BTP'den gençleri kurtarma seferberliği
Gençlerimizi uyuşturucu, kumar ve çeteleşmenin pençesinden kurtarmak için BTP'nin "Geleceği Savunmak" seferberliği Türkiye'nin dört bir yanını sarıyor. Bilim ve akılla örülen bu mücadele, bir neslin umudunu koruma çağrısı!
14.10.2025 15:30:00
Eyüp Kabil
Eyüp Kabil
Türkiye'nin kalbi gençlerinde atar. Onlar, yarınların mimarları, umutların taşıyıcılarıdır. Ancak son yıllarda, bu umut dolu nesil, karanlık bir gölgenin altında eziliyor: Uyuşturucu, sanal kumar ve çeteleşme gibi zehirli ağlar, gençlerimizi adım adım yutuyor.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın X hesabından paylaştığı o çarpıcı açıklama, tam da bu acil çağrıyı yankılıyor: "Türkiye'nin aydınlık geleceği, gençlerimizin zihinsel ve bedensel sağlığı üzerine kuruludur."
Bu sözler, sadece bir siyasi beyan değil; bir toplumun vicdanına dokunan, harekete geçiren bir manifesto.
BTP'nin "Geleceği Savunmak" serisi, üçüncü haftasında İstanbul, İzmir, Yalova, Aydın, Kırıkkale ve Çorum gibi illerde halkla buluşarak, bu tehditlere karşı bilimsel ve akılcı çözümler sunuyor. Bugüne dek Ankara'dan Şanlıurfa'ya uzanan bu seferberlik, partinin "ülkenin her köşesine ulaşana dek" süreceğini taahhüt etmesiyle, umut verici bir direnişin habercisi.
Peki, bu farkındalık kampanyası neden bu kadar kritik? Gelin, gençlerimizi saran bu zincirleri parçalamak için birlikte düşünelim.
Uyuşturucu ve kumar
Öncelikle, sorunun köklerine inelim. Uyuşturucu, gençlerimizi en sinsi şekilde ele geçiriyor. TÜİK verilerine göre, Türkiye'de uyuşturucu kullanım yaşı hızla düşüyor; ergenlik dönemindeki gençler arasında deneme oranları yüzde 5'leri aşmış durumda. Bu, sadece bireysel bir yıkım değil; aileleri parçalayan, toplumu çürüyen bir salgın.
Bir gencin ilk "merak" sigarası veya sentetik uyarıcı, kısa sürede bağımlılığa dönüşüyor. Zihinsel çöküş, bedensel tahribat ve nihayetinde hayatın sonu... Bu döngü, ekonomik baskılarla besleniyor: İşsizlik, pahalılık ve geleceksizlik, gençleri "anlık kaçış" arayışına itiyor. Hüseyin Baş'ın vurguladığı gibi, "umudu yok, hayali yok" bir genç, bu tuzaklara en savunmasız halde düşüyor. Benzer şekilde, sanal kumar -o parlak ekranlardaki "kolay para" vaadi- gençlerin ceplerini değil, ruhlarını boşaltıyor.
Online bahis siteleri, pandemi sonrası patlama yaptı; Adalet Bakanlığı raporlarına göre, 2024'te milyonlarca genç bu bataklığa sürüklendi. Bir tıkla kaybedilen paralar, ardından gelen borçlar ve intihar vakaları... Kumar, sadece maddi değil, psikolojik bir esaret; özgüveni eriten, ilişkileri yok eden bir canavar.
Son beş yılda çete bağlantılı genç suçları yüzde 40 arttı
Çeteleşme ise, bu zehirli karışımın en vahşi yüzü. Sokak çeteleri, sosyal medya üzerinden örgütlenen "sanal aileler" haline evrildi. Gençler, aidiyet arayışında bu gruplara katılıyor; başlangıçta "koruma" vaadiyle başlayan ilişki, şiddet, suç ve ölümle bitiyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün istatistikleri ürkütücü: Son beş yılda çete bağlantılı genç suçları yüzde 40 arttı. Bu, sadece polisiye bir mesele değil; toplumsal bir çöküş. Ahlaki yozlaşma, bu üçlünün ortak zemini: Dijital dünyanın anonimliğinde yayılan pornografi, tüketim çılgınlığı ve değer erozyonu, gençlerin kimliklerini paramparça ediyor.
