntıları artar ve musibetlerin saldırısına uğrar. Bu takva ve iyilik sahibi kimselerin kaderidir."
Hz. Ali'nin hikmet yüklü sözlerinden bazıları şöyledir:
"Allah size (oruç, namaz ve hac gibi) bir takım şeyleri farz kılmıştır; o halde onların haramlığını bozmayın. Birtakım şeyleri de susarak ifade etmemiştir. Ama bu unuttuğundan dolayı değildir. O halde onları elde etmek için kendinizi zahmete atmayın."
"İnsanlar dünyalarını düzeltmek için dini işlerinden birini terk ettiklerinde, Allah daha zararlı bir şeyi onların yüzüne açar."
"Nice âlim vardır ki, cehaleti onu öldürmekte ve kendisiyle olan ilmi de ona bir fayda sağlamamaktadır."
"İnsanın damarlarına bağlanmış bir et parçası vardır; bu, insanın içinde olan en şaşılacak bir uzuvdur ve o da kalptir. İşte bunda hikmetten ve ondan farklı birtakım şeyler vardır. Eğer onun için bir ümit doğarsa, tamah onu zelil eder; tamah onu heyecanlandırırsa, hırs onu helak eder; eğer ümitsizlik ona musallat olursa, eseflenmek onu öldürür; gazaplanırsa, öfkesi şiddetlenir; hoşnutluk onu mesut ederse, sakınmayı unutur; korku onu sararsa, kaçınmak onu meşgul eder; genişliğe kavuşursa (veya emniyet ve rahatlığı artarsa), gaflet onu yakalar; bir mal elde ederse, zenginlik onu azdırır; bir musibet ona ulaşırsa, sabırsızlanma onu rüsva eder; yokluk onu ısırırsa, bela onu oyalar; açlık onu takatsiz ederse, zaaf onu çökertir; doymak onu ifrata götürürse (fazla yerse), aşırı doymak (mide şişkinliği) onu sıkar. O halde her kusur ona zararlıdır; her ifrat (haddi aşmak) da onu bozguna uğratır."
"Biz dayanılacak orta halli bir yastığız (güvenilir, mutmain bir dayanağız); geri kalan bize ulaşmalı; haddi aşıp ileri giden de bize dönmelidir."
"Allah'ın emrini, ancak yaltaklık yapmayan (veya rüşvet vermeyen), kendini bâtıla benzetmeyen (boyun eğmeyen) ve tamahlara kapılmayan kişi uygulayabilir."
(Nehcü'l-Belağa'dan...)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.