Böyle Milli Takım olmaz

Başlığa bakıp işi kestirip atmış gibi görsekte, bize, sana, bana ait bir takımı, yani milli takımı "Saldım çayıra mevlam kayıra" düsturuyla ortalara bırakamayız.
Temcit pilavı gibi prim krizine dönüp olayın pejmürdeliği üzerinden çözümde aramayalım.
İş kafadan çökmüş. Nasıl mı?
1- Milli takım kimsenin babasının takımı değildir.
2- Futbol Federasyonu ve Milli takımda görev yapanlar kafalarına göre karar veremezler.
3- Kişisel çıkarlar ve anlayışlar Milli takımda işlemez.
4- Takım bu millete aittir, üzerinde oyun oynanmaz.
Sen kalk prim verildi, yok verilmedi üzerinden gündem yarat; affettik-affetmedik üzerinden milleti uyut; içime sindi-sinmedi sözleriyle Milli takım oluştur; sonrada Kosava'yı yendik üzerinden final grubu hesabı yap. Benim şaşırdığım kimse bu gerçeklerin üstüne gitmiyor. Gitmeyip Fatih haklı, Arda suçlu gibi ne olduğu anlaşılmayan kuru gürültülerle eyyamcılık peşinde herkes.
Oysa Fatih Terim göreve geldiğinde, "Artık Türkiye'de Milli takıma alınacak futbolcu yok" dedi mi, demedi mi. Ey millet; tamam hoca bunun için ne yaptın diye soran var mı? Yok tabii.
Fatih Hoca iş başına gelip açıkca itirafta bulunup gerçeği söylemekle yetindi. Bekledi baktı ki bu konuda ilgi milgi yok, ben de şartlara ve kurallara uyarım arkadaş diyor. Böyle gelmiş böyle gider. Ne yapalım böyle işte. Şimdi kağıt kalemi elimize alıp nasıl final grubuna çıkarız hesapları sistematiğine dönelim. Öyle değil mi arkadaşlar bize bu yakışmıyor mu?
Önemli bir işimiz daha var, onuda satır aralarına yazıverelim. Milli takımın forması çok güzeldi. Hele turkuvaz rengi gençlerimize çok yakıştı. Bir daha sefere yavru ağzı rengine bakarız.
Olmaz mı olur tabii.