Bir musibet bin nasihattan iyidir derler...Gerçi Türk Milletinin gerçekleri görmesi için pek çok musibet bir arada başımızda dolanıyor ancak yeterli olmamış ki, Genelkurmay başkanı okyanus ötesinden yaptığı ikazlarla musibetlerin altını bir kez daha kalın çizgilerle çizdi.Sivil -asker birliği devlet idaresinde bir bütündür. Hükümet kanadının Büyükanıtın açıklamalarından devlet ve millet yararına pay çıkarmaları gerekirken, sn Gülün bu çıkışları zamansız olarak nitelemesi büyük bir talihsizliktir.Büyükanıt paşanın ziyaretinden günler önce, bir sömürge bakanı gibi kapı önlerinde bekletilerek talepleri dahi dinlenmeden ülkesine geri dönen sn. Gül'ün paşaya cevap vermesi de ayrıca manidardır. Tam tersine kendisinin yapamadığını yapan, söyleyemediklerini dile getiren paşaya ülkesi ve milleti adına teşekkür etmelidir. Batının ve bilhassa ABD'nin çok uzun yıllardır görmediği bu Türk duruşu, inanıyoruz ki, Birleşik Devletlerde de şok etkisi yapmıştır.Peki, Orgeneral Büyükanıt, nelerin altını çizmiştir. 1- PKK'yı terörist görmeyen, siyasi olarak görenle benim asker olarak konuşmama imkan yoktur.2- PKK'nın şu andaki iki büyük destekçisi Kuzey deki iki gruptur.3- Irak tarafı PKK ya teslim edilmiştir.4- Türkiye hududunun en zayıf tarafı, bu hududun öteki tarafında koruyanın olmaması,5- PKK bundan yararlanıp,ülkemdeki insanlara zarar veriyorsa, Türkiye'nin bir tedbir alması bir gerekliliktir.6- PKK terör örgütünün bunca senedir var olması, maalesef bunca senedir dış desteği almasından kaynaklanıyor. 7- PKK terörüyle mücadele, Türkiye'nin tüm kurumlarıyla mücadelesidir.8- Bir çok ülkenin terörist olarak kabul ettiği PKK'yı başka bir kimliğe dönüştürme gayretleri var.9- Konu insan hakları ve azınlıklar boyutuna çekilmek isteniyor.10- Sınırlı, göstermelik operasyon yapılamaz. Böyle özetleyebileceğimiz konuşmadan hükümetin neden rahatsızlık duyduğu da açıktır. Büyükanıt paşa gelinen noktada PKK'nın siyasallaştırılma çabalarına bir şekilde ses çıkartılmamasından, üstü örtülü olarak AB'nin insan hakları veya azınlık kavramlarından bahseden taleplerinden ve kuzey ırakla masaya oturmayı konuşmaya başlayan siyasi iradeden rahatsızdır. Son dönemde terörün, ateşkesi de tehdit unsuru olarak kullanmaya başlaması , AB ve ABD destekleriyle Türkiye'den korkacak bir şeyi kalmadığının ispatıdır. Siyasi irade terör konusunda çok yetersizdir. Koltuk endişesi veya bilmediğimiz farklı bir sevda uğruna ülkenin parçalanmasına ses çıkarmamaktadırlar. PKK konusu yanında , 301 değişikliği de ayrı bir tehdit konusudur. Madde , bu hafta gündeme gelecek.Teröre pasif siyasetiyle ön açan bir zihniyet Türklüğün üzerindeki mahremiyet perdesini de kaldırmaya hazırlanıyor. Gelişmeler hiç de hayra alamet değil.Biz askerin bu çıkışını ve tespitlerini bir an önce milletimizin dikkate almasını istiyoruz. Oynanan oyun çok büyük. Ve maalesef siyaset bu oyunların bir maşasıdır. Görev milletindir. Derhal bu sorumluluğu üzerine alacak kafa yapısında ve cesarette bir kadroyu iktidar etmelidir.
Misafir Kalem (A) / diğer yazıları
- Niçin organik cilt ürünlerini tercih etmeliyiz? / 01.06.2014
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012
- Ali Ekber ARAS / 17.12.2013
- İbretlik ve dramatik bir olay: Yassıçemen Savaşı / 15.10.2012
- Savaşsız işgal ya da kaldırım taşlarını yemek / 12.10.2012
- Gavur Kadı / 21.09.2012
- Doğru söze ne denir? / 14.09.2012
- Süslü cümleler.... / 14.09.2012
- Çözümün önünden çekil! / 07.09.2012
- 2011'de neler olmadı' (Hüsamettin Çalışkan) / 04.01.2012
- Ölçülerden uzaklaşıldı (Harun KAYACI) / 01.01.2012