BTP Lideri Prof. Dr. Baş, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 102. maddesi uyarınca gerçekleştirilen 'tahliye'ler ile hükümet ve yargı arasındaki çatışmayı değerlendirirken, "Millet ayıkmazsa, sonumuz hüsrandır" dedi
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, son günlerde gündemin ana maddesini oluşturan Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun (CMK) 102. maddesi uyarınca gerçekleştirilen 'tahliye'ler ile hükümet ve yargı arasındaki çatışmayı değerlendirdi. Önceki akşam Meltem TV'de yayınlanan Haftanın Sohbeti programına konuk olan BTP Genel Başkanı, bir milletin temel kurumları olduğunu hatırlatarak, bunları "aile, adalet, ordu, din ve devlet" olarak sıraladı. Türkiye'de bu kurumların tehdit altında olduğunu dile getiren BTP Genel Başkanı, siyasetten önce milletin kendini toparlaması gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Baş, şunları söyledi: "Önce millet ayıkmalıdır. Millet ayıkmazsa, sonumuz hüsrandır. Demokratik sistemde milletin dediği oluyor. Vatandaşlar tercihlerinin sonucuna katlanmak zorundadır. Öncelikle kendimizi nefis muhasebesine çekmeliyiz. Çuvaldızı başkasına batırmadan önce iğneyi kendimize batırmalıyız."
Haklı, haksız tartışması
"Siyaset mi haklı, yargı mı haklı?" sorusunu yönelten BTP Genel Başkanı, şu açıklamalarda bulundu: "Bu tartışmada haklı diyebileceğimiz kurum yok. Ancak siyaset yani hükümet zamanında görevini yapmadığından, adalet kurumu mağdur olmuştur. Gerekli hakim ve savcı atamaları yapılmamıştır. Fiziki mekanlarda yani adliyelerde sorun vardır. Çoğu adliyede mahkeme salonlarının durumu içler acısıdır. Hakimlerin başına dosyaları yığıyorsun, ondan sonra da 'çık bu işin içinden' diyorsun. Hakimler dosyaları bir tarafa bıraktığında, bu defa müştekiler 'amma da uzattı' diye şikayette bulunuyor. Bir ilçeye 1-2 hakim atanırsa, olacağı budur. Burada eğitimin de kusuru vardır. Biz Bağımsız Türkiye Partisi olarak üniversite kapılarının gençlere ardına kadar açılması gerektiğini dile getiriyoruz. Kaç tane hukuk fakültesine ihtiyaç varsa, o kadar fakülte açmalısın. Bu memlekette niye hakim eksiği olsun ki! Adalet Bakanlığı'na göre, hukuk fakültesinden mezun olan bir adayın yargıç ya da savcı olarak atanması için 3 yıl staj görmesi gerekmektedir. Sen binlerce hakim ya da savcı adayını staja alırsan, çok olsa 3 yıl kaybedersin ondan sonra rahatlarsın. Yargıtay diyor ki, 'benim şu kadar hakime ihtiyacım var'. Niye o kadroyu vermiyorsun?"
Din ve aile kurumu
Din ve aile kurumlarının da tehdit altında olduğunu dile getiren BTP Lideri, "Bazı TV kanallarındaki program aile kurumunu sarsıyor. Dinin de o kadar müdahili var ki kasap, çaycı, berber hoca! Bir tek hoca 'hoca' değil! Çözüm milletin elindedir. Millet nefsi açısından bakmayacak olaya. Bir çuval buğdaya ya da prince, bir çuval kömüre göre karar vermemeli vatandaşımız."
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, son günlerde gündemin ana maddesini oluşturan Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun (CMK) 102. maddesi uyarınca gerçekleştirilen 'tahliye'ler ile hükümet ve yargı arasındaki çatışmayı değerlendirdi. Önceki akşam Meltem TV'de yayınlanan Haftanın Sohbeti programına konuk olan BTP Genel Başkanı, bir milletin temel kurumları olduğunu hatırlatarak, bunları "aile, adalet, ordu, din ve devlet" olarak sıraladı. Türkiye'de bu kurumların tehdit altında olduğunu dile getiren BTP Genel Başkanı, siyasetten önce milletin kendini toparlaması gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Baş, şunları söyledi: "Önce millet ayıkmalıdır. Millet ayıkmazsa, sonumuz hüsrandır. Demokratik sistemde milletin dediği oluyor. Vatandaşlar tercihlerinin sonucuna katlanmak zorundadır. Öncelikle kendimizi nefis muhasebesine çekmeliyiz. Çuvaldızı başkasına batırmadan önce iğneyi kendimize batırmalıyız."
Haklı, haksız tartışması
"Siyaset mi haklı, yargı mı haklı?" sorusunu yönelten BTP Genel Başkanı, şu açıklamalarda bulundu: "Bu tartışmada haklı diyebileceğimiz kurum yok. Ancak siyaset yani hükümet zamanında görevini yapmadığından, adalet kurumu mağdur olmuştur. Gerekli hakim ve savcı atamaları yapılmamıştır. Fiziki mekanlarda yani adliyelerde sorun vardır. Çoğu adliyede mahkeme salonlarının durumu içler acısıdır. Hakimlerin başına dosyaları yığıyorsun, ondan sonra da 'çık bu işin içinden' diyorsun. Hakimler dosyaları bir tarafa bıraktığında, bu defa müştekiler 'amma da uzattı' diye şikayette bulunuyor. Bir ilçeye 1-2 hakim atanırsa, olacağı budur. Burada eğitimin de kusuru vardır. Biz Bağımsız Türkiye Partisi olarak üniversite kapılarının gençlere ardına kadar açılması gerektiğini dile getiriyoruz. Kaç tane hukuk fakültesine ihtiyaç varsa, o kadar fakülte açmalısın. Bu memlekette niye hakim eksiği olsun ki! Adalet Bakanlığı'na göre, hukuk fakültesinden mezun olan bir adayın yargıç ya da savcı olarak atanması için 3 yıl staj görmesi gerekmektedir. Sen binlerce hakim ya da savcı adayını staja alırsan, çok olsa 3 yıl kaybedersin ondan sonra rahatlarsın. Yargıtay diyor ki, 'benim şu kadar hakime ihtiyacım var'. Niye o kadroyu vermiyorsun?"
Din ve aile kurumu
Din ve aile kurumlarının da tehdit altında olduğunu dile getiren BTP Lideri, "Bazı TV kanallarındaki program aile kurumunu sarsıyor. Dinin de o kadar müdahili var ki kasap, çaycı, berber hoca! Bir tek hoca 'hoca' değil! Çözüm milletin elindedir. Millet nefsi açısından bakmayacak olaya. Bir çuval buğdaya ya da prince, bir çuval kömüre göre karar vermemeli vatandaşımız."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.