logo
08 EKİM 2025


Bizimle batı’nın din telakkisi farklıdır

30.01.2024 00:00:00
İslam, Hz. Âdem Safiyyullah Efendimizle birlikte başlar, Hz. Muhammed (s.a.v.) Efendimize kadar devam eder. Dolayısıyla Hz. Âdem Efendimize gelen dinin adı da İslam'dır, Hz. Muhammed (sav) Efendimize gelen dinin adı da İslam'dır. Bütün peygamberlere gelen dinin adı İslam'dır.
 
Rivayetlere göre insanlık alemine 124 bin peygamber gelmiştir. Gelen bu peygamberlerin tamamı Cenab-ı Hakk'ın varlığını bilmek, bildirmek ve "amentü" diye dinimizde ifadesini bulan esası insanımıza tebliğ etmek içindir. 
 
Yani imanın esasları, iman şartı dediğimiz hususlar bütün peygamberlerde aynıdır. Hiçbir peygamber bunlardan ne bir tanesini çıkarmış ne de bir tane ilave etmiştir. 
 
Bu altı şart dediğimiz amentü en iptidai dönemdeki insana da bildirilmiştir, tekâmül etmiş, büyük bir seviye almış insana da bildirilmiştir.
 
İslam din olarak değişmez. Beşerî birtakım kurallar vardır. Mesela Hz. Âdem Safiyyullah Efendimiz döneminde kardeşin dışında başkasıyla evlenmek mümkün olmadığı için kardeşle evlenmek caiz kabul edilmiştir. 
 
Çünkü maslahat müsait değildi. Maslahat müsait hale geldikten sonra kardeşle evlenmek yasaklanmıştır, haram kılınmıştır. Yani değişen bunlardır, akait değildir. 
 
Bu akait nedir? Allah'ın birliğine inanmak, 'lemyelid velem- yuled' olduğunu kabul etmek, meleklerine inanmak, kitaplara inanmak, resullere inanmak, ahiret gününe inanmak, hesaba, kitaba, dirilişe inanmaktır. 
 
Hülasa bu şartlar bütün peygamberlerde vardır. Eğer siz gelip de bunları değiştirmek suretiyle hayatınıza geçirmek isterseniz o zaman İslam'ın dışına çıkmış olursunuz. Bizim İslam'ın içinde kaldığımızın ya da İslam'ın dışına çıktığımızın ölçüsü Kuran'dır, Kuran'ın hakemliğidir.
 
Bizimle Batı'nın din telakkisi farklıdır
 
Yani peygamberlerin dahi değiştiremeyeceği ölçüler var. Batı toplumları dinin kurallarını değiştirdiler. Bugün bu hastalığın maalesef İslam dünyasına da bir şekilde sirayet ettiğini görüyoruz. Dinin temel ölçüleri üzerinde oynanmaya başladı.
 
Batı'da din; Yaratıcıyla hukuku düzeltmek, O'na vuslat etmek vesilesi olarak değil, bir çıkar kurumu olarak görülmüştür. Bütün dünyada onu çıkarı için değerlendirmiştir. 
 
Merkezi Avrupa olan bu inancın dünyadaki hareket bulduğu yerlere baktığımız zaman orada çıkarları için dini kullandığını görürüz. Afrika'da da bu böyle olmuştur. Amerika'da da böyle olmuştur. Avrupa'nın çeşitli yerlerinde de böyle olmuştur. Asya'da da böyle olmuştur. Bundan sonra da böyle olacaktır.
 
Bizim dünyamızda, bilhassa Türklerde böyle değildir. Türkler dini hayatına Allah'ın rızasını kazanmak için geçirmiştir. Onunla birlikte Rabbıyla arasındaki münasebeti, dostluğu geliştirmiştir. 
 
Bizim din telakkimiz çok farklıdır. Ehl-i Beyt telakkisidir. Ehl-i Beyt, Cenab-ı Peygamber Efendimizin aile efradının yaşayış tarzıdır. Yani kulluktur. İbadettir. 
 
O tarzda ideolojik, siyasal bir mantalite yoktur. O tarzda insan din ile beraber Rabbına vuslat eder. İşte biz Hoca Ahmed Yesevi'ye, Hacı Bektaş Veli'ye, Yunus'a vs. ulemaya, evliyaya baktığımız zaman bu hayatı görürüz. 
 
Bu manada batı'yla bizim aramızda çok kesin bir çizgi vardır. Biz, dine hizmet ederken hem kendi mutluluğumuzu, hem de insanların mutluluğunu insanlığa taşımışızdır. Bizim hayatımızda zulme yer yoktur. İşkenceye yer yoktur.
 
Türk milleti tarihin hiçbir döneminde, hiçbir insan topluluğuna zulmetmemiştir. Kabadayı bir millettir, gözü kara bir millettir, deli gözdür ama kesinlikle ölçülüdür. Haddini aşmaz. Ve de insanlığa her dem ve dönem hizmet etmiş bir millettir.
 
Örnek toplum mükemmel insanla mümkündür
 
Bununla beraber bizim toplumuzda da zaman zaman ağır buhranlar, sıkıntılar görülmüştür, görülmektedir. Bunun çözümü konusunda ferdin iç dünyası ile toplum arasındaki münasebeti iyi kavramak icap eder.
 