BTP'nin programlarında dile getirildiği üzere, bunlar "kurulan tuzaklar" sistematik, planlı bir saldırı. Ekonomik krizler, eğitimdeki boşluklar ve aile yapılarının zayıflaması, bu tuzakları daha da derinleştiriyor.
Sonuç? Bir nesil, potansiyelini kaybediyor; inovasyon yerine bağımlılık, liderlik yerine itaat seçiliyor.
BTP'den eylem fırtınası
İşte tam burada, BTP'nin "Geleceği Savunmak" serisi devreye giriyor, bir farkındalık değil, eylem fırtınası. Eylül sonunda Ankara'da start alan kampanya, 'Gençliği korumak geleceği savunmaktır' sloganıyla, uyuşturucu, sanal bahis, çeteleşme ve ahlaki yozlaşmayı masaya yatırıyor.
Hüseyin Baş'ın liderliğinde, partinin Genel Başkan Yardımcıları Avukat İbrahim Berk, Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi ve Ahmet Erimhan gibi uzmanlar, sempozyum ve panellerde bilimsel verilerle konuşuyor.
Kocaeli'den Sakarya'ya, Kilis'ten Sivas'a uzanan etkinlikler, sadece konuşma değil; interaktif atölyeler, bilinçlendirme broşürleri ve aile-genç diyalogları içeriyor.
Üçüncü haftada İstanbul'un kalabalık semtlerinden İzmir'in sahil ilçelerine, Yalova'nın huzurlu sokaklarından Aydın'ın tarlalarına, Kırıkkale ve Çorum'un sanayi mahallelerine ulaşan ekip, bugüne dek 14 ilde binlerce insana dokundu. Bu, hamaset değil, vatan savunması: Gençliği kaybetmek, geleceği kaybetmek; geleceği kaybetmek ise vatanı kaybetmek demek.
BTP, 8 haftalık eğitim programıyla bu savaşı uzatıyor; okullara, üniversitelere ve mahallelere inerek, erken uyarı sistemleri öneriyor. Çözümler akılcı: Bağımlılıkla mücadele için rehabilitasyon merkezlerinin artırılması, sanal kumarı engelleyen yasal düzenlemeler, çetelere karşı istihbarat ağları ve en önemlisi, gençlere "gelecek kurgusu" aşılayan ekonomi politikaları, Milli Ekonomi Modeli gibi.
Hüseyin Baş: 'Bizim kaybedecek bir tane bile gencimiz yok'
Bu kampanya, bize şunu hatırlatıyor, farkındalık, sessiz bir çığlık değil, kolektif bir haykırış olmalı.
Aileler, ilk kale: Çocuğunuzun telefonunda ne var, arkadaş çevresi kim, diye sorun.
Okullar, ikinci siper: Müfredata bağımlılık eğitimi ekleyin, rehberlik servislerini güçlendirin.
Toplum, en geniş cephe: Mahalle meclisleri kurun, komşu olun, yargılamayın destek olun.
Hükümetler ise, kök nedenlere odaklansın: İşsizliği azaltın, eğitimi dönüştürün, dijital denetimi sıkılaştırın.
Hüseyin Baş'ın sözleriyle, "bizim ne kaybedecek bir tane bile gencimiz vardır ne de vatanımız." Bu seferberlik, BTP'nin yalnız bir çabesi değil; hepimizin çağrısı. Samsun'dan Ordu'ya, Gaziantep'ten Giresun'a yayılan bu dalga, Türkiye'nin her köşesine ulaşana dek durmamalı.
Sonuçta, geleceği savunmak, bugün bir el uzatmakla başlar. O genç, belki sizin oğlunuz, kardeşiniz ya da komşu çocuğunuz. Uyuşturucunun soğuk eli, kumarın sahte parıltısı veya çetenin karanlık ağına karşı, bilimle, akılla ve sevgiyle savaşın.
