Hz. İmam Hüseyin, Allah’ın kutlu elçisinin beyan ettiği “Benden sonra yolunuzu sapıtmamanız için size Allah’ın Kitabı ve Benim Ehl-i Beyt’imi bırakıyorum” diye işaret ederek altını çizdiği iki emanette bahsedilen hidayet ve selamet rehberidir.
Onu sevmek ne Ona, ne Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed’e, ne de yüce Allah’a bir şey kazandırmayacaktır. O makamların en yücesine Şehitlik mertebesine ulaşmış, Peygamber zaten Âlemlere Rahmet olarak gönderilmiş ve vazifesini hakkıyla yerine getirmiş, Rabbine kavuşmuş, Rabbim zaten âlemlerin Rabbi, öldüren ve dirilten, yükselten ve alçaltan odur. O hem Samed’dir (Varlıkların ihtiyaçlarının varacağı ve bitirileceği yer).
O halde yüce Allah biz kullarına hidayet yolunu tarif etmek sadedinde emirler göndermiş, bu emirler sayesinde de hidayetimizi istemiştir.
Biz Hazreti Hüseyin’i (a.s.) çok seviyoruz…
Hüseyin’i sevme nedenlerimizi 3 ana başlık altında toplamak mümkündür:
Fıtratı temiz olduğu için, kemalatı için, iyilik ve fedakârlıkları için.
Biraz detaylandıralım müsaadelerinizle…
Hazreti İmam Hüseyin fıtratı gerçekten temiz biri idi. Çünkü yüce Allah, Ahzab suresi 33’de, “Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor” diye beyan edilen ayetin kapsamına giren Ehl-i Beyt’in bir ferdi de Hz. İmam Hüseyin’dir. Demek ki Hz. İmam Hüseyin fıtratı temizliğinden sevgiye layıktır.
Kemalat açısından da Hz. İmam Hüseyin sevgiye layıktır. Çünkü peygamberin yanında bu ayette beyan edilen lanetleşme için ertesi gün getirdiği topluluk içinde Hz. İmam Hüseyin de vardı:
“Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa de ki: Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım. Biz de siz de toplanalım. Sonra gönülden dua edelim de, Allah’ın lanetini (aramızdan) yalan söyleyenlerin üstüne atalım.” (Al-i İmran 61)
İyilik ve fedakârlıkları için Hz. İmam Hüseyin sevgiye layıktır:
O dünyalık bir menfaat uğruna değil, kaybolmaya yüz tutan sünnet yolunun ihyası için sahte emir sahiplerine boyun eğmemekle ve hayatını dahi seve seve feda etmekle ümmet için yapılması gereken en büyük fedakârlıkları yapmış, duruşu sayesinde ümmete, gelecek çağlara bir duruş simgesi sunmuştur. Onun duruşu da kıyamı da onun için mübarek kılınmıştır.
Ve fedakârlıkları sayesinde de sevgiye fazlasıyla layıktır.
Demek ki Onu ve Ehl-i Beyt’in diğer fertlerini sevmek Onlara değil, bize bir şeyler kazandıracaktır. Hem de gerçek hidayet yolunu…
Hem Onu, hem de Ehl-i Beyt’in diğer fertlerini sevmek farzdır. Çünkü ayetle emredilmiştir.
Şura suresi 23. ayetinde yüce Allah; "De ki, Ben bu (peygamberliğimi tebliğime) karşılık yakınlarıma sevgiden başka sizden hiçbir ücret istemiyorum."
Hz. İmam Hüseyin mademki sevgiye layıktır. Ya Rabbi sen şahit ol biz Hz. İmam Hüseyin’i ve diğer Ehl-i Beyt’i seviyoruz. Sen de bizi sev… Âmin.
Bu bilgiler ışığında gerek Kerbelada Hz. Hüseyin’i acımasızca katleden canilerin, gerek diğer zamanlarda Ehl-i Beyt’e düşmanlık besleyenlerin, yollarını reddedip kaybetmeye çalışanların, her kim olursa olsun akıbetinin ne olacağını varın siz düşünün. Allah böyle kötü bir akıbetten cümlemizi korusun. Âmin.
Onu sevmek ne Ona, ne Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed’e, ne de yüce Allah’a bir şey kazandırmayacaktır. O makamların en yücesine Şehitlik mertebesine ulaşmış, Peygamber zaten Âlemlere Rahmet olarak gönderilmiş ve vazifesini hakkıyla yerine getirmiş, Rabbine kavuşmuş, Rabbim zaten âlemlerin Rabbi, öldüren ve dirilten, yükselten ve alçaltan odur. O hem Samed’dir (Varlıkların ihtiyaçlarının varacağı ve bitirileceği yer).
