10 Eylül tarihinde evinde aniden bayılması ve düşerken kaburga kemiğini kırması üzerine hastaneye kaldırılan Boşnak lider daha sonra iç kanama geçirmişti.
Bosna-Hersek'in
herşeyiydi
Aliya İzzetbegoviç, Boşnak Müslümanları Yugoslavya'dan kopararak bağımsız bir cumhuriyet haline getiren 1992-1995 yılları arasındaki savaşta kilit rol oynadı. 1990 yılında kurulan üçlü başkanlık konseyinin başkanı seçildi. Ölümüyle birlikte eski Yugoslavya'nın üç liderinden sonuncusu da siyaset sahnesinden çekilmiş oldu. Hırvatistan Devlet Başkanı Franko Tucman 1999 yılında hayatını kaybetmişti, eski Yugoslavya ve Sırbistan Devlet Başkanı Slobodan Miloşeviç ise 2001 yılı Haziran ayından bu yana Lahey'deki BM Savaş Suçları Mahkemesi'nde yargılanıyor. Ancak İzzetbegoviç'in liderlik vasfı çok farklıydı. Diğer Balkan liderlerini iktidar hırsı ve milliyetçilik çılgınlığı bürümüşken, o hep bir 'bilge lider' olarak kendini gösterdi. Dost-düşman, onun şahsiyetinde örnek bir Müslüman yöneticinin nasıl olduğunu gördü.
Siyasi yaşamında İslam ön planda oldu
1925 yılında Bosna'nın kuzeyinde doğan İzzetbegoviç, neredeyse tüm yaşamını Saraybosna'da geçirdi. Siyasi hayatında İslami tefekkürü ön plana çıkaran Boşnak lider, daha Yugoslavya lideri Tito hayattayken, Müslümanlar arasında teşkilatlanarak 'Genç Müslümanlar' örgütünü kurdu. 1970'de İslam Manifestosu adlı bir kitap yazdı, kitap kovuşturmaya uğradı. Aslında bu kitapta Bosna-Hersek adı geçmiyordu ancak onun muarızı Sırplar ve Hırvatlar, İzzetbegoviç'e "fundamentalist" etiketini vuracak kozu ellerine geçirmişlerdi. İzzetbegoviç, Bosna-Hersek'te teokratik devlet kurmak istediği suçlamasıyla uzun yıllarını hapiste geçirdi.
İzzetbegoviç, takva sahibi bir Müslümandı. Dini faaliyetleri nedeniyle iki kez hapis yattı. İzzetbegoviç, 1982'de Bosna-Hersek'in katı komünist yönetim altında olduğu yıllarda, Türkçeye de çevrilen "Batı ve Doğu Arasında İslam" adlı eseri nedeniyle 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı. İzzetbegoviç, bu kitabında Bosnalı Müslümanların durumunu ele alıyordu. 1989 yılında Yugoslavya'nın dağılması sürecinde ilan edilen genel aftan yararlanarak özgürlüğüne kavuştu. 1990 ilkbaharında, Demokratik Eylem Partisi'nin (DEP) lideri seçildi. 1990 Kasım'ındaki ilk çok partili seçimlerde, DEP, savaş öncesinde Bosna-Hersek halkının yüzde 44'ünü oluşturan Boşnakların oylarıyla iktidara geldi. İzzetbegoviç, 1990 yılında oluşturulan ve Hırvat, Sırp ve Boşnaklar'ın temsil edildiği üçlü Başkanlık Konseyi'ne başkan seçildi. 3 Mart 1992'de Bosna-Hersek'in Yugoslavya'dan bağımsızlığını ilan etti.
Sırpların
vahşileştiği savaş
Almanya, Doğu Avrupa ülkelerinin desteğini alarak, 1992'de Hırvatistan'ın bağımsızlığını tanıdığında, İzzetbegoviç önünde iki şık vardı. Ya Bosna-Hersek bağımsız bir ülke olacaktı, ya da Büyük Sırbistan'ın bir parçası... Yugoslavya dağıldığında, İzzetbegoviç de birinci şıkkı seçti ve çareyi Bosna-Hersek'in bağımsızlığını ilan etmede buldu. Bosnalı Sırplar, Belgrad'ın da desteğiyle Bosna'nın bağımsızlık ilanını geri almasını talep ettiler. Aliya İzzetbegoviç'in bu talebi reddetmesiyle Avrupa tarihinin en kanlı savaşlarından biri başlamış oldu. Savaşta dönüm noktası 1995 yılında Srebrenica katliamı oldu. Sadece o katliamda, 8 bin Müslüman erkek ve genç Sırp birlikleri tarafından öldürüldü, aileleri sürüldü.
Uluslararası topluluk çok geç de olsa Bosna'ya askeri müdahale kararı aldı. NATO müdahalesinin ardından Sırplar ateşkese mecbur kaldı, Sırpları koruyan Dayton Barış Anlaşması 14 Aralık 1995'te resmen imzalandı. Savaş ise Bosna-Hersek'te yaşayan kitlelerin zihinlerinde hala tam olarak aşılabilmiş değil. Hırvatlar, Sırplar ve Müslümanlar arasında savaş döneminin hesaplaşmaları hala yer yer sürüyor.
Ahlak adamıydı
İzzetbegoviç, har zaman kendine has değerleri olan bir lider gibi davrandı. Etnik temizlik dalgasının en korkunç anlarında, o her zaman ahlaki değerleri üstün tuttu. Bir defasında askerlerine şöyle selenmişti: "Ellerine kan bulaştıranlar asla affedilemez. Herşeye rağmen, affedilecek olanlar ise kadınlar ve çocuklardır. Bizler, onların bize yaptığı şeylere misli ile cevap veren bir ordu olmayalım. Çocuklara ve kadınlara karşı asla savaşmayalım. Böyle yaparsak, asla kazanamayız."
O Bosnalıların
kurtuluş lideri
Pekçok Bosnalı için İzzetbegoviç barış getiren Cumhurbaşkanı'ndan ziyade bir savaş kahramanı olmayı sürdürüyor. İzzetbegoviç'in resimleri Müslüman Boşnakların evlerinde hala duvarları süslüyor.