Şu kesinlikle bilinmelidir ki; ferdin iç dünyasında yaşadığı deprem dış dünyasına da sirayet eder. Niyet ne ise amel de o oluyor. Zaman içerisinde toplumda seyrettiğimiz sıkıntılar iç tabiatımızın toplum aynasındaki görüntüsüdür. Bir noktada toplum insanın dışa yansımasıdır. 
 
Ama orada güzellikler de görülür. O toplumda hayır-hasenat yapanı da görürsün. İnsanlara yardım edeni de görürsün. Fakiri-fukarayı gözeteni de görürsün. Açın karnını doyuranı da görürsün. 
 
Bunun yanında yalan konuşanı da görürsün. Fitne çıkartanı da görürsün. Adam vuranı da, aldatanı da, vaat edip sözünde durmayanı da görürsün. 
 
Kısaca zaman aynası içerisinde fert toplumda o kadar görüntülenir ki, o kadar enteresan bir manzara arz eder ki, o zaman o toplumun fertlerini tanıyabilmek için o topluma bakmanız kâfidir. 
 
Eğer müstesna, örnek bir toplum görüyorsanız bilin ki onun insanları çok mükemmeldir. Göremiyorsanız o insanlar çürümüştür.
 
Hülasa, sağlam bir toplum hayatı için; eğitilmiş, terbiye edilmiş, kendi ve toplum yararına kazanılmış insanı oluşturmak şarttır. (Prof. Dr. Haydar Baş İcmal Dergisi Şubat 2017)
 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
'Çökertilen suç çetesi sayısı yüzde 27 arttı'
İstanbul Valisi Davut Gül açıkladı
Erdoğan, Azerbaycan dönüşü soruları yanıtladı
'Trump'ın isteğiyle Hamas'ı biz ikna ettik'
Büyük tehdit Kilis'te anlatıldı
BTP tüm Türkiye'de seferberlik başlattı
Van Gölü'nde kuraklık alarmı
Suyun çekilmesi endişe veriyor
Ortahisar Belediyesi’nden anlamlı vefa
Prof. Dr. Haydar Baş'ın adı yaşatılacak
Meloni şokta!
Soykırıma ortaklık suçlamasıyla UCM'ye şikayet edildi
Soykırımcılar yine saldırdı
Yine bir Gazze filosu hedef oldu
Yeni rekor geldi
Ons altın ilk kez 4 bin doları aştı
Ünlü isimlere uyuşturucu soruşturması
İfadeleri ve kan örnekleri alınacak
İsrail, müzakereler devam ederken katliamını sürdürüyor
Gazze'de 4 günde 118 Filistinliyi öldürdü
TGSD Başkanı'ndan son çağrı
'Hazır giyim sektörü feda edilemez'
Kim bu hain veya hainler?
Şehidin hayrına yapılan çeşme 3'üncü defa tahrip edildi
İhalesi 2019 yılında yapılmıştı
Yapımı yılan hikayesine dönen yurtta öğrenciler perişan
TÜİK, 'Kadına şiddet' araştırmasının sonuçlarını paylaştı
Türkiye'de fiziksel şiddete uğramış kadınların oranı yüzde 12.8 oldu
"Vatana sahip çıkmak çocuğumuza sahip çıkmakla başlar"
BTP bu sefer Şanlıurfa'dan seslendi
'Çökertilen suç çetesi sayısı yüzde 27 arttı'
İstanbul Valisi Davut Gül açıkladı
Erdoğan, Azerbaycan dönüşü soruları yanıtladı
'Trump'ın isteğiyle Hamas'ı biz ikna ettik'
Büyük tehdit Kilis'te anlatıldı
BTP tüm Türkiye'de seferberlik başlattı
Van Gölü'nde kuraklık alarmı
Suyun çekilmesi endişe veriyor
Ortahisar Belediyesi’nden anlamlı vefa
Prof. Dr. Haydar Baş'ın adı yaşatılacak
Meloni şokta!
Soykırıma ortaklık suçlamasıyla UCM'ye şikayet edildi
Soykırımcılar yine saldırdı
Yine bir Gazze filosu hedef oldu
Yeni rekor geldi
Ons altın ilk kez 4 bin doları aştı
Ünlü isimlere uyuşturucu soruşturması
İfadeleri ve kan örnekleri alınacak
İsrail, müzakereler devam ederken katliamını sürdürüyor
Gazze'de 4 günde 118 Filistinliyi öldürdü
TGSD Başkanı'ndan son çağrı
'Hazır giyim sektörü feda edilemez'
Kim bu hain veya hainler?
Şehidin hayrına yapılan çeşme 3'üncü defa tahrip edildi
İhalesi 2019 yılında yapılmıştı
Yapımı yılan hikayesine dönen yurtta öğrenciler perişan
TÜİK, 'Kadına şiddet' araştırmasının sonuçlarını paylaştı
Türkiye'de fiziksel şiddete uğramış kadınların oranı yüzde 12.8 oldu
"Vatana sahip çıkmak çocuğumuza sahip çıkmakla başlar"
BTP bu sefer Şanlıurfa'dan seslendi
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.