Bir millet düşünün; bin yıl haçlı seferlerine göğüs germiş şanlı geçmişe sahip.Bir millet düşünün; haçlı Bizans'ı kovup çağ açıp çağ kapayan Fatih'lere torun olmuş.Bir millet düşünün; "Bu dünya bir padişaha çok, iki padişaha dar gelir" diyen üç kıtanın sultanına evlat olmuş.Bir millet düşünün; Yurt edindiği Anadolu toprakları çekirge sürüleri gibi haçlı torunlarınca işgal edilmek istenirken, Kuva-yı Milliye ruhu ile ayağa kalkıp düşmanlara Çanakkale'yi mezar kılan şehitlere varis olmuş.Bir millet düşünün; Sevr deli gömleğini Anadolu'yu tekrar şahlandırarak başlattığı milli mücadele ile yırtıp atmış Gazi'lere torun olmuş.Bir millet düşünün; beş bin yıllık tarihi boyunca esir, müstemleke olmamış, Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in veciz sözüyle, "İnsanlık, hakkı, adaleti, merhameti, medeniyeti onda bulmuş ve onun sayesinde asırlar boyu doya doya yaşamış, mazlumlara kol kanat olmuş".İşte bu büyük millet, Türk milletidir. Amam ne yazık ki, bu büyük milletin kurduğu son devlet olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti seksen yılın sonunda modern müstemleke yapılmak isteniyor. AB kıskacına alınarak bölünüp parçalanmak isteniyor. Gazi'nin deyimiyle, "Tersanelere girilmek, kaleleri zaptedilmek" üzere. Hem de kifayetsiz siyasi kadrolar atlama taşı yapılarak. Acz içindeki siyasi kadrolar sayesinde ülkede terör yuvaları oluşturulmuş, bazı şehirlerde eşkıya hükümdar kılınmak isteniyor.Terör, pankartlarla hükümete talimat verir ve hükümet de boyun eğerek valilerini sürgün eder olmuş.Haçlı torunu misyonerler ve papazlar AB uğruna topraklarımıza binbir garantiyle yeniden buyur edilmekte.Mazlumların hamisi bu milletin ülkesi yeni haçlı işgallerine payanda haline getirilmekte.Türk milleti bu işgale razı edilmek, yaban ellere sürgün ya da yabancı sermayeye ırgat yapılmak istenmektedir.Hükümetlerin mazereti hazırdır; "Ne yapalım, borçlar almış gitmiş, ekonomi IMF'nin kontrolüne geçmiş, devlette devamlılık esastır" gibi masallarla gaflet ve ihanet örtülmek istenmekte, bu soyguna komisyonculuk yapan rantiye-medya, teslimiyetçi siyasi tadroları allayıp pullamakta tahterevalli iktidarlara taşınmakta.Gelen gideni aratmakta, milleti bu durum bir zorunlu kadermiş gibi telkin edilmekte.Bu vasatta bir insan düşünün, Necip Fazıl'ın deyişi ile kollarını makas gibi açarak "Durun kalabalıklar bu cadde çıkmaz sokak" diye haykırmaktadır.Ve "doğru caddeyi" daha gür bir sada ile haykırmaktadır: "Tek çare Bağımsız Türkiye, hedef: Kainat Devleti, hedefe götürecek formül: Milli Ekonomi Modeli".İşte o insan Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Her iddia ve tezini kitaplık çapta ortaya koyuyor. Her veciz formülü kitaplaştırıyor, tez haline getiriyor. Dünya, akademik kürsülerde bunları tartışıyor, O'na uluslararası ödüller veriliyor. Yerli yabancı bilim adamları bilimsel bir kongrede O'nun özgün fikirlerini masaya yatırıp tartışıyor. "Değil Türkiye'yi, krizlerle, açlıkla, gelir adaletsizliği ve yoksullukla boğuşan dünyayı kurtaracak fikirler" diye bağrına basıyor.Bir lider düşünün; bütün siyasi kadroların ülkemizi AB-ABD-IMF şeytan üçgenine mahkum etmek için yarıştığı bir vasatta "AB'ye kuyruk değil, dünyaya buyruk kainat devleti" yapmanın simyasını ortaya koyuyor. Bu simyayı, bu formülü kimseden de saklamıyor. Kitaplaştırıp bilim adamlarına, siyasilere "hodri meydan" diyor.Liberal-kapitalist modelle insanlığın kanını emen küresel sermaye, onun yerli taşeronu rantiye-medya elbette O'na çullanmak isteyecektir. Dün Fatih'in ordularına haçlı orduları tertipleyenler, aynı ufku hedef gösteren bu lideri yok etmek istemez mi?Ve küresel sermayenin komisyoncusu cüce siyasi kadrolar binbir iftira ile, kumpasla niye O'na saldırmasınlar?Dün Endülüs'ü, Osmanlı'yı, genç Türkiye Cumhuriyetini yok etmek isteyenlerle iş tutup Vatikan'la, haçlı ülkeleriyle gizli koalisyonlar kuranların torunları bugün de var olacaktır.Ancak köpeklerin uluması bulutlara zarar veremeyecektir. Hz. Musa'nın mucizevi asasının Firavun'un sihirbazlarının sahte yılanlarını yuttuğu gibi, o İlahi menbağdan süt emen Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli de, ülkemizin ve insanlığın kanını emen küresel yılanların sonunu müjdelemektedir.Bu müjdeye şahitlik etmek isteyenler, 26-27 Kasım günleri yapılacak Milli Ekonomi Modeli Kongresi'ni dikkatle izlesinler.Hiç değilse milli ekranlardan?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014