BTP'nin bu yolculuğu, bir kıvılcım; ateşi birlikte yakalım. Çünkü aydınlık yarınlar, karanlığa boyun eğmeyen gençlerle kurulur. Hadi, geleceği birlikte savunalım. Şimdi, buradan, her yerden.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın X hesabından paylaştığı o çarpıcı açıklama, tam da bu acil çağrıyı yankılıyor: "Türkiye'nin aydınlık geleceği, gençlerimizin zihinsel ve bedensel sağlığı üzerine kuruludur."
Bu sözler, sadece bir siyasi beyan değil; bir toplumun vicdanına dokunan, harekete geçiren bir manifesto.
BTP'nin "Geleceği Savunmak" serisi, üçüncü haftasında İstanbul, İzmir, Yalova, Aydın, Kırıkkale ve Çorum gibi illerde halkla buluşarak, bu tehditlere karşı bilimsel ve akılcı çözümler sunuyor. Bugüne dek Ankara'dan Şanlıurfa'ya uzanan bu seferberlik, partinin "ülkenin her köşesine ulaşana dek" süreceğini taahhüt etmesiyle, umut verici bir direnişin habercisi.
Peki, bu farkındalık kampanyası neden bu kadar kritik? Gelin, gençlerimizi saran bu zincirleri parçalamak için birlikte düşünelim.
Türkiye'nin aydınlık geleceği, gençlerimizin zihinsel ve bedensel sağlığı üzerine kuruludur. Bu temeli sarsan uyuşturucu, kumar ve çeteleşme tehditlerine karşı bilim ve akılla çözümler üretmek, halkımızı bilinçlendirmek amacıyla düzenlediğimiz "Geleceği Savunmak" serimizin üçüncü… pic.twitter.com/C6gCW2JENp
— Hüseyin Baş (@huseyinbas_BTP) October 14, 2025
Uyuşturucu ve kumar
Öncelikle, sorunun köklerine inelim. Uyuşturucu, gençlerimizi en sinsi şekilde ele geçiriyor. TÜİK verilerine göre, Türkiye'de uyuşturucu kullanım yaşı hızla düşüyor; ergenlik dönemindeki gençler arasında deneme oranları yüzde 5'leri aşmış durumda. Bu, sadece bireysel bir yıkım değil; aileleri parçalayan, toplumu çürüyen bir salgın.
Bir gencin ilk "merak" sigarası veya sentetik uyarıcı, kısa sürede bağımlılığa dönüşüyor. Zihinsel çöküş, bedensel tahribat ve nihayetinde hayatın sonu... Bu döngü, ekonomik baskılarla besleniyor: İşsizlik, pahalılık ve geleceksizlik, gençleri "anlık kaçış" arayışına itiyor. Hüseyin Baş'ın vurguladığı gibi, "umudu yok, hayali yok" bir genç, bu tuzaklara en savunmasız halde düşüyor. Benzer şekilde, sanal kumar -o parlak ekranlardaki "kolay para" vaadi- gençlerin ceplerini değil, ruhlarını boşaltıyor.
Online bahis siteleri, pandemi sonrası patlama yaptı; Adalet Bakanlığı raporlarına göre, 2024'te milyonlarca genç bu bataklığa sürüklendi. Bir tıkla kaybedilen paralar, ardından gelen borçlar ve intihar vakaları... Kumar, sadece maddi değil, psikolojik bir esaret; özgüveni eriten, ilişkileri yok eden bir canavar.
Son beş yılda çete bağlantılı genç suçları yüzde 40 arttı
Çeteleşme ise, bu zehirli karışımın en vahşi yüzü. Sokak çeteleri, sosyal medya üzerinden örgütlenen "sanal aileler" haline evrildi. Gençler, aidiyet arayışında bu gruplara katılıyor; başlangıçta "koruma" vaadiyle başlayan ilişki, şiddet, suç ve ölümle bitiyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün istatistikleri ürkütücü: Son beş yılda çete bağlantılı genç suçları yüzde 40 arttı. Bu, sadece polisiye bir mesele değil; toplumsal bir çöküş. Ahlaki yozlaşma, bu üçlünün ortak zemini: Dijital dünyanın anonimliğinde yayılan pornografi, tüketim çılgınlığı ve değer erozyonu, gençlerin kimliklerini paramparça ediyor.
