'Beni sizden sorarlarsa dostlarım, Bir Reyhani geldi gitti söyleyin'

Reyhani gideli, aramızdan ayrılıp kara yere baş koyalı tam bir yıl olmuş. 10 Aralık 2006'da o koca ozan, Emir Sultan'ın, Osman ve Orhan Gazilerin, Üftade Hazretlerinin, Mevlid yazarı Süleyman Çelebi'nin ve daha bir çok ulemanın, üdebanın ve evliyanın metfun bulundukları Bursa'ya defnedilmişti.Reyhani vefatından sonra sanki daha çok aranır oldu. Bizim daha önce Mesaj ve Meltem televizyonlarında yapmış olduğumuz "Ozanlarımız" programından özellikle ardı ardına kaybettiğimiz, Nusret Toruni, Murat Çobanoğlu ve Aşık Reyhani'nin oldukları bölümler internet ortamında daha çok paylaşılır oldu ve her gün Reyhani adına açılan yeni yeni sitelere rastlıyoruz.Bu durum elbette her bakımdan sevindiricidir. Şiirle, şairle ve aşıklık geleneği ile yakından ilgilenen kesimler demek ki kalitenin, kalıcı sözlerin ve dertlerine tercüman olan seslerin peşindeler. Herkesin, özellikle yeni nesillerin kolayca ulaşabilecekleri, şiirlerini okuyup, aşıkların kendi seslerinden kendi şiirlerini dinleyebilecekleri imkanların oluşması, bu geleneğe heves eden genç ozanlar açısından da bulunmaz bir fırsat.Reyhani'nin ölüm yıldönümünde ve tabii diğerlerinin de zamanı gelince mutlaka o usta ozanların eserleri yaşayan ozanlar tarafından icra edilmeli, çeşitli etkinliklerle genç kuşaklar tarafından tanınmaları sağlanmalıdır.Reyhani'yi bire bir tanımış ve saatlerce sohbet etmiş birisi olarak benim gözlemlerim; sözden adam yapar dedikleri cinsten bir ozandı ve sosyal konulara asla kayıtsız kalmaz, söz sırası gelmişse lafını kimseden esirgemez bir karakterdeydi.Ünlü halk müziği sanatçısı ve yanılmıyorsam bir süre Erzurum radyosunda müdürlük de yapmış olan Mustafa Geceyatmaz ile ilk tanışmalarını şöyle anlatmıştı; saz elimde ziyaretine gittim. Merhabadan sonra, kimsin ne iş yaparsın şeklinde bir soru sordu. Aşıklardan biriyim,  dedim. Aşıklar ne iş yapar sorusunu da biz aşıklar gördüğümüzü söyleriz şeklinde cevaplayınca, o zaman bana bir şey söyle dedi. Ben de sazımın ayarını yapıp şu dörtlükleri okumuştum:Sanma her şey gece yatarÇok şeyler var gece yatmazHakk'ın cemalini görmüşAkarsular gece yatmaz

Akşam olur dağlar susarHaramiler yolu keserRüzgar vurur otlar eserDağlar taşlar gece yatmaz

Yalanım var ise buyurİstersen aleme duyurSağ vücutlar gündüz uyurHasta başlar gece yatmaz

Bu hikmetin ermişleriMarifetin görmüşleriHakikatin dervişleriZikre başlar gece yatmaz

Yüksekler orman meşeliEnginler beyli paşalıReyhani aşka düşeliDöker yaşlar gece yatmaz.

Sözün burasında Reyhani kimdir diye soralım ve cevabı kendisinden alalım:

Dinle anlatayım sanaErzurumlu Reyhan benemCayır cayır yana yanaErzurumlu Reyhan benem

Karanlıkta ışık sezenAnahtarsız kilit çözenGözyaşıyla şiir yazanErzurumlu Reyhan benem

Sümmani'nin bir kenarıEmrah'ın aşkının narıHakkı'ların torunlarıErzurumlu Reyhan benem

Köprüye basmadan geçenDost elinden bade içenÇağında bir sayfa açanErzurumlu Reyhan benem.

Vefatının yıldönümünde yine bir birimize soralım; Aşık Reyhani kimdir, ne yapmıştır, ne demiştir, nasıl yaşamıştır diye ve cevabımızı yine ondan alalım ve ardından Fatihalar gönderelim:

Beni sizden sorarlarsa dostlarımBir Reyhani geldi gitti söyleyinHayatı çileli muradı yarımHeder etti ah tüketti söyleyin

Aldı kırık sazı kapıdan çıktıAğlar gözler ile gülerek baktıDağın ufuğunda bir akşam vaktiGüneşle beraber battı söyleyin

Ara sıra sazı verdik destineName yazdı yarenine dostunaCeketini yorgan ettik üstüneKolu yastık oldu yattı söyleyin

Bir duvara yaslamıştı yanınıSılasına çevirmişti yönünüGurbet elde hasret yaktı canınıSitem vurdu dert çürüttü söyleyin

Aşık Reyhani'ymiş kıldı ah u zarDolaştı alemi diyar be diyarParça parça etmiş bir deli rüzgarYaşı yağmur göz buluttu söyleyin.