O halde yüce Allah biz kullarına hidayet yolunu tarif etmek sadedinde emirler göndermiş, bu emirler sayesinde de hidayetimizi istemiştir.
Biz Hazreti Hüseyin’i (a.s.) çok seviyoruz…
Hüseyin’i sevme nedenlerimizi 3 ana başlık altında toplamak mümkündür:
Fıtratı temiz olduğu için, kemalatı için, iyilik ve fedakârlıkları için.
Biraz detaylandıralım müsaadelerinizle…
Hazreti İmam Hüseyin fıtratı gerçekten temiz biri idi. Çünkü yüce Allah, Ahzab suresi 33’de, “Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden ancak günah kirini gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor” diye beyan edilen ayetin kapsamına giren Ehl-i Beyt’in bir ferdi de Hz. İmam Hüseyin’dir. Demek ki Hz. İmam Hüseyin fıtratı temizliğinden sevgiye layıktır.
Kemalat açısından da Hz. İmam Hüseyin sevgiye layıktır. Çünkü peygamberin yanında bu ayette beyan edilen lanetleşme için ertesi gün getirdiği topluluk içinde Hz. İmam Hüseyin de vardı:
“Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa de ki: Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım. Biz de siz de toplanalım. Sonra gönülden dua edelim de, Allah’ın lanetini (aramızdan) yalan söyleyenlerin üstüne atalım.” (Al-i İmran 61)
İyilik ve fedakârlıkları için Hz. İmam Hüseyin sevgiye layıktır:
O dünyalık bir menfaat uğruna değil, kaybolmaya yüz tutan sünnet yolunun ihyası için sahte emir sahiplerine boyun eğmemekle ve hayatını dahi seve seve feda etmekle ümmet için yapılması gereken en büyük fedakârlıkları yapmış, duruşu sayesinde ümmete, gelecek çağlara bir duruş simgesi sunmuştur. Onun duruşu da kıyamı da onun için mübarek kılınmıştır.
Ve fedakârlıkları sayesinde de sevgiye fazlasıyla layıktır.
Demek ki Onu ve Ehl-i Beyt’in diğer fertlerini sevmek Onlara değil, bize bir şeyler kazandıracaktır. Hem de gerçek hidayet yolunu…
Hem Onu, hem de Ehl-i Beyt’in diğer fertlerini sevmek farzdır. Çünkü ayetle emredilmiştir.
Şura suresi 23. ayetinde yüce Allah; "De ki, Ben bu (peygamberliğimi tebliğime) karşılık yakınlarıma sevgiden başka sizden hiçbir ücret istemiyorum."
Hz. İmam Hüseyin mademki sevgiye layıktır. Ya Rabbi sen şahit ol biz Hz. İmam Hüseyin’i ve diğer Ehl-i Beyt’i seviyoruz. Sen de bizi sev… Âmin.
Bu bilgiler ışığında gerek Kerbelada Hz. Hüseyin’i acımasızca katleden canilerin, gerek diğer zamanlarda Ehl-i Beyt’e düşmanlık besleyenlerin, yollarını reddedip kaybetmeye çalışanların, her kim olursa olsun akıbetinin ne olacağını varın siz düşünün. Allah böyle kötü bir akıbetten cümlemizi korusun. Âmin.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- ‘Baba Devlet’ anlayışı / 08.05.2024
- İşçi Bayramı üzerinden yapılan algılar / 07.05.2024
- ‘İtibar vatandaşın alım gücüyle ölçülür’ / 06.05.2024
- Ölçüsü olmayan doğruyu bulamaz / 04.05.2024
- Gerçekleri öğrenmekten korkmayın! / 03.05.2024
- Diyanet’e ‘Allah rızası için sadaka’ / 02.05.2024
- Müteşâbih ayetler hakkında / 01.05.2024
- Kamuda tasarruf olur mu? / 30.04.2024
- Milli bayramların önemi / 29.04.2024
- Ali Özalpaydın Hakk’a yürüdü / 27.04.2024
- İşçi Bayramı üzerinden yapılan algılar / 07.05.2024
- ‘İtibar vatandaşın alım gücüyle ölçülür’ / 06.05.2024
- Ölçüsü olmayan doğruyu bulamaz / 04.05.2024
- Gerçekleri öğrenmekten korkmayın! / 03.05.2024
- Diyanet’e ‘Allah rızası için sadaka’ / 02.05.2024
- Müteşâbih ayetler hakkında / 01.05.2024
- Kamuda tasarruf olur mu? / 30.04.2024
- Milli bayramların önemi / 29.04.2024
- Ali Özalpaydın Hakk’a yürüdü / 27.04.2024