BTP'nin programlarında dile getirildiği üzere, bunlar "kurulan tuzaklar" sistematik, planlı bir saldırı. Ekonomik krizler, eğitimdeki boşluklar ve aile yapılarının zayıflaması, bu tuzakları daha da derinleştiriyor.
Sonuç? Bir nesil, potansiyelini kaybediyor; inovasyon yerine bağımlılık, liderlik yerine itaat seçiliyor.
BTP'den eylem fırtınası
İşte tam burada, BTP'nin "Geleceği Savunmak" serisi devreye giriyor, bir farkındalık değil, eylem fırtınası. Eylül sonunda Ankara'da start alan kampanya, 'Gençliği korumak geleceği savunmaktır' sloganıyla, uyuşturucu, sanal bahis, çeteleşme ve ahlaki yozlaşmayı masaya yatırıyor.
Hüseyin Baş'ın liderliğinde, partinin Genel Başkan Yardımcıları Avukat İbrahim Berk, Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi ve Ahmet Erimhan gibi uzmanlar, sempozyum ve panellerde bilimsel verilerle konuşuyor.
Kocaeli'den Sakarya'ya, Kilis'ten Sivas'a uzanan etkinlikler, sadece konuşma değil; interaktif atölyeler, bilinçlendirme broşürleri ve aile-genç diyalogları içeriyor.
Üçüncü haftada İstanbul'un kalabalık semtlerinden İzmir'in sahil ilçelerine, Yalova'nın huzurlu sokaklarından Aydın'ın tarlalarına, Kırıkkale ve Çorum'un sanayi mahallelerine ulaşan ekip, bugüne dek 14 ilde binlerce insana dokundu. Bu, hamaset değil, vatan savunması: Gençliği kaybetmek, geleceği kaybetmek; geleceği kaybetmek ise vatanı kaybetmek demek.
BTP, 8 haftalık eğitim programıyla bu savaşı uzatıyor; okullara, üniversitelere ve mahallelere inerek, erken uyarı sistemleri öneriyor. Çözümler akılcı: Bağımlılıkla mücadele için rehabilitasyon merkezlerinin artırılması, sanal kumarı engelleyen yasal düzenlemeler, çetelere karşı istihbarat ağları ve en önemlisi, gençlere "gelecek kurgusu" aşılayan ekonomi politikaları, Milli Ekonomi Modeli gibi.
Hüseyin Baş: 'Bizim kaybedecek bir tane bile gencimiz yok'
Bu kampanya, bize şunu hatırlatıyor, farkındalık, sessiz bir çığlık değil, kolektif bir haykırış olmalı.
Aileler, ilk kale: Çocuğunuzun telefonunda ne var, arkadaş çevresi kim, diye sorun.
Okullar, ikinci siper: Müfredata bağımlılık eğitimi ekleyin, rehberlik servislerini güçlendirin.
Toplum, en geniş cephe: Mahalle meclisleri kurun, komşu olun, yargılamayın destek olun.
Hükümetler ise, kök nedenlere odaklansın: İşsizliği azaltın, eğitimi dönüştürün, dijital denetimi sıkılaştırın.
Hüseyin Baş'ın sözleriyle, "bizim ne kaybedecek bir tane bile gencimiz vardır ne de vatanımız." Bu seferberlik, BTP'nin yalnız bir çabesi değil; hepimizin çağrısı. Samsun'dan Ordu'ya, Gaziantep'ten Giresun'a yayılan bu dalga, Türkiye'nin her köşesine ulaşana dek durmamalı.
Sonuçta, geleceği savunmak, bugün bir el uzatmakla başlar. O genç, belki sizin oğlunuz, kardeşiniz ya da komşu çocuğunuz. Uyuşturucunun soğuk eli, kumarın sahte parıltısı veya çetenin karanlık ağına karşı, bilimle, akılla ve sevgiyle savaşın.
BTP'nin bu yolculuğu, bir kıvılcım; ateşi birlikte yakalım. Çünkü aydınlık yarınlar, karanlığa boyun eğmeyen gençlerle kurulur. Hadi, geleceği birlikte savunalım. Şimdi, buradan, her yerden.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
